Saadet Partisi (SP) Merkez İlçe Başkanı Mücahit Mekeç, Refah Yol hükümeti tarafından 1997 yılında İran, Pakistan, Bangladeş, Malezya, Endonezya, Mısır ve Nijerya&8217;yla ortaklaşa kurulan D-8&8217;in (gelişen ülkeler) İstanbul&8217;da düzenlenen 13. kuruluş toplantısı üzerine değerlendirmelerde bulundu. Mekeç, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (ESAM) öncülüğünde İstanbul Çırağan Sarayı´nda yapılan toplantıya Milli Görüş Lideri Prof. Dr.


Necmettin Erbakan, Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Doktor Numan Kurtulmuş, ESAM Genel Başkanı Recai Kutan, D-8 Genel Sekreteri Kia Tabatani, üye ülkelerin diplomatları ile parti ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin katıldığını söyledi. Mekeç, D-8&8217;in küresel emperyalizme karşı Müslümanların birliğini ifade ettiğini belirtti. Dünyada yeni dengelerin kurulması için en kuvvetli bölgenin İslam coğrafyası olduğunu kaydeden Mekeç, değişen dünya konjonktürünün dünyanın en önemli medeniyet havzasında yaşayan İslam ülkelerinin önüne tarihi fırsatlar çıkardığını ve dünyanın yeni bir küresel denklemin kurulması aşamasında olduğunu belirtti.



Türkiye çok önemli bir aktör


İslam ülkelerinin bazı problemlerinin bulunduğunu ve bu problemlerin çözülmesi için çaba sarf edilmesi gerektiğini belirten Mekeç; İslam ülkeleri uluslararası alanda güçlü birliktelikler oluşturması gerekmektedir. Bunun için de ülkelerin öncelikle kendi içlerindeki bazı sorunları çözmeleri gerekmektedir&8221; dedi. Türkiye&8217;nin yeni dünya düzeninde baş aktörlerden biri olacağını belirten Mekeç; &8220;Türkiye ve İslam Dünyası, kurulmakta olan küresel denklemler içinde en güçlü aktörlerin içinde yer almaktadır. Bugün dünyada adalet ve özgürlük ekseninde kurulacak sözün sahibi Müslüman coğrafyasıdır. Türkiye yeni denklemde yer alacak en güçlü aktörlerin başında geliyor&8221; diye konuştu.


Ortak bir dış ilişkiler ağı oluşturulmalı


Mekeç &8220;İslam ülkeleri olarak önemli bir diğer eksiklik ise teknoloji ve savunma sanayi alanında geri kalmamızdır. Eğer siz uçaklarınızı ve tanklarınızı kendiniz üretmiyorsanız, Mavi Marmara´da yaşanan katliamdan sonra istediğiniz kadar ´İsrail özür dilesin´ deyin, bu söz kuru sıkı bir palavradan öte bir anlam taşımaz. Diğer bir eksiklikte dış politika kurgusundaki zafiyettir. Bugün özellikle değişen dünya konjonktüründe Türkiye, Pakistan, Endonezya, Malezya ve Afrika´daki İslam ülkeleri için önemli fırsatlar ortaya çıkmıştır. Bu nedenle de ortak bir dış ilişkiler ağı kurgusu oluşturulmalıdır. İslam ülkeleri olarak yönümüzü, kuzeye, doğuya ve Batı´ya değil, kendimize, kendi dünyamıza ve kendi medeniyet havzamıza döndürmeliyiz&8221; dedi.


Kararlı politika izlemeliyiz


Türkiye&8217;nin kararlı bir politika izlemesi gerektiğini söyleyen Mücahit Mekeç; &8220;Şahsiyetli, çok taraflı, kararlı bir dış politika kurmalıyız. Eğer bunu yapamazsak kimse bizim sorunlarımızı çözmeyecektir. Bugün biz, doğal kaynaklar, kültürel zenginlik bakımından, insan gücü potansiyelimiz bakımından çok büyük avantajlara sahibiz. Bu imkanlarımızı değerlendirmek durumundayız. Büyük adımlar büyük ütopyalarla gerçekleşir. Vizyonu ve ütopyası olmayan hiçbir siyasi hareketin geleceği olmaz. Bizim ütopyamız vardır ve bu, mazlum milletlerin bir araya gelerek hak, hukuk, barış ve esenlik yurdu haline geldiği bir dünyayı kurma ütopyasıdır. Yeryüzü zenginliklerinin adil dağıtıldığı küresel erdem çerçevesinde hakkaniyet içinde dağıtıldığı, ırk, din, mezhep ve siyasi tercihlerinden dolayı haksızlık yapılmadığı adil bir dünyanın kurulması bizim ütopyamızdır. Biz bu ütopyamızı gerçekleştirmek için çalışacağız. Biz bildiklerimizle amel edeceğiz Allah bize bilmediklerimizi öğretecek. İnşallah bir gün bu ütopya gerçek olacak&8221; şeklinde konuştu.


D-8 isyanının ilk adımıdır


SP Merkez İlçe Başkanı Mücahit Mekeç şöyle devam etti: &8220;D-8 oluşumu sömürüye, adaletsizliğe, eşitsizliğe, baskı ve tahakküme karşı toplu bir isyanın ilk adımıdır. Kuruluş bildirgesinde de açıklandığı gibi bir bölgesel işbirliği teşkilatı değil bütün dünyayı yeniden tanzim etmeyi hak ve adalet temelli &8216;Yeni bir dünyayı&8217; hedefleyen küresel bir kuruluştur. D-8´ler gerek içte gerekse de dışta seçkinleri oldukça rahatsız etmiştir. D-8´e üye olan ülkelerde iç karışıklık çıkarılmıştır. Türkiye´de de 28 Şubat post-modern darbesiyle Refah-Yol hükümetinin düşürülmesi en önemli sebeplerinden biridir. D-8´in canlandırılması dünya barışı için bir zarurettir. Eğer D-8 projesi engellenmeseydi mazlum coğrafyalar işgal altında olmayacak, yüz binlerce insan hayatını kaybetmeyecekti. İslam coğrafyasının maddi kaynakları talan edilmeyecekti.


İnsanlık için büyük önemi var


D-8 ülkelerinin hedef olarak belirlediği bütün projeler üye ülkelerin kalkınmasına öncülük edecek niteliktedir. Bunların bir an evvel gerçekleştirilmesi D-8 hedefleri bakımından gerek o ülke halkı ve gerekse insanlık için çok büyük önem taşımaktadır. Bugün D-8´lerin niçin kurulduğunu, bunun zorunluluğunu ve bütün insanlık için önemini D-8´lerin 13 yıl öncesine nazaran çok daha açık bir şekilde ve şiddetle hissediyoruz. D-8´lerin bütün insanlığın Saadet´ine, barış ve adalete dayalı bir dünyanın kuruluşuna öncülük yapmasını arzu ediyor ve bu yönde gayret sarf ediyoruz. D-8´lerin 6 temel ilkesi &8216;Savaş değil, barış&8217;, &8216;Çatışma değil, diyalog&8217;, &8216;Çifte standart değil, adalet&8217;, &8216;Üstünlük taslamak değil, eşitlik&8217;, &8216;Sömürü değil, işbirliği&8217;, &8220;Baskı ve tahakküm değil, insan hakları hürriyet ve demokrasidir.&8221;
Editör: Pusula Gazetesi