Zonguldak´ta, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) maden ocağında, 263 işçinin hayatını kaybettiği grizu patlamasından kurtulan madenciler, yerin yüzlerce metre altında yaşadığı acıyı, facianın her yıl dönümünde yeniden hissediyorlar.


TTK Kozlu Müessese Müdürlüğünde, 3 Mart 1992´de 263 madencinin can verdiği grizu faciası, havzadaki en fazla ölümlü iş kazası olma özelliğini taşıyor.
Bazılarının cesetlerinin 5 yıl sonra bulunabildiği faciada, yaşamını yitiren yüzlerce maden işçisinin adları kent merkezindeki Maden Şehitleri Anıt Parkı´nda yaşatılırken, her yıl anma törenleri gerçekleştiriliyor.
Kentte 17 Mayısta TTK Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağında meydana gelen ve 28 madencinin cenazesinin çıkarıldığı, 2´sinin ise arandığı grizu patlaması, 1992´deki acıyı yaşayanlara kötü hatıralarını yeniden hatırlattı.
Grizu patlaması sırasında yerin 560 metre altındaki ocakta tulumbacı olarak çalışan emekli madenci 55 yaşındaki Ali Tekin, AA muhabirine, patlamada yaralanan arkadaşıyla birlikte yaşadıklarının etkisinden halen kurtulamadıklarını söyledi.
Facia yaşandığında 12 yıllık maden işçisi olduğunu anlatan 2 çocuk babası Tekin, şöyle konuştu:
´´Grizu patlaması yaşandığında saat 16.00-24.00 vardiyasındaydık. Ocağa arkadaşlarımızla güle oynaya indik. O gün işimi erken bitirmek istiyordum. Kayın biraderim askere gidecekti. Fakat işten erken çıkamadım. Bir süre sonra grizu faciası meydana geldi. Üzerime yeşilli-kırmızılı bir ışığın geldiğin fark ettim. Taşlarla beraber ışık geliyordu. İlk önce yüzümden yaralandım, daha sonra savrulduğum duvarda adeta asılı kaldım. Yere düştüğümde her yer karanlıktı, lambamı çalıştırmak istedim ama pimi kopmuştu. Yanımda o sırada 5-6 arkadaşım vardı, hepsi yerde yatıyordu. Elimle yokladığımda başlarının arkası ve belleri kanıyordu. Kuyu dibinde bütün kazada yaralananları toplamışlardı.´´

-PATLAMA YERİNE 5 YIL GİDEMEDİ-

Ocak içinde çok sayıda arkadaşının yaralı olduğunu, bazılarının ise hayatını kaybettiğini gördüğünü anlatan Tekin, şunları kaydetti:
´´Daha sonra hastaneye getirildim. Hastanede yüzüme baktığım sırada kömür tozlarının yapıştığını gördüm. Hastaneden çıktıktan sonra grizu faciasını düşünmek istemedim. Olaydan sonra arkadaşlarımızla birlikte yaralarımızı sarmaya baktık. Madene grizu patlamasından 2 yıl sonra girdim. Patlamanın yaşandığı bölgeye ise ancak 5 yıl sonra inebildim. Yer altında 5 yıl süresince eksi 200 metreden aşağıya gitmedim. Orada çalıştığımız sırada aynı şeyler hep aklımıza geliyordu. Yaralı kurtulan arkadaşlarımızdan benim gibi ocağa girip çalışanlar oldu, bazıları ise madene giremedi.´´
Tekin, Karadon´da 17 Mayısta yaşanan patlamayı duyduğunda orada kalanların kurtulamayacağını düşündüğünü, kendi yaşadıkları felaketi bir kez daha dehşetle hatırladığını kaydetti.

-´´EKMEK KAVGASI YİNE ÇALIŞMAYA DEVAM ETTİK´´-

Grizu faciasını yaşamış emekli madenci 56 yaşındaki Hasan Bozacıoğlu, metan gazının patlamasıyla üzerlerine alev topunun geldiğini belirterek, ´´O alev bizleri yakmış, çok sayıda arkadaşımızı da öldürmüştü. Ben de 3 gün komada kaldım. Vücudumun çeşitli yerleri yandı´´ dedi.
İyileştikten sonra tekrar çalışmaya başladığını anlatan Bozacıoğlu, şöyle dedi:
´´Ocağa inmeye korkuyordum ama ekmek kavgası yine çalışmaya devam ettik. Karadon´daki grizu patlamasında hayatını kaybedenleri duyunca o günler aklıma geldi. Bazen eski arkadaşlarımızla bir araya geliyoruz. Fakat faciadan konuşmayı kimse istemiyor. Gerçekten çok acı günlerdi. Halen o korkuyu hissediyorum.´´

-EŞİ, AYAKLARINDAN TANIYABİLMİŞ-

Madencinin eşi Rafiye Bozacıoğlu da eşini hastanede ayaklarından tanıdığını belirterek, ´´Eşimin yüzü çok şişmişti, tanıyamadım. Kocamı öyle görünce çok korktum, o günleri hatırlamak istemiyorum. Karadon´daki grizu faciasını duyduğumda hemen televizyonu kapattırdım. Eşimin yaşadığı facianın ardından üst üste kalp ameliyatları oldum. Aynı üzüntüyü yaşamak istemedim´´ diye konuştu.
Son facianın yaşandığı ocaktan emekli maden işçisi Ali Rıza Eyioğlu da, 1987´de işe girdiğini, o günden bugüne iş güvenliği ve işçi sağlığı konularında çok önemli aşama kaydedildiğini söyledi.
Teknolojik ilerlemelerin ocaklarda daha fazla kullanıldığı, gaz ölçümlerinin iyi şekilde yapıldığını anlatan Eyioğlu, TTK´nın maden ocaklarındaki kazaları en aza indirmek için önemli yatırımlar yaptığını kaydetti.
Editör: Pusula Gazetesi