Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessesesi´nde meydana gelen grizu faciasında hayatını kaybeden 30 maden işçisinin kurtarma çalışmalarını incelemek için 19 Mayıs tarihinde Zonguldak´a gelen ve burada açıklama yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan´ın ölümlerin "Kader" yönündeki açıklamaları ile ilgili olarak soru önergesi sundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan´ın soruları yazılı olarak cevaplamasını isteyen Köktürk, şöyle konuştu: "Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü Karadon Müessese Müdürlüğü´ne bağlı yeraltı kömür ocağında 17 Mayıs 2010 tarihinde saat 13.30 civarında patlama meydana gelmiş, patlamanın ardından maden ocağının eksi 540 kodunda çalışan taşeron firmaya çalışan 30 işçimiz yaşamını yitirmiştir. 30 madencimizin yaşamına malolan maden kazasını ´Kader´ olarak nitelemiştiniz. Oysa akıl ve bilim bu değerlendirmeyle
örtüşmediği gibi, Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof.Dr. Ali Bardakoğlu da böyle bir soruya, ´Yaşanan üzücü olaylara kaza ve kaçınılmaz demek yetmiyor. Bu tip acılar yaşamamak için insan unsurundan kaynaklanan hataları en aza indirmek zorundayız. Türkiye olarak iyi bir durumda değiliz. Bu tip acıların yaşanmaması için daha çok tedbir alınmalıdır´ cevabını vermiştir. Aynı şekilde, TTK´da örgütlü Genel Maden İşçileri Sendikası´nın mart ayında hazırladığı ´Zonguldak Kömür Havzası´nda İşçi Sağlığı ve İş
Güvenliği´ raporu, Karadon´daki maden ´kazası´ için söylediğiniz ´kader´ kavramını doğrulamamaktadır."


CHP´Lİ VEKİLDEN BAŞBAKAN´A "KADER" SORULARI
CHP Zonguldak Milletvekili Köktürk, "Yıllardır madencilik konusunda çalışma yapan, sorunlara dikkat çeken sendikaların, meslek odalarının ve birliklerinin uyarılarını dikkate almayarak olayı "Kader" diye geçiştirmek doğru bir anlayış mıdır?"
CHP Zonguldak Milletvekili Köktürk sorularına şöyle devam etti:
"Uluslararası Çalışma Örgütü´nün (ILO) 176 sayılı ´Madenlerde Sağlık ve güvenlik Sözleşmesi´ niçin imzalanmamıştır? Hükümetiniz bu sözleşmeyi imzalamayı düşünmekte midir? Ülkemizde, yüksek risk taşıyan, kuralsız ve denetimsiz çalışan, mühendislik bilim ve tekniğinden uzak, teknik elemanın gözetim ve denetimi olmaksızın, tamamen ilkel koşullarda çalışan pek çok özel kişilere ait firma taşeron ve diğer ilişkiler içerisinde üretim yapmaktadır. Hatta bunların bir bölümü inşaat firması olduğu halde özel deneyim
ve birikim gerektiren madencilik alanında faaliyet göstermektedirler. Bu tür işletmeler açısından iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları tamamen maliyet kalemi olarak görülmekte ve maksimum karı elde etmek için en hızlı, en acımasız üretim süreçlerini yaşama geçirme konusunda hiç tereddüt etmemektedir. Bu konuda ne gibi önlemler alınmıştır? Madencilik sektöründeki taşeron uygulamasını kaldırma konusunda ivedilikle çalışma gerçekleştirmeyi düşünüyor musunuz? 30 madencimizin yaşamını yitirdiği Karadon maden ocağı
grizu patlaması sürecinde metan gazı oranının yüzde 4´lere yükseldiği ve yüzde 1,5´u aştığında işçilerin tahliye edilmesi zorunlu olduğu halde zamanında tahliye edilmediğine ilişkin iddialar doğru mudur? Üretimde yer alan taşeron firmaların faaliyetleri, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine dönük uygulamalarının ne düzeyde olduğu, TTK´daki mevcut uygulamalara uygun davranıp davranmadıkları ve TTK denetiminin düzenli olarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğiyle ilgili olarak yapılan çalışmalar nelerdir? Bu
çalışmalar kamuoyuyla paylaşılacak mıdır?"
CHP Zonguldak Milletvekili Köktürk, soru önergesinde ayrıca,
"Özel sektör madenciliğinde kamunun denetim ve yaptırım koşullarını yeniden düzenlenmeyi, iş sağlığı ve güvenliğine dönük yeni önlemler almayı düşünüyor musunuz?" diye sordu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız´ın, ´Maden Yasasında yapılacak bir değişikliklerle birlikte kaçak ocakların kapatılacağını ve işletenlerin mallarına el konulacağını´ açıkladığını hatırlatan CHP Zonguldak Milletvekili Köktürk, sorularına şöyle devam etti: "Kaçak maden ocaklarının kapatılması zaten zorunlu değil midir? Bunun için yeni bir yasa yapmaya gerek var mıdır? 3213 Sayılı Maden Kanunun 7/1 maddesinin Anayasa Mahkemesi´nin 15.01.2009 günlü, 2004 /70 E. ve 2009 /7 K. Sayılı kararı ile
iptal edilmiş olması ve 27255 sayılı Resmi Gazete´de yayınlanması karşısında madencilikle ilgili izinlerin yasal dayanakları var mıdır? Varsa nelerdir? Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu (YDK) Karadon işletmesi ile ilgili raporunda ´Madendeki hazırlık işlemlerinin tamamıyla hizmet alımı yoluyla yapılmasının sakıncalı olduğunu, kurumun hazırlıklardan tamamen çekilmesinin (hazırlık) geleneğinin yok olmasına yol açacağını´ bildirdiği halde TTK Genel Müdürlüğü´nün bu rapor doğrultusunda gerekli önlemleri almadığı
haberleri basına yansımıştır. Bu haberler doğru mudur? Karadon´daki grizu faciasında olayın gerçekleşme nedeninin ve sorumluların saptanmasına yönelik çalışmalar ne aşamadadır? Elde edilen sonuçlar nelerdir?"
Editör: Pusula Gazetesi