Amele Birliği'nin Anhkara'da Hoşdere Caddesi Aşağı Ayrancı'da faaliyet gösteren Zonguldak Konukevi 1 Nisan 2019 Pazartesi günü yeniden hizmete giriyor.

2016 yılı Ocak ayından bu yana tadilatı süren Zonguldak Konukevi'nin işletmesini eskiden olduğu gibi Amele Birliği'nin kendi personeliyle yapacağı öğrenildi.

Zemini, banyo, tuvalet, duvarlarına kadar değişen misafirhanenin tüm mefruşatının da değiştiği açıklandı.

Amelebirliği Başkan Vekili Mehmet Murat Köseoğlu, yaptığı açıklamada, "Ankara Yukarı Ayrancı Mahallesi Hoşdere Caddesi No: 65 adresinde bulunan konukevimiz, 1 Nisan 2019 tarihinden itibaren üyelerimiz maden işçileri ile Zonguldak halkına hizmet vermeye başlayacaktır. Tamir ve tadilatı yapılan Ankara Konukevi yenilenen yüzü ile yeniden kapılarını açarak halkımızın Ankara'daki yeni kapısı olacaktır. Misafirhanenin yönetimi ve işletilmesi Sandığımız tarafından yapılacaktır. Misafirhane ücretleri ise üyelerimiz, emeklilerimiz eş ve çocukları için 35 TL, kamu görevlileri için 50 TL ve diğer misafirler için ise 65 TL olacaktır. Talep eden misafirlerimiz için sabah kahvaltısı 10 TL, yemek ücreti 15 TL olarak tespit edilmiştir. Rezervasyonlar; Amelebirliği Başkanlığı'nın 0372 2524213-14 nolu telefonuna, misafirhanenin 0312 4264714 nolu telefonuna yaptırılabilir. Misafirhanemiz üyelerimize ve bölgemize hayırlı olsun" dedi.

AMELEBİRLİĞİ'NİN TARİHÇESİ...

Zonguldak kömür madenleri 1848 yılında işletmeye açılmıştır. 1848 - 1958 yılları arasında ne maden işçiliğini ve ne de çalışma yaşamını düzenleyen bir mevzuat bulunuyordu. 1858 tarihli Arazi Kanunu ile 1861 tarihli Maadin Nizamnamesi de Zonguldak havzasında uygulanmamıştı.

1867 tarihinde Zonguldak kömür madenleri için çıkartılan Dilaver Paşa Nizamnamesi (Tüzük), bu açıdan havzada iş yaşamını düzenleyen iş hukukuna ilişkin ilk mevzuattır.

İşçi haklarının korunması, işçi sağlığı ve güvenliği açısından son derece yetersiz olan Dilaver Paşa Nizamnamesi'yle diğer Talimatnameler (Yönetmelik'ler) 1921 tarihli ve 151 sayılı Havzai Fahmiyye Amele Kanunu'na kadar yürürlükte kalmıştır.

Bu dönemde Havza'da tam bir vurgunculuk dönemi yaşanmıştır. Sadece insan gücüne dayalı olarak yapılan işletmecilik sonucu birçok işçi iş kazaları sonucu yaralanmış, sakat kalmış veya ölmüştür.

Ocaklara yakın köylerden temin edilen işçiler hiçbir sosyal hakkı olmadan, çok düşük ücretlerle, hatta günlük bir ekmek parasına çalıştırılmaktaydı.

Genelde ocak işletmecileri, yabancı şirketler kömür kampanyaları idi. Bu kampanyalar işletmecilik ile ilgili geniş yetkilere sahip olmuşlar, bu yetkilerini olabildiğince işçileri sömürerek kullanmışlardır.

Herhangi bir iş kazasında yaralanan veya sakat kalan işçiler, hiçbir hak talep edemeden köylerine döner, ocaklarda ölenler ise etrafında yakını yoksa ortada kalırdı.

Taşkömürü havzasındaki huzursuzluk büyüktü ve bu sıkıntılı dönem yeni Türkiye Devletini de rahatsız ediyordu.

Kuvayi Milliyeciler, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışını (23 Nisan 1920) izleyen Hükümetleşme devresinin ilk aylarında (2 Mayıs 1920), stratejik önemini dikkate alarak, Zonguldak Kömür Havzasını derleyip toparlamak için harekete geçmişlerdir. Bu devrede kömürün satışı tamamen serbest bırakılmış, ocaklarda çalışan işçilerin askerlikleri ertelenmiştir.

TBMM Hükümeti, memleketi düşmanlardan kurtarmak için bir yandan savaşlar yaparken memleketin çeşitli kesimlerinde mahalli ve ekonomik tedbirlerin alınmasını da gerekli görmüştür. Nitekim TBMM Reisi Mustafa Kemal Atatürk tarafından Amele Kanunu çıkarılması konusu Meclise getirilmiş, kabul edilerek o zamanın Umuru İktisad Vekili Sayın Celal BAYAR görevlendirilmiştir.

Havza tetkike alınmış, alınması gereken önlemler belirlenmiş, çalışma hayatının ve imtiyazlı kömür şirketlerinin hukuki durumu nazara alınarak meclis müzakereleri sonucunda kısa adıyla "Havza-i Fahmiyye Amele Kanunu" çıkarılmıştır.

15 maddelik kanun o döneme göre, işçilere ve çalışma yaşamına yenilikler getirmiştir. Kanunun 4. maddesi de her işletmede İhtiyat ve Teavün Sandığı kurulmasını emretmiştir. 151 sayılı Havza-i Fahmiyye Amele Kanununun 4. maddesinde yer alan "Alelumum Madenciler, Nizamname-i mahsusuna tevkifan amele tarafından teşkil olunacak İhtiyat ve Teavün Sandıkları'na beher mah zarfında istihdam edecekleri amele ücurat-ı umumiyesinin yüzde birinden dun olmamak üzere muavenet-i nakdiyede bulunmağa mecburdurlar." şeklindeki hükümle, Amelebirliği Biriktirme ve Yardımlaşma Sandığının ilk temelleri atılmıştır.

Bu kanun ile kazazede ve hasta maden amelesinin bilhassa amele eşlerinin ve çocuklarının bakımları imkanı getirilmişti.

Amelebirliği 1923 yılının Kanunuevvel (Aralık) ayı içinde Maden Müdürü ve Amelebirliği'nin İlk Reisi Esat Bey'in bir nutku ile açılmıştır.

22 Temmuz 1923 tarihinde Bakanlar Kurulu (İcra Vekilleri Heyeti) tarafından onaylanan Amelebirliği Talimatnamesi ile ülkemizin ilk sosyal yardım kuruluşu fiili olarak hayat bulmuştur.

TTK'da çalışan işçiler ile TEAŞ Çatalağzı -B- Termik Santralında çalışan işçiler Sandığı zorunlu üyesidir. Yaklaşık üye sayısı 20.000'dir.

Amelebirliği, ilk kurulduğu yıllarda İktisat Vekaleti'ne bağlı iken, Hükümet'te,1946 yılında söz konusu Bakanlığın bir birimi olan İş Dairesi'ni bu Bakanlıktan ayırarak Çalışma Vekaleti'nin kurulmasından sonra Amelebirliği bu Bakanlığa bağlanmıştır.

Daha sonra, 17.11.1974 tarihli Cumhurbaşkanlığı Teskeresi ile Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın kurulması üzerine, Amelebirliği bu Bakanlığa bağlı bir birim olarak faaliyetini sürdürmüş olup, 14.12.1983 yılında Çalışma Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı adı altında bir Bakanlık çatısı altında birleştirilmesi sonucunda da Amelebirliği bu Bakanlığın bağlı kuruluşu olarak faaliyetini sürdürmeye devam etmektedir.

Editör: Pusula Gazetesi