Havza Boyutunda Koruma ve BAKAB üyelerinin geleceğine ilişkin değerlemelerin yapılacağı ´Havza Boyutunda Koruma Konulu panel düzenlenen 2 oturumda gerçekleştirildi.
Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen, ´´İstanbul´un neresinden tutacağımı bilemiyorum, ipi bulamıyorum, ipin doğru ellerde yarınlara akacağından kaygılıyım, 2010´da bu yüzden istifa ettim´´ dedi. Bağlar Saray otelde gerçekleştirilen ´Havza Boyutunda Koruma´ panelinde açılış konuşması yapan BAKAB Birlik Başkanı ve Karabük Valisi Nurullah Çakır konuşmasında 1990´lı yıllar itibariyle ÇEKÜL öncülüğünde başlayan koruma ve yaşatma inisiyatifinin zamanla
kendini koruyan kentlere dönüştüğünü ifade etti.
Vali Çakır konuşmasında ayrıca, 21. yüzyılın baş döndüren gelişim süreci ve değişen konjonktürel ihtiyaçlar çerçevesinde sosyo-kültürel, ekonomik ve yönetsel yapılarda yeni bir model ve ivmeye gereksinim duymakta olduğunu vurgulayarak, "Gelinen noktada Havza ölçeğinde bütüncül koruma yörüngesinde atılan adımlarda sunduğu gelecek vizyonu bakımından önem arz etmektedir. Batı Karadeniz bölgesinin kendine özel dinamiklerden hareketle tüzüğü revize edilerek, altyapı çalışmaları tamamlanan BAKAB 2008 yılında
Bakanlar Kurulu´nun kararı ile kurulmuştur. Havza boyutunda Koruma ve Safranbolu´nun geleceğine ilişkin irdelemelerin yapılacağı oturumlarda dile getirilen yorumların ortak akıl ile yoğurulmasıyla işlevsel bir yol haritasının çizileceğine ilişkin kuşku yoktur. Doğal tarih kültür ekseninin odak noktasına insanın yerleştirildiği, yaşam kalitesinin yükseltildiği bu sistematik yaklaşımın diğer havza oluşumlarına da esin kaynağı olacağı kuvvetle muhtemeldir" dedi.
Panele katılan Tarihi Kentler Birliği Başkanı ve Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki konuşmasında herkesin görevini yapması ve kendisini yenilemesi gerektiğini, yapılması gerekenlerin çok iyi bilinmesini söyledi.
Başkan Özhaseki, çalışmaların yürütülemediği veya planlanamadığı süreçte 81 ilin en az 35-40 tanesinin ilçe seviyesi altında kaldığını, bu illerin kendilerini geliştiremedikleri ve yenileme çalışmaları yapamadıkları sebebiyle bu seviye geldiklerini ifade ederek konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ülkemiz için iyi şeyler düşünen, ülkesi için kaygı duyan herkes bir gayret ve arayış içersinde bir çıkış noktası arama yolunda her an bir çaba ile baş başa. Aslında bizler bir çıkış yolu arıyoruz. Birlikler, vakıflar,
dernekler kuruyoruz. Bazen epeyce yol alıyoruz, bazen ise yolda kalıyoruz. Değişimleri yakalamışsanız çağın gerektirdiği işleri doğru ve zamanında yapabiliyorsanız ayakta kalıyorsunuz ve yola devam ediyorsunuz. Son 30-40 yıldır yaşamış olduğumuz değişim geçtiğimiz yüzyıllara bedel. Çocukluğumda hatırlıyorum, bizler Kayserililer olarak kışın şehirlere, yazın bağlara göçerdik. Yaptığımız meslek icabı bu değişimi yaşıyoruz ve şehirlerimizde bu değişim yaşanıyor. Bu değişimi bizim doğru ve zamanında algılamamız
lazım. Eğer bunu doğru ve zamanında algılayamazsak nisbi olarak durumumuz gittikçe kötüleşir. Bu değişim özel yaşantımızda da çok hızlı yaşanıyor. Kamu yönetimi aynen böyle devam eder mi? Evet etmek isteyenler olabilir. Oturduğu yerden her şey eski düzen devam etsin eski dönem sürsün benim keyfim yerinde diyenler olabilir. Herkes Ankara´ya gelsin bana sorsun ben de emredeyim orada buyurayım herkes de bana uysun diyenler olabilir. Ama çağımız kaldırmıyor artık. Baktığımız zaman kamu yönetiminde verimsiz
hantal bir yapı görüyoruz. Kamu bir taraftan politize olmuş. Özel sektörde çalışan elemanla en üst düzeydekinden en altına kadar kamuda çalışanlarda en üst düzeyden en altına kadar karşılaştırdığınız zaman belki aradaki en önemli farklardan birisi politize olmadır. Özel sektörde böyle bir şey görebilir misiniz hayır göremezsiniz.Ama öbür tarafta hala başka anlayışlar gelenin ne olduğunu anlamak için gayretler sürüyor."

"KAMU KENDİNİ DEĞİŞTİRMELİ"
Kamunun da kendisini değiştirmesi gerektiğini söyleyen Kayseri Büyük Şehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, "Bir taraftan da finans açısından bakıldığı zaman devasa açıklarla kamu baş başa. Kamu da kendini yenilemek zorundadır. Belediye başkanları kendini yenilemek zorunda mı, evet. Ben de meslektaşlarım adına kendim adına kendimi yenilemek zorundayım. Bundan birkaç sene önce kanunun sadece kendine emretmiş olduğu işleri yapan bir başkan başarılı sayabilirdi kendini. Şehre su getirirdi, yol yapardı park
yapardı. Evet ben başarılıyım diyebilirdi. Ama bugün için söyleyemez. Başka türlü sorumluluklar üstlenmek zorundadır. Kendi beldesinde yaşayan insanların yaşam standartını yükseltecek ne tip işler varsa hepsine gidip omuz vermek zorundadır yerel yönetici. Bir taraftan da beldesini ayağa kaldıracak projelere imza atmak zorunda. Kalkınmayı düşünmek zorundadır. O beldenin geleceğini düşünmek zorundadır.Bunları DPT da çalışan arkadaşlarımızın ara ara oturup da kendilerine verilen vazifeler doğrultusunda
yapmaları gereken bir iş gibi göremez kimse.Eğer görürse kendi beldesinde üstüne düşen görevleri hakkıyla yaptım diyemez kimse.Şehirler de değişiyor.Bugün 81 vilayetimiz var üzülerek söylüyorum 35 40 vilayetimiz ilçe konumuna düşmüş durumda.İstediğiniz kadar vilayet birlikleri kurun altına ilgili müdürlükleri dizin ama ilçe konumundadır.Belki ülkenin özelleri olmasa şu anda onları kaldırsak objektif birtakım kıstaslarla yola çıkacak olsak 40 vilayetimizi hemen ilçe yaparız.30 vilayetimiz de adeta ilçe
olmaya gidiyor.Ve ayakta durma mücadelesi veriyor.10 15 vilayetimiz var ki onlarda kalkınma yolunda kendi çapında bir çaba içerisinde o trendi yakalamış ve devam ediyor.Onların da altında yatan başka sebepler var.Bunlar niye kalkınıyor acaba diğerleri neden geride kalıyor bunları da düşünmek lazım.Çağımız artık değişlktirdiği işleri doğru ve im çağı.Böyle bir çağda herkes bana verilen işi yaparım başka bir şey de yapmam,gözümü yumarım vazifemi yaparım bunları asla söyleyemez.Veyahut da vekillerimiz iyi
çıksaydı ankarada onlar da çok iyi çalışsaydı bize de bir şeyler yaparlardı bizim vekillerde iş yok..Veyahut da bizim etkili bir bakanımız olsaydı yatırım yapardı biz de bundan istifade ederdik ne yapardık tembel tembel çocuğunuz çalışırdı orda.Ve bizim beldemiz de kalkınırdı.Bunu da diyemeyiz asla.Böyle bir şey söylemeye hakkımız da yok.Diyebiliriz ama doğruyu bulmuş olmayız,kendi beldelerimize hizmet etmiş olmayız.Şimdi bu tür birlikler neden kuruluyor bugün burada bir çaba içerisinde olacağız,bir
gayret içerisinde olacağız.Eğer bunları yaparsak biz üstümüze düşen işleri de yapmış oluruz.Genellikle kalkınmayı sağlayan veyahut da hedefini bulan yükselme trendine geçen yerlere baktığımızda şunları görebiliyoruz.O bölgelerde bulunan insanlar bir gayret içerisindeler.Avantajlarını bulmuşlar özelliklerini tespit etmişler ne yapmak istediklerini biliyorlar.Kendi içlerinde uyumu sağlamışlar.Bir beldede yaşayanlardan öncelikle valilerimizden kaymakamlarımızdan başlamak üzere belediye başkanlarıyla tso
başkanlarıyla üniversitesiyle bilim adamlarıyla sivil toplum örgütleriyle ne yapmak istediklerini biliyorlar ve uyum sağlamışlar kendi içlerinde.Ve ortak aklı kullanıyorlar.Beldeleri için ne yapacaklarını biliyorlar.Ve ilk hareketi kendileri başlatmışlar,kimseden bir şey beklemiyorlar.Bu hareket başladıktan sonra eğer size yolda birtakım engeller çıkarsa karşınıza işte o zaman merkezden bir şeyler beklemek hakkı vardır.Hiçbirşey yapmadan üzerinize düşen bu temel görevleri yerine getirmeden Ankara gelsin
de benim için bir şey yapsın diyorsanız gerilemeye önce ilçe durumuna düşmeye sonra belde durumuna düşmeye sonra tarihten silinip yok olmaya mahkumlar.Zamanında Türklerin anadoluya girişinden itibaren veya daha öncesinde doğuda o kadar merkez vardı bunlar başkentlerdi medeniyetlere baş şehirlik yapıyorlardı fakat şimdi yoklar ismini bile bir çoğumuz hatırlamayız.Eğer üzerimize düşeni yapmazsak yarın öbür gün bütün beldelerimizi bekleyen hakimiyet budur.Bu tür birliklerin ülkemizin kalkınmasında birinci adım
olacağına inanan bir insanım.Bu tür birlikteliklerin sürmesini diliyorum" diye ifade etti.
Geçmişte Havza Boyutunda Koruma alanında başarılı çalışmalara imza atan ve Kelkit Havzası Kalkınma Birliği kurucu üyelerinden ve İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Hasan Canpolat ise konuşmasında,
21. yüzyılın bilgi çağı olduğundan bahsederek, "Değişime ayak uyduramayan, kentlerin hatta medeniyetlerin yok olduğunu tarihin göstergeleridir. Dünyada son 10 yıllık bilgi birikiminin tarihinde hiç olmadığı kadar çok. Bilgi birikimi ve paylaşımlar için bu tür birliklerin çok önem taşıyor" dedi.

"İSTANBUL´UN NERESİNDEN TUTACAĞIMI BİLEMİYORUM"
ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen "Batı Karadeniz Kalkınma Birliği (BAKAB) Havza Boyutunda Kalkınma" toplantısında yaptığı açılış konuşmasında, 1950´li yıllarda ´İpek Yolu Kültür Yolu´ diye yola çıktıklarını, farklı bir yol kimsenin bilmediği bir Coğrafya aradıklarını, bu bağlamda 50 yıllık birikim ve tecrübeyle bugün İstanbul´dan balktirdiği işleri doğru ve şlayan Taraklı, Mudurnu, Göynük, Safranbolu, Bartın, Amasra, Ayaş, Beypazarı ve oradan Kayseri´ye uzanan bir yol oluşturduklarını
söyledi.Tarihin verdiği doğru ile farklı değerleri öne çıkartarak beraber yaşama kültürünü bağdaştırmak istediklerini ifade eden Sözen, " Bugün Safranbolu´da çok önemli bir toplantı yapıyoruz. Safranbolu son anda kurtarıldı. Türkiye´de kentler büyüdükçe merkez noktalarını kaybetmeye çalıştı. İstanbul´un ben şimdi neresinden tutacağımızı bilemiyorum. Niye istifa ettim 2010´dan (İstanbul 2010 Avrupa Kültür
Başkenti) tutamadım ipin doğru ellerde yarınlara akacağından kaygılıyım, fakat Safranbolu, Taraklı ve Mudurnu´nun sembol değerleri var´´ dedi.Değişimin dünün var olanları ile içindeki dinamiklerle bütünleşerek yarınları kurtaran büyük bir yol olduğunu anlatan Sözen, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
´´Koruyalım diye yola çıktığımızda o zaman ülkede yaşanan karışıklık ve karmaşa gündeminin önüne geçmeyi bir kaç arkadaşımızla başardık. Bizi o günlerde beraberlik kurtardı. Birbirimizi kollayarak bu günlere geldik. Bugün oluşan güç ve örgütlenme var. Bu günlere 25-30 yılda gelebildik. Bu toplantının fotoğraflını iyi çekin, Türkiye´nin bütünlüğü buradan kalkan hareketin Türkiye´yi sarmalaması gerekiyor. Herkesin umutlarını bir birine bağlaması gerekiyor. Safranbolu bu bağlamda bir kahramanlık yaratmıştır,
özeli yoktur olursa geriye gider´´Konuşmaların ardından panelin birinci oturuma geçildi. Çekül Vakfı Başkanı Prof.Dr. Metin Sözen Dünya Gazetesi Başyazarı Osman Saffet Arolat ve Kelkit Havza Birliği Kurucu üyesi ve İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Hasan Canpolat moderatörlüklerinde "Havza Boyutunda Koruma ve Havza Birlikleri" değerlendirildi. Panele BAKAB Başkanı ve Karabük Valisi Nurullah Çakır, Karabük Milletvekilleri Mehmet Ceylan ve Cumhur Ünal Kelkit Havza Birliği Kurucularından İçişleri
Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Hasan Canpolat, Bartın Valisi İsa Küçük, Merkez Valisi Kayhan Kavas, Tarihi Kentler Birliği Başkanı Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki ,Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey, Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Erbaa Belediye Başkanı Ahmet Yenihan Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Burhanettin Uysal, Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Kaplan, Çekül Vakfı Başkanı Prof. Dr.Metin Sözen, ile Batı Karadeniz
Bölgesi Kalkınma Birliği üye Belediye Başkanları Çekül Vakfı üyeleri ve davetliler katıldılar.
Editör: Pusula Gazetesi