Yara Bakım Derneği Genel Sekreteri ve Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Plastik Cerrahi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Eksal Kargı, ayak yaraları nedeniyle hem ayak hem de ekonomik kayıpların dahi yaşanabileceğini söyledi. Bilgi ve teknolojideki tüm ilerlemelere rağmen diyabet hastalığının komplikasyonlara neden olduğunu ifade eden Kargı, ayak yarası bulunan diyabetli hastaların tedbirli ve dikkatli olmasını istedi.
Dünyada 200 milyondan fazla şeker hastası olduğunu belirten Kargı, bu sayının her yıl artarak çoğaldığını dile getirirken şöyle konuştu: "Diyabet, bilgi ve teknolojideki tüm ilerlemelere rağmen komplikasyonlara neden olabilen bir hastalıktır. Komplikasyonlarından biri olan diyabetik ayak yarası, damar ve sinirlerde bir takım hasarlara enfeksiyonun da eklenmesi ile oluşan, bacağı tehdit edebilen çok faktörlü bir sorundur. Diyabetli hastaların yüzde 15´i yaşamlarında en az bir kez ayak yaralarıyla
karşılaşır. Türkiye´de de 500 bin civarında diyabetik ayak yarası olduğu düşünülmektedir. Bu hastaların yüzde 15´ine amputasyon, yani ayakların veya bacakların kesilmesi gerekir."
DİYABETLİ HASTALAR FARK EDEMEYEBİLİR
Dr. Eksal Kargı, diyabetik ayağın, dünyanın her yerinde maliyet, sakatlık ve ölüm riski yüksekliği nedeniyle ekonomik ve sosyal kayıplara neden olan sağlık problemi olduğunu söyledi. Erken teşhis ve erken tedavinin önemini anlatan Dr. Eksal Kargı, ayak yaralarının başlangıcının fark edilmeden tekrarlayan mikrotravmalar ile oluştuğunu bildirdi. Kargı, diyabetli hastaları uyararak şöyle dedi: "Diyabetik ayak dünyanın her yerinde hastanede kalış süresi uzunluğu, maliyeti, sakatlık ve ölüm yüksekliği
nedeniyle ekonomik ve sosyal kayıplara neden olan önemli bir sağlık problemidir. Bu yüzden diyabetik ayak problemlerinin erken tanı ve tedavisi hastalar ve toplum açısından çok önemlidir. Hastanede yatmakla kaybedilen zaman, para ve kaynak ülke ekonomisine oldukça yük getirmektedir."
Diyabetik ayak lezyonlarının ABD´de yıllık maliyetinin yaklaşık 200-500 milyon dolar olarak hesaplandığını anlatan Kargı, şunları söyledi: "Sinir hasarı sonucunda dokunma, ağrı ve ısı duyularında kayıplar meydana gelmekte ve bu durumda, hasta yaralanmaları geç fark etmekte ve tekrarlayan travmalarla yaraların büyümesine neden olmaktadır. Ayrıca ayak kurumakta ve infeksiyon ajanlarının kolayca girebileceği çatlaklar oluşmaktadır. Sinir hasarı sonucu gelişen kas deformiteleri ise bir taraftan ayak
deformitelerini oluştururken aynı zamanda nasır oluşumunu da kolaylaştırır. Ayak yaralarında olayın başlangıcı, fark edilmeden tekrarlayan mikrotravmalar sonucu oluşan deri lezyonlarıdır. Deri bütünlüğünde bozulmayla oluşan giriş kapısı, mikroorganizmaların cilt altına oradan da derin dokulara ulaşması ve yerleşmesine fırsat verir. Genel olarak yara oluştuktan sonra infeksiyon eklenir ve yüzeyden başlayıp derin dokulara doğru yayılarak olayın boyutlarını genişletir."
AYAK YARALARI GEÇ İYİLEŞİR
Diyabetik ayak tedavisinde yüksek derecede disiplinli yaklaşım gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Eksal Kargı, bu yaraları fark eden kişilerin hekime başvurmasını istedi. Yaraların hekimler tarafından izlenilerek olumlu sonuca ulaşıldığını ifade eden Kargı, bu sayede ayak kesilmeleri oranlarında azalma olduğunu şöyle anlattı: "Diyabetik ayak tedavisi multidisipliner bir yaklaşım gerekir. Bunun için hastalar mutlak içinde plastik cerrah, endokrinolog, genel cerrah, fizik tedavi uzmanı, damar cerrahı,
nörolog, radyolog, nükleer tıp uzmanı, psikiyatrist, ortopedist, mikrobiyolog, infeksiyon hastalıkları uzmanı, fizyoterapist ve yara bakım hemşiresinin bulunduğu bir ekip tarafından izlenmelidir. Bu uzmanların eşgüdüm içerisinde çalışmasının önemi büyüktür ve diyabetik ayak nedeniyle oluşabilecek alt ekstremite amputasyon oranları belirgin olarak azalmaktadır."
İyileşmesi güç olan bu yaraların, sonunda hastaların ayağını kaybetmesine sebep olabildiğini anlatan Kargı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu kayıpların, en az yarısının doğru bir eğitim ve hastanın kendi ayaklarına iyi bakması ile tıbbi olarak amputasyon olarak adlandırılan ayakların kesilmesi ve kaybı da böylece aynı oranda azalacaktır. Her ne kadar hasta, hasta yakınları ve cerrahlar tarafından istenmeyen ve üzücü bir işlemse de, hastanın hayatını tehdit eden durumlarda hayat kurtarıcı bir müdahaledir.
Riskli hastaların tespit edilmesi ve buna göre uygun sağlıklı ve sürekli bir diyabet eğitimi ve rutin uygulanan ayak muayenesi ve hem hastanın hem de hasta yakınlarının eğitimi bu yaraları büyük ölçüde azaltmaktadır. Yılda en az iki kez düzenli olarak hekime başvurulmalı ve ayak muayenesi yapılmalıdır."
AYAK MUAYENESİ ÖNEMLİ
Doç.Dr. Eksal Kargı, her gün ayak muayenesi yapılarak ayakların yara, çizik, ezik, sıyrık, içi su dolu kabarcıklar ve mantar enfeksiyonları açısından kontrol edilmesi gerektiğini söyledi.
Ayak temizliğine özen gösterilmesi gerektiğini belirten Kargı, "Hastanın ayaklarında his kaybı, şekil değişikliği, yürürken bacağında ağrı ve önceden geçirilmiş bir ayak yarası varsa ayak yaraları ve amputasyonları açısından risk altında" olduğunu anlattı. Bu durumlarda öncelikle hekime başvurulması gerektiğini belirten Kargı, şöyle konuştu: "Her gün ayak muayenesi yapılmalı. Yara, çizik, ezik, sıyrıklar, içi su dolu kabarcıklar ve mantar enfeksiyonu açısından kontrol edilmeli, yeni oluşan en ufak bir
değişiklikte hekime başvurulmalıdır. Eğer iyi göremiyorlarsa veya değerlendiremiyorlarsa aile bireyleri yardım etmelidir. Herhangi bir renk değişikliği, şişlik, kızarıklık ve sıcaklık açısından ayaklar kontrol edilmeli. Ayak temizliğine özen gösterilmeli, diyabetli hastalar her gün ayaklarını ılık su ile yıkamalı ve suyun sıcaklığı termometre ile ölçülmelidir. Sıcak su ile temas zarar verebilir. Diyabette yanık tedavisi, normalden daha zordur. Banyodan sonra yumuşak bir g tekrarlayan mikrotravmalar
sonucuhavlu ile ayaklar özellikle parmak araları iyice kurulanmalı. Eğer ayaklar kuru ve çatlıyorsa, cildi yumuşak ve nemli tutmak için nemlendirici bir vücut losyonu kullanılabilir. Kuru ve çatlamış bir deri, infeksiyonların giriş kapısı olacaktır. Bu durumda şeker hastaları zaman geçirmeden hekime başvurmalıdırlar."
AYAKKABI SEÇİMİ
Ayağın şekline uymayan ayakkabıların yara nedeni olabildiğini söyleyen Dr. Eksal Kargı, ayakkabı seçiminde dikkatli olunmasını istedi. Ayakkabının genişleyebilmesi açısından bağcıklı ayakkabıların tercih edilmesini vurgulayan Kargı, sözlerine şöyle devam etti: "Ayakkabı, iyileşmiş bölgelerin korunmasında ve yaraların genişlemesinde önleyici rol oynar. Ayağın şekline uymayan ayakkabılar yaraların nedeni olabilmektedir. Ayak parmakları ile ayakkabının ucu arasında parmakların rahatça oynayabileceği uygun
bir boşluk olmalı. Ayakkabının genişleyebilmesi açısından da bağcıklı olmalı."
Ayağa uygun ayakkabı alınması gerektiğini belirten Kargı, şunları söyledi: "Ayağın şekline en uygun ayakkabıyı giyilmeli, parmak aralarına giren terlik ya da sandalet tipi ayakkabı olmamalı. Bu yüzden özel yapım olanlar tercih edilmeli ve plastik olmayan ayakkabılar olmalı. Ayaklarda şekil bozukluğu varsa mutlaka özel yapım ayakkabı olmalı. Yüksek topuklu, ucu açık veya dar ayakkabı olmamalı. İnce tabanlı, yüksek topuklu, önü dar ayakkabılar parmakları incitir, rahatsız eder ve basıncı artırarak nasır
oluşumuna neden olur. Yeni ayakkabılar ilk günlerde sadece bir saat giyilmeli. Çorapsız ayakkabı giyilmemeli. Ayakkabılar iki günde bir giyilmeli tercihen günde 2 kez değiştirilmelidir. Çoraplar çok sıkı olmamalı, farkında olunmayan izler ve yaraların nedeni olabildiği için çoraplarda dikiş olmamalı. Çoraplar çevreden gelecek her türlü zararı azaltacaktır. Çoraplar her gün değiştirilmeli, lastikli olanlar olmamalı, kalın, yumuşak, pamuklu ve yünlü olanları seçilmelidir. Ayaklar üşüyorsa gece de çorap
giyilebilir. Ayakkabılar giyilmeden önce kontrol edilmeli. Ayakkabıdaki yabancı cisimler, pürüzler, düzensiz yapılar ve hatta fark edilmeyen bir raptiye veya çivi yara oluşumunun nedeni olabilmektedir."
ÇIPLAK AYAKLA DOLAŞILMAMALI
Yalın ayakla dolaşılması sonucunda meydana gelen yaraların, ayak kayıplarını artıracak kadar riskli olduğunu anlatan Dr. Eksal Kargı, kum, kumsal ve çakıl taşı olan yerlerde çıplak ayakla dolaşılmasının uygun olmadığını söyledi.
Ayakların üzerine sıcak su torbaları ve sıcak tuğla gibi cisimlerin koyulmaması gerektiğini söyleyen Kargı, bu durumu da şöyle açıkladı: "Kum, kumsal ve çakıl taşı gibi yerlerde ve hatta sert zeminlerde çıplak ayakla dolaşılması uygun değildir. Evde ve hatta plajda da ayaklar korunmalı ve uygun bir terlik giyilmelidir. Yalın ayak dolaşma sonucu meydana gelen yaralar ayak ülser ve amputasyonlarının en yaygın ikinci önemli sebebidir. Bacak sinirleri, yüksek kan şekerinden etkilenip fonksiyonlarını
yitirebilir. Bu durumda diyabetli hastalar iyi duyu alamayabilirler. Isı alıcı sinirler bozuk olduğundan yandıklarını geç fark edebilir ya da hiç fark etmeyebilirler. Bu yüzden ayakların üzerine sıcak su torbaları, sıcak tuğlalar gibi sıcak herhangi bir şey koyulmamalı. Radyatör ya da elektrikli ısıtıcı gibi ısı kag tekrarlayan mikrotravmalar sonucuynaklarına çok fazla yaklaşılmamalı."
SİGARA YASAKLANMALI
Sigaranın, kan dolaşımını azaltarak etki ettiğini söyleyen Kargı, sigaranın bu nedenle uzuv kaybına yol açtığını söyledi.
Sigaranın yasaklanması gerektiğini belirten Eksal Kargı, nasırın da riskli olduğunu anlattı. Sigaranın kan dolaşımını azalttığını anlatan Eksal Kargı, "Sigara yasaklanmalıdır. Öncelikle diyet ve ilaç tedavisine hastalar uymalıdır. Kan şekerinin sürekli yüksek kalması, yaraların açılmasını kolaylaştıracağı gibi tedavisini de zorlaştırır. Kan şekerinin iyi kontrolü ayak yaralarının açılmasını geciktirdiği gibi tedavisini de kolaylaştıracak ve yaşam o derece kaliteli olacak ve komplikasyonlar çok daha az
görülecektir. Parmak aralarının ıslak kalması mantar infeksiyonlarına zemin hazırlayacak. Nasırların yanlış tedavisi ya da tedavi edilmeyen ayak mantarları, infeksiyonların giriş kapıları olabilmektedir" dedi.
Ayak konusunda dikkatli olmak gerektiğini belirten Kargı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Nasır basınç yükünü artırır ve yaralara neden olur. Nasırın saptanması ülserin habercisi sayılır ve ortadan kaldırılmasıyla yara riski azaldığı saptanmıştır. Nasır ve siğiller için mutlaka doktora başvurulmalı. Tırnaklar diyabetik ayak oluşumunda önemli rol alır. Tırnak batması ayağa bir travma oluşturur ve yara oluşmasına katkıda bulunur. Bu nedenle uygun şekilde tırnak kesilmesi bu riski azaltır. Ayak tırnakları düz
kesilmelidir ve yandaki parmaklara batmasını engellemek için sivri kenarlar törpülenmelidir."
Doç.Dr. Eksal Kargı, diyabetik yaranın geç iyileşeceğini veya ayak kaybına yol açacağının unutulmamasını sözlerine ekledi.
Editör: Pusula Gazetesi