Türk Hemşireler Derneği Zonguldak Şube Başkanlığı'nın tek liste ile düzenlenen kongresinde Arife Ayaz yeniden başkan seçildi.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başlayan Genel Kurul'da Divan Başkanlığı'nı Müge S yürüttü.
Trabzonlular Derneği Lokali'nde yapılan Genel Kurula; devlet ve özel kurumlarda görev yapan hemşireler katıldı.
Kongre sonrası yeni oluşan yönetim şöyle:
Arife Ayaz, Songül Demircan, İlkay Ateşli, Tülay Kuzlu Ayyıldız, Musa Özsavran, Tülay Başoğlu Namal ve Serpil Subaşı Çağlar.
Yeni yönetim 3 yıl boyunca görev yapacak.
33 yıldır bifiil dernekte başkanlık yapan Türk Hemşireler Derneği Zonguldak Şubesi Başkanı Arife Ayaz, kongrede yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Son günlerdeki en büyük sıkıntılarımızdan biri, bana göre, hastalardan ve hasta yakınlarından gördüğümüz şiddet. Ancak bana göre en önemli sorun, yöneticilerimizden kaynaklanan, kurumsal olarak kurgulanan şiddettir. Ayrıca, mesleğin getirdiği çalışma şartlarından dolayı birbirimize yönelik şiddet de önemli bir sorun. Bu durum pek dile getirilmek istenmiyor ama göz ardı edemeyiz. Defalarca dile getirmemize rağmen, bu şiddet konusu, meslek gruplarımızda ve ülkemizde sıkça karşılaştığımız bir durum olmaya devam ediyor. Şiddet uygulayanlar karakola gidiyor, sonra serbest bırakılıyorlar. Geçenlerde basına da yansımıştı; bir arkadaşımız, Samsun’da, şikâyetçi olduktan sonra günlerce taciz edildi ve rahatsız edildi. Bu ülkede can güvenliği, kadınlar için olduğu kadar bizler için de sorun. Çok fazla şiddete maruz kalıyoruz.
İkinci önemli konumuz ise, hocalarımızın da bildiği gibi, hemşirelik mesleğine yönelik diğer sağlık ekiplerinin müdahaleleri. Ne yazık ki sağlık ekibinin diğer üyeleri hemşirelik alanına göz dikmiş durumda. En son anestezi teknikerleri, yoğun bakımlarda görev yapmak üzere yetkilendirilmek istendi. Acil servislerde ve diğer bölümlerde de benzer durumlarla karşılaşıyoruz. Yaşlı bakımı teknikerleri, ameliyathane teknikerleri gibi gruplar hemşirelik görevini üstlenmek istiyor. Halbuki hemşirelik, profesyonel bir meslek olup kendi dinamikleri ve bütüncül bir yaklaşım içinde ele alınması gereken bir alan. Sadece enjeksiyon yapmak ya da yara bakımıyla sınırlı değil, mesleğimizin kapsamı çok daha geniş. Ancak ne yazık ki hemşirelik mesleğimize bu şekilde müdahale edilmesi en büyük sorunlarımızdan biri ve dernek olarak son yıllarda en çok uğraştığımız konulardan biri.
Bir başka sorun da akademik alanda yaşanıyor. Profesör hemşirelerimiz ve hocalarımız olmasına rağmen, dersleri alan dışı kişiler veriyor. Mesela, hemşirelik temel ilkeleri dersini bir veteriner hekim veriyor. Bu, ülkemizdeki birçok üniversitede görülen bir durum. En son, Van 100'üncü Yıl Üniversitesi'nde yaşanan bu durumu dernek olarak mahkemeye taşıdık ve kazandık. Bu tür sorunları anlatmamın sebebi, derneğimizin de bir şeyler yapmaya çalıştığını göstermek. Ancak başarılı olabilmek için hep beraber hareket etmemiz gerekiyor. Eğer bunları göz ardı edersek, ileride bu ülkede "hemşirelik" diye bir meslek kalmayacak. Çünkü her yandan mesleğimizin parçalanmasına çalışılıyor.
Üç yıl önce, diğer teknikerlere yetki devri yapıldı. Artık son üç yıldır diyaliz hemşireliği sertifika programını Sağlık Bakanlığı açmıyor. Mevcut diyaliz hemşireleri çalışmaya devam ediyor ancak teknikerler, hemşirelerin yerine geçmeye başladı. Diyaliz teknikerleri, enjeksiyon yapma veya ilaçlarla ilgili bilgi konusunda bizim kadar bilgi sahibi olmamasına rağmen bu işleri üstlenmek istiyorlar. Sağlık Bakanlığı da, ne yazık ki, hemşirelerin yerine teknikerleri çalıştırmayı tercih ediyor. Çünkü teknikerler, daha az ücret alıyorlar ve bu, özellikle özel hastaneler için daha cazip bir seçenek oluyor."
