10 Mart 1965 günü Karadon İşletmesine bağlı Gelik Bölümünde 1500 maden işçisi, 5 Milyon tutarındaki işçilere dağıtılan yevmiye zammının (liyakat zammı) uygun dağıtılmadığı gerekçesiyle gece vardiyasında ocaklara inmediler.

Liyakat zammı (buna performansa dayalı ücret zammı da denilebilir), kömür havzasında çalışan mühendislere, şef ve çavuşlara, sendika ve idari yönetime yakın işçilere dağıtılan bir paraydı.

Daha sonra ikna edilen Gelik işçileri ocağa girmişlerdi ama havzanın diğer bölgelerini de etkileyecek bir kıvılcımı da yakmış oldular.

Direniş ertesi günü gündüz vardiyasında aynı bölgede, Kilimli ve Karadon ocaklarına yayıldı. Grevci madenciler, ocaklara girmek isteyenleri ocağa sokmayarak kuyu başlarını tutmuş, trenle gelenleri trenden indirmemişlerdi.

Gelik havzasında başlayan direniş, Üzülmez'e bağlı Çaydamar ocağını da etkiledi. Burada çalışan 900 kadar madenci de uzun süre ocağa inmeyerek, ocağa inmek isteyenleri engellediler.

11 Mart gecesi Kozlu kuyu başındaki madenciler de, kuyu başını tutarak ocaklara kimseyi sokmamaya başladılar. 12 Mart gündüz vardiyasında, ocağa girmek istemeyen Kozlu işçilerine Ereğli'den getirilen deniz piyadeleri ile müdahale edilmeye başlandı. Çıkan çatışmalarda, Mehmet Çavdar ve Satılmış Tepe yaşamlarını yitirirken, 10 maden işçisi ve 12 er de yaralanmıştı. Satılmış Tepe ve Mehmet Çavdar, Türkiye İşçi Sınıfı mücadelesinde vurularak öldürülen ilk işçilerdi.

Cenazeler köylerine gönderilirken...
13 Mart günü, Bolu'dan gönderilen askerlerle Zonguldak ve Kozlu'nun tüm giriş çıkışları tutulmuştu. Kentin üzerinden alçak uçuş yapan jet uçakları bildiri atıyor, radyo ve televizyonlardan Zonguldak Grevleriyle ilgili haberlere sansür uygulanıyordu. Olayların nedenleri de, dış tahrik diye nitelendirilerek, demokratik kamuoyu suçlandı.

Grev ile birlikte, maden işçileri bir takım kazanımlar elde ettiler. Buna göre; Liyakat primlerinin işçilere dağıtılacak kısmı, eşit ve adil bir şekilde pay edilecekti. Guruplu işçilerin ücret durumları düzeltilmeliydi, iş amirlerinin işçilere kötü davranışları ve eziyet etmeleri engellenmeliydi. Önceden ödenen çocuk parası ve kumaş parasının tekrar verilmesi, çalışma saatlerinin yasada yer aldığı şekilde olması gerektiği kabul edilmişti.

Grev sonrası madencilerin bu istemleri kabul görerek, kötü çalışma koşulları ve emek hareketi tüm ülkede tekrar dikkate alınır oldu.