14 Kasım Dünya Diyabet Günü nedeniyle BEÜ Obezite ve Diyabet ve Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Taner Bayraktaroğlu diyabetle ilgili bilgiler verdi.

Bayraktaroğlu, Diyabetin önemine yönelik yapmış olduğu açıklamada şunları belirtti:
"Dünya Sağlık Örgütü raporlarında kronik hastalıklar, dünyadaki tüm ölümlerin yüzde 60'ından sorumludur. Ayrıca sağlık harcamalarının yüzde 83'ü kronik hastalıklara yapılmaktadır. Kronik hastalıkların değiştirilebilir faktörleri içinde Diabetes mellitus (Şeker Hastalığı) ve kan şekerinin kontrolü önde gelen faktörlerden biridir. Diyabet, yaşam tarzımızın değişmesi, fiziksel aktivitemizin azalması ve obezitenin de artmasıyla prevelansı ve önemi giderek artmaktadır. Ayrıca kronik ve ömür boyu süren bir hastalıktır. Ayrıca dünyadaki bulaşıcı olmayan en yaygın hastalıktır ve ölümlerin beşinci sıradaki nedenidir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda 2006 yılında verilen karar ile '14 Kasım Dünya Diyabet Günü' ve diyabetin evrensel sembolü olarak "mavi halka" kabul edilmiştir. Bu simge BM diyabete ilişkin bir karar alınmasını sağlamak için yapılan bir kampanyada geliştirilmiş ve BM diyabet kararının alınmasında diyabet paydaşlarını harekete geçirmiştir. Diabetes mellitusun Türkiye genelinde arttığı bildirilmiştir. Sağlık yatırımları ve planları için yeterli verilere gereksinim vardır. Literatürde belirtildiği gibi dünyada, ülkemizde ve bölgemizde de güncel diyabet verileri bu oranın yüksek olduğuna işaret etmektedir. 2004 yılında ve güncel yapılan çalışmalardaki bilinen şeker hastalığı oranının yüzde 14, şeker hastalığı olduğu halde durumunu bilmeyen hastaların oranının yüzde 7 kadar olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda yaklaşık 600 bin nüfuslu Zonguldak ili genelinde neredeyse 5 kişiden birinde şeker hastalığı ile ilgili metabolik bozukluklar bulunmaktadır. Yapılan bilimsel çalışmalarla ülkemizde 7 milyonun üzerinde diyabetli olduğu, yaklaşık 3 milyon kişinin ise diyabetli olduğundan haberdar olmadığı tespit edilmiştir. Diyabet hastalığının görülme sıklığının obezitenin artışına paralel olarak hızla arttığı ve 20 yaş üzeri her yedi kişiden birinin diyabetli olduğu ortaya çıkmıştır. (Araştırmalarda yüzde 8.5 ile yüzde 13 arasında değişmektedir). Kısacası ülkemizde diyabetli hasta sayısında önemli bir artıştan söz etmek mümkündür. Hareketsiz yaşam tarzı, sağlıksız beslenme ve obezitedeki (şişmanlık) artışın bu sonuca çok önemli katkısı olduğu bilinmektedir. Ülkemizde 1997-1998 yıllarında yapılan çalışma sonuçlarına göre tip 2 diyabet prevalansı yüzde 7.2 bulunmuşken; 2010 ve 2011 yıllarında yapılan çalışmalarda yüzde 12-13.7 bulunmuştur. Diyabete bağlı harcamalar önemli bir yekun tutmakta olup ülkemizde diyabetle mücadele edilmesi önemlidir. Diyabetin en önemli risk faktörleri arasında sayılan obezitenin ülkemizde özellikle son yıllarda artış göstermesi bu sonucun ortaya çıkmasında önemli rol oynamaktadır. Diyabet konusunda; toplumda farkındalığın arttırılması ve konunun öneminin vurgulanması amacıyla Dünya Sağlık Örgütü(WHO) ile Dünya Diyabet Federasyonu'nun (IDF) öncülük ettiği, Tıp tarihinde bu güne kadar üretilmiş olan en değerli molekülü "insülin hormonu" nu bulan Frederick Banting'in doğum günü olan "14 Kasım Diyabet Günü" tüm dünyada her yıl belirlenen değişik tema ve çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. 2018 ve 2019 yılları için 14 Kasım Diyabet Günü teması "Diyabet ve Aile" olarak belirlenmiştir: Şu anda 425 milyondan fazla insan diyabetle yaşıyor. Halen diyabetle yaşayan 2 kişiden 1 tanesinde tanı konulmamıştır. Diyabet birey ve aile için pahalı olabilir. 4 aile üyesinden birinden azında diyabet eğitim programlarına erişim vardır. Sonuçta diyabet/şeker hastalığı tüm organlarımızı etkilemeden kontrol altına alınması mümkün ve gerekli bir kronik hastalıktır. Beslenme, egzersiz, ağırlığı kontrolü ile yaşam tarzı değişiklikleri yanında medikal veya cerrahi gerektiren durumlarla hastalık kontrol edilmektedir.Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 2025 yılına kadar kronik hastalıklardan ölümlerin yüzde 25 azaltılması, obezite ve diyabetteki artışın durdurulması hedeflerini ortaya koymuştur."

Prof. Dr. Taner Bayraktaroğlu, "Ülkemizde ve bölgemizde diyabet hastalığı ile mücadele edilmektedir. Birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetleri ile ünivesitemiz bölgede lider özelliklerini sürdürmektedir. Bu sürekliliği Üniversitemiz Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezimiz ile kamuda ilk olan Obezite ve Diyabet Uygulama ve Araştırma Merkezimiz faaliyetleriyle sağlamaktadır. Bu konuda başta desteklerini esirgemeyen Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Çufalı'ya, akademik ve idari personellerimize teşekkür ederim" ifadelerini kullandı.

Editör: Pusula Gazetesi