Zonguldak'ın ilçelerinden Çaycuma'nın eski adı Çarşamba''dır.
Zonguldak Çarşamba Nahiyesi(nin Beyler Köyü'nde (Beyler Köyü Çaycuma'da şu anki istasyonun olduğu alan yakınları) doğan İzzet Mehmet 20 yaşına kadar; yani 1743'e kadar burada çift sürmüş, hayvan gütmüş bir köylüydü. Aslında baba tarafından bir Paşa Torunu. Rum Mehmet Paşa'nın soyundan gelir.

Harita-Serkan Başar

Rum Mehmet Paşa çok gaddar bir kişi olduğundan, birçok şehri ve köyleri kasıp kavurmuş bir insandır. Onun için şu cümleler sarf edilir.
"Rum Mehmet, yürüdü. Larende'ye vardı. Mescitlerini ve medreselerini yaktı, yıktı ve bozdu. Babasının evi gibi harap eyledi. Şehrin kadınlarını ve oğlanlarını soydurdu. Çıplak ettirdi. Larende'den gitti. Vardı, Ereğli'ye çıktı. Ereğli'nin ilini ve köylerini harap eyledi..."
Kaynaklarda İzzet Mehmet Paşa'nın Rum Mehmet Paşa'nın soyundan olduğu söylenir. Bu ilişki belki bu yukarıdaki onun hakkında söylenen cümlelerde gizlidir.

İZZET MEHMET PAŞA (Fotoğraf temsilidir)

"Mehmet İzzet adında bir delikanlı 20 yaşında iken, İstanbul'a gelmiş ve Kızlar Ağası Hacı Beşir Ağa himayesi ile Baltacılar Ocağı'na yazılmıştır. Okuma yazma bilmesi dolayısıyla Bab-ı Ali ile saray arasında muhabereden sorumlu memur olan "kapı hasekisi" görevi verilmiştir. Sonra Kızlar Ağası yazıcı halifesi olmuş ve "Bey Halife" olarak anılmaya başlamıştır. Kasım 1757'de sadrazama ağa yazıcısı tayin olmuştur. Fakat bu görevi yapmakta iken Sadrazam Koca Ragıp Paşa tarafından hizmeti beğenilmemiş ve 25 Mart 1758'de ağa yazıcılığı görevinden atılmıştır.
Bu yıllar onun için tam bir kabus gibidir. Hem görevden alınmış hem de daha önce himayesine girdiği Baltacılar Ocağı sultan tarafından lav edildiği için eski işine dönmesi imkanı olmamış ve bir müddet açıkta işsiz kalmıştır. Bir de üstüne bu sırada evi yanmıştır.
Bu durum Sultan III. Mustafa`ya bildirildiğinde kendisine 7 bin 500 kuruş bağışlanmasını emrettmiş, ayrica beyler rütbesinde bir unvan bahşetmiştir.
Kızlar Ağası yazıcısı olan Ahmet Efendi gümrük memuru olduktan sonra Kızlar ağası makamı boşalmış ve buraya yeniden İzzet Mehmet Efendi tayin edilmiştir. Bu işinde devam ederken, Mart 1766'da darphane emini görevine atanmıştır. Şubat 1774'te ise şehremini görevine terfi etmiştir. Peş peşe unvanları tırmanan İzzet Mehmet Efendi 6 Temmuz 1774'te ise vekaleten Kaymakam tayin edilmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasındaki 1768-1774 Osmanlı-Rus Savaşı'nı sona erdiren ve Osmanlı Devletinde önemli toprak kayıplarına yol açan Kaynarca Anlaşması için Dobruca`dan dönüşe geçtikten sonra ölen Sadrazam Muhsin zade Mehmet Paşa yerine izzet Mehmet Efendi atanır.Böylelikle İzzet Mehmet Pasa unvanını alir.

Sadrazamlıktan düştükten sonra çeşitli şehirlere vali olarak atanmıştır. Bunlardan Mısır valiliği ve Erzurum Valiliği önemli görevlerindendir.
Erzurum Valisi iken Sadrazam Silahlar Kara vezir Seyyid Mehmet Paşa'nın ölmesi ile boşalan makama yeniden kendisi atanmıştır. İkinci Sadrazamlığı sırasında bu sefer de İstanbul'da korkunç bir yangın çıkması sonucu yeniden görevden alınmıştır.
Vezirlikten de emekliliğe ayrıldıktan sonra Filibe'ye sürgüne gönderilmiştir. İzzet Mehmet Paşa dört buçuk ay Filibe'de oturdu.
Ocak 1783'de affedildi ve yine vezirlik verilerek Semendire sancağıyla Belgrad muhafızlığına gönderildi. Şubat 1784'te Belgrad'da beklenmedik bir anda vefat etti.

Izzet Mehmet Pasa Osmanlı zamanında Zonguldak`ta doğup en üst makama çıkan,bilinen tek kişidir.
Daha önce Zonguldaklı olan Cinci Hoca olarak bilinen Karabaşzade Hüseyin Efendi`de Osmanlı Sarayı`nda önemli bir görevde bulunmuştu ama Sadrazam olamamıştı.
Osmanlı Imparatorluğu'nun son Padişahı Vahtettin'in 5.hanımı ve son gelini Nevzat Hanım`da Osmanlının son gelinidir ve Zonguldaklıdır.
Bugün Karabük ili sınırları içinde olan eski Zonguldak kasaası Safranbolu`da bulunan Izzet Mehmet pasa Cami hikayesi de oldukca ilginçtir.

"Karabük'ün Safranbolu ilçesinde minaresinin yıkılması halinde ustasının boynunun vurulacağı rivayet edilen İzzet Mehmet Paşa Camisi, 2 asırdan beri ayakta. Padişah 3. Selim'in sadrazamlıkı ZONGULDAKLI İzzet Mehmet Paşa'nın yaptırdığı camiyle ilgili rivayete şöyle; Daha önce defalarca yıkılan caminin minaresinin son kez yaptırılmasına karar verilir. Sağlam inşa edene çok büyük para verileceği ancak yeniden yıkılması halinde boynunun vurulacağı söylenir. Bir Yahudi minare ustası ,minareyi yeniden inşa eder fakat ölüm korkusuyla parasını alamadan apar topar kaçar. Aradan 20 yıl geçmesine karşın minare yıkılmayınca usta Safranbolu'ya gelerek parasını alır."

Izzet Mehmet paşa öldükten sonra bu cami avlusuna defnedilmiştir.

Editör: Pusula Gazetesi