Kent merkezine 44 kilometre uzaklıktaki 1500 nüfuslu, 360 haneli Kayıkçılar köyünde yaşayanlar, son yıllarda daralan madencilik sektörü nedeniyle yeni gelir kapısı yaratmak için tarıma yöneldi. Çevre köylülerle bir araya gelen Kayıkçılar köyü sakinleri, 2003 yılında Bayram Cura başkanlığında Kayıkçılar Köyü Tarımsal Kalkındırma Kooperatifi'ni kurdu. Köylülerden süt toplayarak işe başlayan kooperatif, zamanla çalışmalarını genişleterek tarım makineleri aldı. Kayıkçılar köyünde yaşayanlar, bahçelerini kooperatifin ücretsiz olarak sağladığı makinelerle ekmeye başladı. Tarıma yönelik eğitimler de verilen köylüler, bahçelerine kurdukları seralarda sebze ve meyve üretmeye başladı.

Geçen 17 yılda köyde yüzlerce sera kuruldu. Yılın her mevsimi üretilen ürünler, kooperatifin kurduğu soğuk hava deposunda da depolanarak taze tutuluyor. Herhangi bir kazanç elde etmeyen kooperatif sayesinde köydeki herkes yaptığı tarımla elde ettiği ürünleri halk pazarlarında veya toptancılara satarak geçimini sağlamaya başladı. Düzeni ve temizliğiyle de kentin parmakla gösterilen köyü konumunda bulunan Kayıkçılar'da, halk kendini geliştirerek farklı ürünler yetiştirme çalışmaları yapıyor. Zonguldak merkez ve ilçelerinde kurulan birçok halk pazarında da Kayıkçılar köyünün ürünleri satılıyor.

'TARIMSAL FAALİYET YAPMAK İSTEYEN KÖYLÜLERİMİZE EĞİTİM VERDİK'

Zonguldak İli Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatifler Birliği (KÖY-KOP) ve Kayıkçılar Köyü Tarımsal Kalkındırma Kooperatifi Başkanı Bayram Cura, gönüllü olarak çalıştıkları kooperatiften maddi kazanç elde etmeden hizmet verdiğini söyledi. Köylerinde topraklarının çok verimli olduğunu ve birçok meyve ile sebzenin yetiştiğini ifade eden Cura, "Zonguldak'ta birinci geçim kaynağı olan maden sektörünün daralmasını dikkate alarak alternatif bir geçim kapısı olması adında biz tarımsal manada ne yapabilirizi önümüze koyduk. Bölgemizdeki çevredeki diğer köylerin muhtarıyla bir araya gelerek 2003 yılında kooperatifimizi kurduk. Süt toplamayla başladık. Daha sonra tarım makineleri alarak üreticinin tarımsal manada kullanacağı ekipmanları edindik. Üreticimiz daha iyi daha güzel ve daha ekonomik üretmeye başladı. Bunlar örnek oldu. Bu işlerle ilgilenmek isteyen tarımsal faaliyet yapmak isteyen köylülerimize eğitimler verdik. 150 kadını Antalya'ya eğitime götürdük" dedi.

ÜRETEREK GÖÇÜN ÖNÜNE GEÇMEYE ÇALIŞIYORLAR

Kendilerini geliştirmeye devam ettiklerini ifade eden Cura, üretilen ürünlerin profesyonel şekilde pazarlanması için çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi. Amaçlarının göçün önüne geçmek olduğunu belirten Cura, şöyle dedi:

"Köyümüzde taş eksen taş olur. Verimli toprakları var. Burada her şey oluyor. Narenciye bile yetiştiriyoruz. Sebzenin her türlüsü üretiliyor. Domatesi, biberi, patlıcanı, bamyası gibi binin üzerinde seramız var. 250 dönüme tekabül eder bu. Diğer tarafından kaynaklarımızla 150 ton kapasiteli soğuk hava deposu var. 70 dekarlık meyve bahçemiz var. Üreticimiz üretiyor, soğuk hava deposunda depoluyor ürününü. Her türlü sebze ve meyve köyümüzde üretiliyor. Şu anda gençlerden bu işi yapan yok. Zonguldak göç veren bir kent. Bizim köyümüzde tarım altyapımız ve çalışmalarımızla göçün önüne geçmeye çalışıyoruz. İstediğimiz gibi olmuyor ama. Göç eden insanların topraklarına dönmesi için çalışmaların yapılması lazım. Devletin yaptırım gücüyle paydaşların bir araya gelerek bu soruna çözüm bulması lazım."

KÖYLÜLER MUTLU

Köyde kurduğu sera ve meyve bahçeleri bulunan Abdurrahman Demirsoy (75), Devlet Demiryolları'ndan emekli olduktan sonra 45 yaşında tarıma başladığını anlattı. 1992 yılında köyüne ilk örtü altı sebze serasını kurduğunu ifade eden Demirsoy, ardından tüm köyün aynı yöntemle üretime başladığını ve üretimin daha da arttığını açıklayarak, "Köydeki hatta bölgenin ilk örtülü serasını yaptım. Örnek olarak başladık, sonra bırakamadık. Az ve öz yapıyoruz. Mevsimine göre sebze üretiyoruz. Meyve ağaçlarımız var. Her türlü sebzemiz oluyor. Elimizden geldiği kadar insanlara yardımcı olmaya çalışıyorum. Kooperatifte kurucuyum. Bütün oluşumların içinde bir şeyler yapmaya çalıştık arkadaşlarla. İlçe tarıma giderek sera yapmak isteyenler benim bahçeme gelip inceler. Çevredeki tüm köylerdeki bu işi yapan ve yapmak isteyen insanları bahçemi gezmiştir. İmkan dahilinde insanları fuarlara götürdük ve bu şekilde seracılığı büyüttük. Üretmek ve insanlara bir şeyler vermek kadar huzurlu bir şey yok. Biz severek yapıyoruz bu işi. Üretmek kadar güzel bir şey yok. Biz bunu yaptık gibi geliyor. O yönden çok müsterihim" diye konuştu.