Bir gazete küpüründe "Zonguldak Hava Limanı dün açıldı" diye bir haber var. Bu haberin peşine uzun zaman önce düşmüştüm ve araştırmalarımı ancak bu zaman kaleme alabildim.

Bu araştırmalarım sırasında çok ilginç bilgiler buldum.

Zonguldak'a ilk inen uçak Çaycuma'ya değil Ereğli'ye inmiştir.

2 Eylül 1931 yılında Türk Teyyarre Cemiyeti (Bugünün adı ile Türk Hava Kurumu THK) tanıtım ve bağış toplamak amacı ile Vecihi Bey komutasında Zonguldak'a uçuyor ve Ereğli'ye iniş yapıyor. Aslında bu uçuş Ankara, Kızılcahamam, Gerede, Bolu, Ereğli, Cide, Sinop, Samsun, Trabzon, Of, Rize, Gümüşhane, Bayburt, Suşehri, Zara, Hafik, Sivas, Şarkışla, Akdağmadeni, Sorgun, Yozgat, Sungurlu, Kalecik üzerinden tekrar Ankara'ya bir turu kapsar. Bu tur sırasında Zonguldak`ta büyük ilgi ile karşılanan Vecihi Bey Türk Hava Cemiyeti'nin vatandaşlar tarafından desteklenmesini ister.

Bu uçaklar kendi yapımı ve bir marangozhaneden elde ettikleri parçalar ile bir fabrikadan elde ettiği kontrplaklardan oluşuyor. Ve o zaman böyle bir teknoloji bir çok ülkede yok. Bugün uçak yapabilen ender ülkelerle bile aynı kalitede uçaklar bunlar.

Vecihi Bey aynı zamanda Türkiye'nin ilk uçak düşüren pilotudur. Birinci Dünya Savaşı'nda bir Rus uçağı düşürmüştür. Kurtuluş Savaşı'nda bir Yunan uçağı da düşürüyor. Aynı zamanda ilk kaza yapan pilotumuzdur.

Biz Vecihi denildiğinde aklımıza gelen "Gülen Gözler" filminde yönetmenliğini Ertem Eğilmez'in yaptığı ve Münir Özkul, Adile Naşit, Şener Şen, Müjde Ar, Ayşen Gruda ve Itır Esen gibi isimlerin rol aldığı 1977 yapımı dram-komedi tarzındaki Türk filminden tanıyoruz. Bu aile filminde, yılmak bilmeyen ve sevdiği kıza kavuşmak için evlerinin çatısından uçan Vecihi (Şener Şen) karakteri zaten gerçek Vecihi Hürkuş'tan esinlenilmiştir.

"Vecihi Hürkuş'un hayat hikayesi sayfalarca internette ayrıntısına kadar bulabilirsiniz. Ben bu yazımda bilinmeyen ve Zonguldak'ı ilgilendiren kısmını ele alıyorum. Zira hayat hikayesi ayriyeten okunması ve ders çıkarılması gereken bilgilerle doludur."

Fakat araştırmalarım ile bu gazete küpürü yine bir birini tutmuyordu. Zira gazete küpüründe "Çaycuma Hava Yolu açıldı" başlığından sonra "Hürkuş Hava Yolları üç uçak ile Zonguldak Çaycuma Havaalanına indi" yazıyordu.

Gazete küpürü aynen şöyledir.,

Hürkuş Uçakları Törenle Karşılandı. Uçaklarla Basın Mensupları da geldiler.

Zonguldak hava yolları dün açılmıştır. Hürkuş Hava yollarına ait üç uçak dün Çaycuma Hava Yolları'na inmişler ve törenle karşılanmışlardır. Sayın Vali muavini,defterdar, Ticaret Bankası Müdürü.......

Gazete küpürü, Vecihi Hava Yolları'ndan bahsettiğine göre; bu kesinlikle 1954 sonrası zamana denk geliyor.Zira Vecihi Hürkuş kendine ait özel havayolu şirketini 1954'te kuruyor. Zaten Hürkuş soyadını 1934`de Türkuş soyadı aldıktan sonra 1949 yılında "Hürkuş" olarak değiştiriyor. 1931 yılında ismi sadece "Teyyareci Vecihi Bey"dir. ilk kez de; İtalyanların Edirne`de arızalanan uçağını terk etmesi ve askeriyenin Vecihi Bey'den bu uçağı çalıştırması ve İzmir'e getirmesini istedikten sonra bunu layığı ile başarması; kurtardığı uçağın adına komutan tarafından "Hürkuş" verilmesi onu sivil havacılığa tamamen heveslendiriyor. Ayrıca 1954-55 yıllarında Zonguldak'ta vali vekili var.

Demek ki Vecihi Hürkuş Zonguldak'a iki kez uçmuştur.

Birincisinde THK'ya ait uçakla Ereğli'ye ikincisi de kendi havayolu ile kurduğu şirketin uçağı ile Çaycuma'ya.

İnternette TRT arşivinde Zonguldak üzerinde uçuşu görünen görüntülerin ve THK propaganda amaçlı yer almasına rağmen (spikerin anlatımına rağmen) 1954 Vecihi Hürkuş'un olabileceğini düşünmekteyim. Zira görüntülerde üç uçak mevcut, ayriyeten görüntülerde uçaklara Zonguldaklıları alıp tur atması da var. Bunun beni; THK'nın yapmayacağını ancak özel bir şirketin ve ya Vecihi Bey'in "biraz kural tanımaz" tavırlarından kaynaklanmış olabileceği fikrine getirdi. Zira birçok kez kuralları çiğnemiştir. Her ne kadar THK sivil bir dernek olsa da, bugün halen "tıpkı" devlet kurumu gibi görünür.

1954 yılında kurulan Hürkuş Havayolu Şirketi, THY tarafından ıskartaya çıkarılan 8 uçak satın alarak kuruluyor ve bu yıllarda ülke çapında posta işleri, insan taşımacılık işleri ile uğraşmak istiyordu. Bu nedenle bu uçakları kendisi onararak kullanılır hale getirip; THY'nin uğramadığı yerlere uğrayarak, kendi tanıtımını yapıyordu. Lakin Vecihi Hürkuş en başından beri karşılaştığı zorluklara burada da karşılaşıyor. Uçaklarına yapılan sabotaj girişimleri ve kazalar bu kurumun kapatılmasına neden oluyordu.,

Zaten Ziraat Bankası`ndan kredi çekilerek alınan uçaklar, bir de bu sabotajlara uğrayınca ömrünün kalan yıllarını parasızlık içinde geçirmek zorunda bırakılıyordu.

Atatürk`ün başarılı bulduğu ve 1937`de eğitim için Almanya`ya göndermesine rağmen 1940 yıllarda sürekli önüne engel çıkartılan ve bundan dolayı Menderes`in Demokrat Partisi'ne geçen Vecihi Bey, burada da hayal kırıklığına uğramıştır. Zira artık ülkede uçak yapmak bir yana Kayseri`de var olan uçak fabrikası da kapatılmış, Alman uçaklar toprağa gömülmüştür. Vecihi Hürkuş`un özel hava yolu şirketi ve uçak yapımı, Menderes'in de ilgisini çekmemiştir. Nedeni tabi iki ülkenin NATO`ya girmesi ile Marshall yardımlarının alınabilmesi ve Emperyalizme tekrar pirim verilmesinden kaynaklanır.

İşte o günden bugüne bu havaalanı; 1999 yılında eksikleri tamamlanıp Bülent Ecevit`in başbakan olduğu 2002 yılında açılması ve 2009 yılında Germenia Havayollu Şirketi`nin inişine kadar bazı özel uçuşlar dışında kullanılmamıştır.

THY ile rekabet etme gibi bir şartı olmayan, aslında sadece "Atatürk`ün istikbal göklerdedir" lafına istinaden, kendi uçağını kendi yapan bir milletin temelini atmak için var gücüyle çalışan, tüm engellemelere rağmen yılmayan Vecihi Bey, Zonguldak`a iki kere gelip Çaycuma Havaalanı`nın açılışında yer alırken; o gün bugündür THY Zonguldak`a halen daha uğramamıştır.

Vecihi Hürkuş`a keşke "başımıza icat çıkarma" denilmeseydi, bugün belkide HÜRKUŞ ucakları Zonguldak`a inip inip kalkıyordu.

Editör: Pusula Gazetesi