Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkan Danışmanı Araştırmacı/Yazar Turhan Oral, İnanış Gazetesi'nde yayınlanan "Zonguldak Torbaya sığmaz" başlıklı yazısında önemli tespitlerde bulundu.

İşte o yazı:

ZONGULDAK TORBAYA SIĞMAZ

Torba Yasa olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) gönderilen Yasa Tasarısının 58. Maddesi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülerek kabul edildi. Komisyon görüşmelerinin bu hafta içinde tamamlanması ve Yasa Tasarısının önümüzdeki günlerde TBMM'de görüşülmesi bekleniyor.
TBMM Genel Kurulu'nda 58. Madde ile Maden Kanunu'ndaki değişiklik gerçekleşirse Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ve Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ), kendilerine ait olan maden sahalarını ruhsatlarını parçalayarak ayrı ayrı satabilecekler.
TTK ve TKİ böylece rödövans karşılığı veya doğrudan taşeron şirketlere saha kiralamak yerine tapusunu vermiş olacak ve asıl işveren olarak hukuki sorumluluktan kurtulacaklar. Kaza ya da alacak-verecek durumunda, çalışanlar ya da aileleri patronlarla karşı karşıya kalacak.
Ruhsat sahibi iken sahaları denetleyemeyen ve yüzlerce insanın iş cinayetlerinde hayatını kaybedeceğini öngöremeyen devlet, şimdi ruhsatını devrettiği sahaları denetleyecekmiş ve kazalar ortadan kalkacakmış!
Bu uygulama, işçinin, çalışanların hayatını ucuzlatmaktan başka işe yaramayacaktır.
Hükümet, insanların ölümü pahasına da olsa maden işletmeciliğinden vazgeçmek için ısrar ediyor.
Ekonomik kriz arttıkça hayat ucuzluyor.
Savaşlarda ve iş kazalarında yoksullar canından oluyor.
[*][*][*]
20 Ekim 2017 tarihinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda sözkonusu madde görüşülürken Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu da konuştu ve tasarının yeni iş cinayetlerine kapı açacağını savunarak Sendikanın görüşlerini anlattı.
CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş başta olmak üzere CHP, MHP, HDP'li komisyon üyeleri tasarıdan bu maddenin çıkartılmasını istediler. Ama Ak Parti oylarıyla madde kabul edildi.
Şimdi TBMM Genel Kurulu'nda yapılacak görüşmeler bekleniyor.
[*][*][*]
Bu arada dedikodular da yayılıyor.
Müesseselerin ayrı ayrı, hatta bazı müesseselerin de kendi içinde parçalanarak satılacağı fısıldanıyor.
Maden işçisini ve bölge halkını huzursuz etmek için her yol deneniyor.
Bölge halkının en son ne zaman huzursuz edildiğini hatırlamaya çalışıyorum.
[*][*][*]
Genç kuşaklar hatırlayamayabilir.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı da hatırlamayabilir.
1990 yılında, Türkiye, Ortadoğu üzerine yani enerji kaynakları üzerine hesaplar yapıyor, bir koyup üç almaktan söz ediyordu.
Zonguldak madenlerini kapatmaktan söz edecek kadar özgüvenleri vardı.
Maden işçilerine zam vermek istemiyor, toplu sözleşme görüşmelerini zora sokuyorlardı.
12 Eylül Anayasası'na göre işçiler grev yapamaz diye bakıyorlardı.
Koca şehir Zonguldak (Bartın ve Karabük ilçe) ayaklandı. 4-8 Ocak 1991 tarihinde Ankara yollarındaydılar.
Maden ocakları kapanmadı.
1991 seçimlerinde Hükümet değişti. Bartın il oldu.
[*][*][*]
Yeni Hükümet ekonomik krizle boğuşuyordu.
Sene 1994 olmuştu. 5 Nisan Ekonomik Kararlarını aldılar.
Bölgedeki demir-çelik fabrikalarını dillerine doladılar.
Kardemir'i kapatacak, Erdemir'i satacaklardı.
Armutçuk ve Amasra maden ocaklarını da kapatmaktan söz ediyorlardı.
Yani krizin faturası bölge halkına kesiliyordu.
Bartın ayrı bir il olmuştu, ama kader ortaktı.
Madenciler, fabrika çalışanları, bölge halkı gergindi ve meydanlara çıktılar.
Fabrikalar hala çalışıyor.
1995 seçimlerinde Hükümet değişti. Karabük il oldu.
[*][*][*]
Hükümet 15. Yılında ekonomik krizle mücadele ediyor.
Zonguldak ve bölge insanı huzursuz ediliyor.
Öyle anlaşılıyor ki yoruldular ve gitmek istiyorlar.
Kimbilir belki seçim zamanı gelmiştir.
Kimbilir Ereğli'yi de il yapmak istiyorlardır!
Emek en yüce değerdir.
Emeğin Başkenti'ne saygısızlık yapanların yüzü gülmez.
Zonguldak torbaya sığmaz.

Editör: Pusula Gazetesi