Gelişmiş toplumların tamamı teknoloji ve ilimde ileri seviyededirler. ABD, Çin, gibi dünyanın ekonomik olarak en büyük devletleri teknoloji ve bilimsel olarak ilerlemiş devletlerdir. Gelişmiş ülkelerin tamamı aynı zamanda tarımsal olarak da gelişmiş ülkelerdir.

Makro düzeyden mikro düzeye gelirsek bölgesel olarak bakıldığında ülkemizde zengin köyler, kasabalar ve şehirler tarımsal olarak verimli toprakların olduğu, tarımsal ürün çeşitliliğinin çok olduğu, mahsulün bol yetiştiği bölgelerdir. Buradan da gelelim dönelim Zonguldağımıza,

"Gayanın üstüne gara manca mı bitce, cöüz mü dikcez" deyen deyen inanmaya.

Eski bir yazımda "Mevlam altını ayrı üstünü ayrı zengin yaratmış bu toprakların" demiştim. Evet, Zonguldak iklimi ve toprak yapısından ötürü kayanın üstünde bile bin bir çeşit bitki yetişebilen bir yerdir. Zonguldak'ta yetişebilen meyve ve sebzeleri saymaya kalksak herhalde Türkiyenin ilk sıralarında yer alacaktır. Mandalinasından portakalına kivisinden fındığına, tütününden, incirine kadar her türlü nebatatın yetişebildiği muhteşem bir iklim ve konuma sahiptir.

Ülke olarak tarımsal alanda yaşanan gerileme ve verimsizlik, zaten tarımın farkındalığının ve bilincinin az olduğu, geçim kaynağı olarak geri sıralarda yer aldığı Zonguldak gibi şehirlerde tarımın hobiden öteye gitmemesine neden olmuştur.

Toprak analizi, zararlı mücadelesi, tür seçimi gibi konular Nasa'nın uzay programı gibi geliyor vatandaşa. Tabiiki vatandaşın bunda hiç bir özrü ve kabahati yok tüm kabahat ve özür vatandaşa bu bilinci veremeyenlerde. Daha önce Zonguldak Kestane Festivali adında bir yazım olmuştu. Burada yöresel ürün bakımından kestane üzerine durmuştuk. Zonguldakta yetişen o kadar çok ürün var ki hepsine ayrı ayrı değinmeye kalksak tarım bakanlığındaki daire başlanlığı sayısını geçer....

Örneğin bu sene erik çok bol oldu,tabiri caizse dallar kırıldı ama gidin mahalle aralarına çürümüş erik kokuyor tüm mahalleler. erik dalda, yerde çürüdü. Neden? çünkü pazar yok, tür yanlış, endüstirileşememiş, vb sebepler. ufak bir araştırma yaptım erik ekşisi denen pekmeze benzeyen bir ürün var organik olanının kilosu 180 TL civarı. Bilen var mı? Yok. Yapan var mı Yok? pazarlayan var mı Yok? biz dalda çürütelim, hatta seneye para etmiyor diye ağaçları kesip yerine beton dökelim. en azından sinek olmaz bahçelerimizde. Angelina erik diye bir tür var pazarda meyve olarak 20 liraya satılıyor. peki bunun fidanını alabileceğiniz bir tane bile yer var mı? yok! Bu sadece Erik sadece ERİK hani şu dalı gevrek olan varya...

Peki Kozluda İncir harmanı diye bir yer var hatta düzlük alan diye oraya üniversitenin yabancı diller bölümü açılmış. Peki düşündünüz mü hiç buraya İNCİR HARMANI neden denmiş. İncir mi yetişmiş burada da, pazara sunulmak üzere harmana serilmiş? demek ki atalarımız bizden biraz daha tarımı biliyorlar ve değerlendiriyorlarmış.

Peki kilosu geçen sene 35-40 TL olarak satılan hiç bir bakıma ihtiyaç duymayan cevize gelelim? Vatandaşımız cevizin erkek ve dişi olduğunu doğru tozlayıcısı olmaz ise ceviz vermeyeceğini biliyor mu sizce? Kaç tane ceviz ağacı var ilimizde? Bu ceviz ağaçlarının kaç tanesi her yıl düşük verimli olduğu için (Tozlayıcısı olmadığından) kesiliyor? Bunları biliyor muyuz? Peki doğru tozlayıcılı ceviz fidanı temin etmek isteyen hasbel kadar öğrenen vatandaş Zonguldak iklimine uygun ceviz türünü tozlayıcısı ile birlikte bulabiliyor mu? Hayır tabiiki. Bizzat kendim aradım ve bulamadım.

Bir diğer husus Fındık? ilimizde kaç dönüm kayıtlı fındıklık var? Ne kadarı kayıtsız? Dünya ortalaması olan dönüme 400 kg'ın ne kadar altında? (Türkiye ortalaması 80 kg/dönüm) Neden altında? Hastalık mı? Tür seçimi mi? Hatalı gübreleme mi? Yanlış budama mı? Peki büyük gübre üreticilerinin fındık için ürettikleri gübreleri Zonguldakda bulamamanız normal mi? (bizzat aradım araştırdım dileyen araştırabilir yok) Pancar gübresi fındık için atılır mı? (adından belli gerçi) bunları araştırıyor muyuz? destekliyor muyuz? Biliyormuyuz? Eğitiyor muyuz? En önemlisi ilimizde sadece fındıkla geçimini sağlayan insanlar var bunun farkında mıyız?

Velhasıl; Yerel yönetimler olarak, Bakka olarak, Valilik olarak, Kaymakamlıklar olarak ilimizde tarımsal kalkınmayı desteklememiz lazım. Projeler üretmemiz lazım. Tür seçimine yönelik projeler başlatmamız lazım. Aşılama programları başlatmamız lazım. Fidanlıklar ile anlaşarak coğrafyamıza ve pazara yönelik türde fidan dağıtımları veya satışları yapmamız lazım. ürün işleme ve paketleme tesisleri kurmamız lazım. tarım fuarlarına katılıp yerel ürünlermize pazar bulmamız lazım. Vatandaşın evinin bahçesinde ürünlerinin çürümemesini sağlamamız lazım.

Son bir hatırlatma KÖMÜR BİTTİ, KÖMÜRE DAYALI EKONOMİ BİTTİ, TTK BİTTİ, halen siyasi olarak verilen 1000-1500 kadroyla kömürün canlanmasını beklemek, daktiloların geri döneceği, at arabalarıyla ulaşım yapılacağını düşlemekle eş değerdir. Alternatif bulmazsak ZONGULDAK BİTER. 3-5 yıl değil 100 yıllık planlama yapmalıyız. Bu Kapsamda Politikalar üretmeliyiz. Bu politikaların en başında da tarımsal politikalar ve turizm var.

Bu vesile herkese iyi bayramlar dilerim.

Editör: Pusula Gazetesi