Bu nehirden M.Ö yazarları da bahseder. Bu nehir için, Jaruk ve Soonautes isimlerini kullanır.

1854 yılında yayınlanan, İngiliz bilgini William Smith`in "Yunan ve Roma Coğrafya Sözlüğü" kitabında ise bu nehir için şöyle bahseder;
Antik Bithynia nehri "Kallichorus (Callichorus )" isiminde olduğunu ve bu nehrin Heraclea Pontica (Ereğli) ile Phyllium (Çatalağzı) arasında yer aldığını vurgular. Oksinas (Oxsinas) nehirlerinden biri olduğunu da ekler..

Oksinas`da( Ilıksu) bir dere daha vardır.Bu dere çok cılız bir su akışına sahiptir. Dolayısı ile haritalarda gözükmeyecek büyüklüktedir.
Ayrıca Ilıksu`ya dökülen derenin adı zaten Oksinas olarak kullanılır.
Kallichorus (Callichorus ) ise büyük nehirdir. Aslında, Callichorus tam olarak Callichorus Bimaculatus`tur ve haritalarda tam da Zonguldak Merkez`de ki Üzülmez Deresi olarak gösterilmektedir.
Callichorus Bimaculatus aynı zamanda bir balık türüdür. Tatlı su balığı olan "yayın balığı"nın adıdır.

Yayın Balığı
Zonguldak nehrinde görülen kendine has bir "yayın balığı" türü vardır.
Fakat özelikle şehir merkezine geldiğinde büyük bir kirlilik ile karşılaşan sudaki balıklar, zamanla yok olmuştur. Yinede zaman zaman, özelikle haziran ayında liman ağzında görünürler.
Üzülmez Nehri ile Çaydamar`dan gelen su hemen denize yakın yerde birleştiğinden, ikisinin adı sanki farklı bir nehirmiş gibi ortak adla kullanılmaz.
Nehrin Çaydamar tarafından gelen suyun geçtiği güzergahlar özelikle kestane ağaçlarının olduğu özel bir ormana sahiptir. Bu nedenle sağlıklı su yapısına da sahiptir.
Kestane ağacı ve toprağı öyle bir özeliği vardır ki, dokunduğuna şifa verir. Bu nedenle "Kestane Balı" en sağlıklı ürün olarak bilinir. Kestane toprağından gelen su kaynakları şifa olarak adlandırılır.

Osmanlı çileği, kestane toprağı ile birleşmesi sonucunda ortaya çıkmış bir türdür.

Bakmayın siz şehrin tüm pisliği ve atığı bu dereye atılıyor olsa da; Orhan Veli`nin şiirinde "Siyah akar Zonguldak'ın deresi, yüz karası değil kömür karası, böyle kazanılır ekmek parası" işin başka bir boyutu ile anlatılır.
Kömür tozunun kirlettiği, bakımsız dere yatağının oluşturduğu pis kokunun suçu nehrin kendisinde değil, insanlardadır.
Yoksa Harmankayası Şelalesi de bu nehre aittir. Acılık sanayiden akan su da bu nehre aittir.
Harmankayası Şelalesi`nden akan suyu kana kana için. O berraklıkta bir sudur.
Üzülmez Deresi hakkında henüz ayrıntılı bir şekilde araştırma yapması yapıldı mı? Bilmiyorum. Araştırmalarım sırasında hiç rastlamadım. Şehrimizde bulunan Bülent Ecevit Üniversitesi`nin kapsamlı bir araştırma yapması lazım. Bu nehrin, uzunluğu henüz tam tespit edilmedi. Tahminlerim 10 km uzunluğunda olduğudur.
Önemsiz bir dere olarak görülmesin. Bazen ismini Üzülmez Nehri olarak kullanıyorum, çünkü taştığında ortalığı süpürüp götürür.
Zonguldak Şehir Merkezi ilk kurulduğunda nehir ile oldukça kapsamlı ıslah çalışmaları yapıldığı resimlerde görülür. Fakat son 50 yıldır şehrin yapılaşması sonucunda dere yatağı oldukça dar alana sıkışmış denize döküleceği alana yakın mesafede üzeri kapatılmıştır.
1931`de büyük sel felaketinde neredeyse tüm şehir sular altında kalmış sel suları Ankara Köprüsü`nü asmıştır. Nehirler uzun süre beklemekle beraber 100 sene sonra bile şiddetli sel felaketlerini tekrarlayabileceği bilinmelidir. Derenin yatağına kurulan şehir bu sellerden ivedilikle korunmalıdır.
Eskişehir Şehir Merkezi`nden geçen Porsuk Çayı`nda ki düzenleme gibi; dere yatağının ıslah çalışması, tüm atıklardan arındırılması, çevre düzenlemesi yapılması, bu nehrin iç kısımlarında /kenarlarında yayın balığı çiftliklerinin kurulması olmayacak bir hayal midir?

Zonguldak Çarşı Üzülmez Deresi


Üzülmez Deresi Sel Baskını


1940`larda ıslah çalışması


1930`lar Zonguldak Çarşı


Zonguldak Çarşı Üzülmez Deresi


Vaat Edilen ve unutulan Proje


Gemlik Çarşı Deresi