Düzce Üniversitesi'nde, Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı ve Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü işbirliğiyle, "DİA Gösterisi" konulu program çerçevesinde, 'Obstruktif Uyku Apne Sendromuna Genel Bakış' başlıklı konferans düzenlendi.
Düzce Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Konferans Salonu'nda düzenlenen programda; Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Oğuz Köktürk, Obstruktif Uyku Apne Sendromunun (OSAS) nedenleri ve tedavi yöntemlerini anlattı.
Düzce Üniversitesi öğretim üyelerinin, sağlık çalışanlarının idari personelin ve öğrencilerin katılım gösterdiği programın açılış konuşmasını gerçekleştiren, Düzce Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Öner Abidin Balbay, Prof. Dr. Köktürk'ün Hastanemiz Uyku Laboratuvarının kurulma sürecindeki katkılarından bahsederek, program vesilesiyle bir araya gelmekten memnuniyet duyduklarını dile getirdi. Programın herkes için faydalı olması temennisinde bulunan Prof. Dr. Balbay, programda emeği geçenlere ve katılımcılara teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı.

"Yaşamımızın üçte biri uykuda geçiyor"
Yaşamımızın üçte birini uykuda geçirdiğimizi anımsatarak konuşmasına başlayan Prof. Dr. Oğuz Köktürk, uykunun sağlıklı bir yaşam için mutlak bir olgu olduğunun altını çizdi. Obstruktif Uyku Apne bozukluklarının; göğüs hastalıklarından nörolojiye, kulak burun boğazdan kardiyolojiye kadar çok geniş bir etki alanına sahip olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Köktürk, horlama, uyku sırasında nefes durması, gündüz aşırı uyku hali, baş ağrısı, unutkanlık, depresyon ve cinsel isteksizlik gibi faktörlerin başlıca belirtiler olarak kabul edildiğini söyledi.
Hastalığın görülme sıklığının yüzde 1-5 aralığında olduğunu ifade eden misafir konuşmacı; cinsiyet, yaş, obezite, genetik özellikler, alkol ve kullanılan ilaçlar gibi genel faktörlerin yanında, burun boğaz bölgesinin yapısı, baş-boyun pozisyonu ve boyun çapı genişliği gibi anatomik özelliklerin hastalığın riskleri arasında yer aldığını belirtti.


"İş kazalarına neden oluyor"
OSAS'ın basit bir anatomik bozukluk olmadığını, genetik, değişimsel ve çevresel faktörlerle kompleks bir hastalık olduğunu ifade eden Köktürk, en ağır komplikasyonlarının kalp damar sisteminde görülerek uykuda ölüme kadar ağır sonuçlara yol açtığını kaydetti. Prof. Dr. Köktürk, uyku apnesinin, trafik kazası riskini 7-8 kat artırıp, iş kazalarına neden olduğunu da sözlerine ekledi.
OSAS'da kilo verme, yatış pozisyonunu düzeltme, alkol ve sedatiflerden sakınma ile eşlik eden hastalıkların tedavisinin, genel önlemler içinde yer aldığını dile getiren Prof. Dr. Köktürk, en iyi tanı için mutlaka uyku merkezlerinde test yaptırılması gerektiği üzerinde durdu.
Hastalığın, altın standart tedavisinin Pozitif Hava Yolu Basıncı (PAP) tedavisi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Köktürk; horlama spreyleri, haplar, manyetik yastıklar, boyunluk ve saat gibi piyasaya sunulan tedavi yöntemlerinin ise yararı olmadığı değerlendirmesinde bulundu.

"Uyku önemli bir şey"
OSAS'ın vücudumuzdaki bütün sistemleri bozarak ölümlere yol açtığını yineleyen Prof. Dr. Köktürk, konuşmasını "Uykunun değerini kaybedince anlıyoruz. Uykunuza sahip çıkın. Uykunun önemli bir şey olduğunu unutmayın. Bu hastalığa gereken ilgiyi göstermezsek, yüzlerce yıldır can alan bu hastalık yine can almaya devam edecek." ifadeleriyle noktaladı.
Programın ikinci gününde Binef At Çiftliğine giden katılımcılar, şehrimiz kültürü ve tarihi hakkında Düzce Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Nurperi Ayengin tarafından bilgilendirildi. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Oğuz Köktürk, burada yaptığı sunumunda ise; Türkiye'de bulunan bazı tarihi yerlerin görsellerini katılımcılarla paylaşarak programı sonlandırdı.

Editör: Pusula Gazetesi