,Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Hasan Sultanoğlu, Düzce üniversitesi Hastanesi acil servisi hakkında bilgiler paylaştı. Acil Tıp biliminin hayatı tehdit eden veya uzuv kaybına neden olabilecek durumlara müdahale edilen bir branş olduğunu ifade eden Dr. Sultanoğlu, Uluslararası Acil Tıp Federasyonunun (IFEM), bu bilimi; tüm yaş gruplarındaki hastaları etkileyen ayrıştırılmamış tüm fiziksel ve ruhsal bozuklukların oluşturduğu hastalık ya da yaralanmaların akut ve ivedi şekillerini önlenmesi, tanısı, tedavisi ve yönetimi için gereken bilgi ve beceriler bütününü kapsayan tıp pratiği olarak tanımladığına dikkat çekti.

"Asistan hoca ilişkisi bilinenin dışında"
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı hakkında bilgiler veren Hasan Sultanoğlu, "Anabilim dalımız modern tıp teknolojisi, deneyimli ve birikimli büyük bir sağlık ekibi ile şehrimize ve bölgemize hizmet edecek akademik kadroya, hemşireye ve yardımcı sağlık personeline sahip. Asistanın hocaya, öğrencinin hocaya direkt ulaşması bölüm olarak artımız. Birçok bölüm ve üniversitelerde asistan hastaneden ayrılamıyorken bizim acil servisimizde asistan kendi hayatına da, akademik hayatına da zaman ayırma fırsatı bulmaktadır. Akademik kadromuzda 1 Profesör, 1 Doçent ve 6 Dr. Öğr. Üyesi mevcut. Dr. öğretim üyelerimiz 7/24 usulüyle çalışmakta, her gün bir Dr. Öğretim Üyemiz 24 saat boyunca hastanede kalmaktadır. 24 hemşiremiz, 12 karşılama ve temizlik, 8 bilgi işlem personeli ve 8 güvenlik ile hizmet vermekteyiz" dedi.
2018 yılında modern binasına taşınan Düzce Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi bölge insanına en iyi fiziki koşullarda hizmet vermeye çalıştığını vurgulayan Dr. Sultanoğlu, "Acil servisimizde 2 kişilik resüsitasyon odası, 4 yataklı kırmızı müdahale alanı, 9 yataklı sarı alan, yeşil tedavi alanı, yeşil hasta muayene odası, sütür ve pansuman ve triaj odaları mevcut. Bilgi işlem bankomuz, polis odamız, güvenlik bekleme alanı ve hasta yakınları için geniş bekleme alanımız mevcut. Laboratuvar hizmeti olarak, hastadan alınan kanlar pnömotik cihazı aracılığıyla acil laboratuvara iletilmekte. Acil servisimizdeki cihazla kangazını hızlı çalışmaktayız. Radyolojik olarak acil servisimize ait USG cihazımız, portal röntgenimiz mevcut. Servisimizle aynı katta bulunan radyoloji ünitesi sayesinde tomografi ve MR çekimlerimiz hızlı ve efektif olmaktadır" ifadelerini kullandı.

"Mevsimsel olarak değişmekle birlikte günlük ortalama 350, yıllık 130 bin hasta başvuruyor"
Hastanenin erişkin acil servisine mevsimsel olarak değişmekle birlikte günlük ortalama 350, yıllık 130 bin hasta başvurduğunu kaydeden Sultanoğlu, "Türkiye genelinde acil servislere başvuruların yaklaşık yüzde 70-80 civarı acil hasta değil, birinci basamakta veya poliklinikte muayene olabilecek hastalar. Maalesef şartlar gereği acil servislerimizde yoğunluğun en sık sebebi yeşil alan dediğimiz hasta grupları, atılan adımlara rağmen bu yoğunluk azalmadı. Üniversiteye başvuran yeşil alan acil hastaları bir nebze de olsa ortalamanın altında. Düzce acil serviste yüzde 60 civarında yeşil alan hastamız mevcut" dedi. Acile başvurması gereken hastaların aslında yeşil alan dışında kalan sarı ve kırmızı alan hastaları olduğunu ifade eden Sultanoğlu, acil servisin bu alanında genellikle solunumsal, kardiyak, nörolojik, enfektif hasta gruplarının yanında her çeşit travma hastası, kronik hastalıkları olup kötüleşen bir çok hasta grubuyla karşılaştıklarını bildirdi.

"Hastalara müdahalemiz dünya standartlarının üstünde"
Göğüs ağrısı, solunum sıkıntısı, karın ağrısı, bilinç bozuklukları, felç, travma, üç günden fazla süren yüksek ateşli durumlar ve durdurulamayan kanamalarda acil servise başvurması gerektiğinin altını çizen Öğretim Üyesi Hasan Sultanoğlu, "Maalesef acil servisler olması gereken durumda değil, mevsimsel hastalıklar diye adlandırdığımız kış aylarında üst solunum yolu enfeksiyonları, yaz aylarında ishallerden dolayı acil servis başvuruları artmakta. Bu durumlardan önce önlem alınması, sonrasında gerekli beslenme ve sıvı desteği aldıktan sonra hastalık devam ederse öncelikle aile hekimlerine, sonraki adımda polikliniklere başvurmasını önermekteyiz. Ülkemizde çalışan doktor ve hemşire sayıları yetersiz, acil servislerde bu tür hastalara ayrılan geniş zamandan dolayı gerçekten acil olan hastalara müdahale gecikebilir, tanı ve tedavide zaman kaybedilebiliyor. Buna rağmen gerçek hastalara müdahalemiz dünya standartlarının üstünde" dedi.