Devrek Rüştü Onur Sanat ve Kültür Derneği (ROSAK) Başkanı İbrahim Tığ tarafından "Kiraz Aldım Dikmeden/Tombulacık Halime" türküsünün yöresine yapılan itirazı yerinde bulan TRT-Türk Halk Müziği (THM) Repertuvar Kurulu 28 Mart 2019 tarihli toplantısında türkünün "Bolu"ya değil, "Devrek"e ait olduğuna karar verdi.

10 Şubat 1922 tarihinde Devrek'in Hüseyinçavuşoğlu Köyünde yaşanan bir olay sonucunda Deli Mehmet Lakaplı Mehmet Emin Dinç tarafından 2 çocuklu dul Halime Subaşı'na yakılan bu türkü, büyük usta Muzaffer Sarısözen tarafından Ankara'da, Bolulu hat ve cilt sanatçısı Emin Barın'dan 24.11.1946 tarihinde derlendiği ve TRT Repertuvarında 727 sıra numarayla Bolu türküsü olarak kayıtlarda yer alıyordu.

ROSAK Başkanı İbrahim Tığ, söz konusu türküye ait belge ve bilgileri, canlı tanıklarıyla ortaya koyarak, türkünün yöresinin "Bolu" olmasına itiraz etti. TRT-THM Daire Başkanı Kubilay Dökmetaş başkanlığında 28 Mart 2019 tarihinde toplanan; Prof Dr. Hayrettin İvgin, Prof.Dr. Cengiz Şengül, İhsan Öztürk, Ümit Bekizağa ve Adile Kurt Karatepe'den oluşan kurul üyeleri İbrahim Tığ'ın bu itirazını yerinde bularak, türkünün "Bolu"ya değil Devrek'e ait olduğuna karar verdi.

Karar, TRT Türk Halk Müziği Repertuvar Kurulu tutanağında şöyle yer aldı; "THM Repertuvarında 727 sıra numarada kayıtlı olan 24.11.1946 tarihinde Muzaffer Sarısözen tarafından Emin Barın'dan derlenen 'Kiraz Aldım Dikmeden (Tombulacık Halime)' adlı türkü yöre olarak Bolu'ya kayıtlı görünmektedir.

Derlemenin yapıldığı 24.11.1946 tarihinde Bolu'ya gidilmediği, bu derlemenin Milli Eğitim Bakanlığı'nda görev yapan hat cilt sanatçısı Emin Barın'dan Ankara'da derlemesinin yapıldığı anlaşılmaktadır.

Devrek Rüştü Onur Sanat ve Kültür Derneği (ROSAK) Başkanı İbrahim Tığ'ın 8 Şubat 2019 tarihli Müzik Dairesi Başkanlığı'na yolladığı dilekçede; bu türkünün Devrek'e ait olduğunu, Hüseyinçavuşoğlu köyünde 10 Şubat 1920 tarihinde yaşanan olayların sonunda Deli Mehmet adlı yarı mecnun bir kişinin Tombulacık Halime adlı 2 çocuklu dul bir hanım için yaktığını ifade etmektedir.

TÜRKÜNÜN OLUŞ VE ÇIKIŞ YERİ HÜSEYİNÇAVUŞOĞLU KÖYÜ'DÜR

İbrahim Tığ'ın gönderdiği dosyada; nüfus kayıt belgeleri, fotoğraflar, Tombalacık Halime'nin evlatlarının ve torunlarının ifadeleri; olayı bilen, duyan köylülerin anlatmaları, türkünün ortaya çıkış öyküsü, türkünün metninde geçen yer ve kişi adları, bunların olaylarla ilgisi vb. bilgi ve belgeler Repertuvar Kurulu tarafından da dikkatlice incelenmiştir.

Sonuçta bu türkünün çıkış ve oluş yerinin Devrek'in Hüseyinçavuşoğlu köyü olduğu kanaati oluşmuştur.

Bu bilgiler ve belgeler ışığı altında İbrahim Tığ tarafından gönderilen dosya TRT Arşivinde bulunan bu türkünün belgeleriyle birleştirilerek saklamasının, türkünün çıkış ve oluş yerinin Devrek'e ait olduğu iddiasının da repertuvar fişine ayrıca eklenmesinin uygun olacağına karar verilmiştir."

TÜRKÜNÜN ÖYKÜSÜ

Devrek'in Hüseyinçavuşoğlu Köyünden olan ve türküyü yakan Deli Mehmet, kendi korumalığından ağaç kesen Cemile (Subaşı)'yi 10 Şubat 1922'de vurur. Bu cinayet üzerine Deli Mehmet babasının da referansıyla Bolu'ya kaçmak zorunda kalır. Köyden ayrılmadan önce yarbaşı mevkiinde oturur ve köyüne bakarak bu türküyü yakar.

Milli Mücadele ve vatan kurtuluşunda büyük hizmetler veren Kör Hoca olarak da bilinen Beycuma Müderrisi Hüseyin Efendi (Hüseyin Dinç)'nin oğlu Mehmet Emin Dinç (d:1902- ö:30.12.1923) İstanbul'da Tıp Eğitimi görmektedir. Haşarı bir çocuk olduğu için de 'Deli' lakabını almış.

Yaz tatillerini köyünde (Hüseyinçavuşoğlu) ailesinin yanında geçiren Mehmet Emin, komşuları olan ve genç yaşta eşini (Nazif Subaşı, d:1888, ö:10.03.1919) yitiren ve iki çocuğuyla (İsmail-Ahmet) dul kalan Halime (Subaşı / Baltacı d:1889-ö:1973)'ye aşık olmuş ve bu aşkına da karşılık bulamamış ve zaten de babası da bu aşka karşı çıkmıştır.

HALİMENİN KIZI NEZİRE BALTACI İLE GÖRÜŞMENİN MUTLULUĞUNU YAŞIYORUM

ROSAK Başkanı, Gazeteci İbrahim Tığ, 10 Ekim 2010 tarihinde Halime Baltacı'nın kızı Nezire Terzi (82) ile görüşmenin ve söyleşi yapmasının mutluluğunu yaşadığını, belirtti.

Tığ, Nazire Baltacı'nın kendisine annesi ile ilgili olarak şunları anlattığını dile getirdi; "Ben o türküden nefret ediyorum. Anamın adını kötü anlatıyor bu türkü. Anamın adının böyle bir türküyle anılmasını istemiyorum. Ne zaman radyoda, televizyonda söylense hemen kapattırıyorum. Kör Hoca'nın oğlu Deli Mehmet, babam (Halime'nin ilk kocasından söz ediyor) ölünce 2 çocuğuyla dul kalan anama aşık olmuş. Adam adı üstünde deli. Kör Hoca zaten Düzce'den tütün getirir, tütün kaçakcılığı yaparmış. Anam dul, güzel ve tombul bir kadın, yüzü ay parçası. Deli Mehmet varlıklı, müderrisoğlu. Anamın onda gözü olsaydı ona varırdı. Adam zaten deliymiş. Deliye varıp da ne yapacaktı. O da Deli Cemile'yi vurarak başının belasını bulmuş. Sonrada tutturmuş utanmadan anama bu türküyü yakmış."

HALİME'NİN TORUNLARI HALA BU KÖYDE YAŞIYOR

Tombul Halime'nin torunları bugün hala Devrek'in Hüseyinçavuşoğlu Köyü'nde yaşıyor ve mazarı da bu köyde bulunuyor. Türküyü, 1952 yılında ilk kez Neriman Altındağ Tüfekçi taş plakta okumuş; Nezahat Bayram, Belkıs Özener,Güven Yapar, Nonna Bela, Filiz Akın, Erkin Koray, Tülay German, Zara, Orhan Hakalmaz, Elvan Erbaşı, Erol Köker, Soner Olgun, Ferman Boran, Oğuz Doğan Cengiz gibi önemli sanatçılar da seslendirmiştir. Türkü ayrıca bir çok filmin müziği de olmuştur.

Kurul ayrıca, Kastamonu türküsü olarak bilinen "Çanakkale İçinde Vurdular Beni" adlı türkünün de Kastamonu'ya değil Çanakkale'ye ait olduğuna karar verdi.

TÜRKÜNÜN SÖZLERİ:

Kiraz aldım dikmeden
Halimem dallarını bükmeden
Bir armağan ver bana
Halimem ben gurbete gitmeden

[*][*][*]
Tombulacık Halimem Yarbaşı'na gel
Ben gidiyorum Bolu'ya düş peşime gel

[*][*][*]
Ocak başında kaldım
Halimem ince fikire daldım
Kapılar açılırken
Halimem seni geliyor sandım

[*][*][*]
Alçaklara kar yağıyor üşümedin mi
Sen bu işin sonunu düşünmedin mi
Tütün aldım Hendek'ten
Halimem hekim gelir Devrek'ten
Hekim buna neylesin
Halimem yangınımız yürekten

[*][*][*]
Algın mısın Halimem baygın mısın gel
Hiç haberin gelmiyor dargın mısın gel

Editör: Pusula Gazetesi