Devrek Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü (DMYO), Devrek Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı (TSO) ve Bölge Haber Gazetesi'nin ortaklaşa düzenlediği 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle, düzenlenen etkinlikler nedeniyle Devrek'e gelen şair-yazar ve sanatçılar; Halil İbrahim Özcan, Arif Çelik, Döndü Açıkgöz, Orhan Ural, Tülin Dursun İşleker ve İbrahim Tığ'dan oluşan bir grup, Devrek türküsü "Tombulacık Halimem (Kiraz Aldım Dikmeden)"in kahramanı Halime (Subaşı) Baltacı'nın Hüseyinçavuşoğlu Köyü'ndeki mezarının ziyaret ederek mezarına karanfiller bıraktı.

Halime (Subaşı) Baltacı'nın mezarı başında konuşan gazeteci-yazar İbrahim Tığ, "Tombulacık Halimem ya da diğer adıyla "Kiraz Aldım Dikmeden" türküsünün Devrek kültürü ve sanatında önemli bir yer tuttuğunu, ifade etti.

İbrahim Tığ şöyle konuştu; "Devrek türküsü olan Tombulacık Halimem ya da diğer adıyla Kiraz Aldım Dikmeden'e konu olan Tombulacık Halime / Halime Subaşı Baltacı'nın Hüseyinçavuşoğlu Köyümüzde bulunan mezarının başındayız. Kendisini rahmet ve sevgiyle anıyoruz. Türkümüzün kahramanı Tombulacık Halime'yi bundan tam 45 yıl önce kaybetmiştik. Türküsü ise hala belleğimizde, dilden dile dolaşıyor. Köye, 10 Şubat 1922 tarihinde acı bir olay yaşatan Deli Mehmet'in karşılıksız olarak sevdiği kadın olan Halime'ye yaktığı türküdür bu.

Kiraz aldım dikmeden/ Halimem dallarını bükmeden/Bir armağan ver bana/ Halimem ben gurbete gitmeden/../ Tombulacık Halimem yar başına gel/Ben gidiyorum Bolu'ya düş peşime gel., dizeleriyle Tombulacık Halime nineyi anıyoruz, ruhu şad olsun."

Kültür Bakanlığı Türk Halk Müziği Sanatçısı Arif Çelik de yaptığı konuşmada, Anadolu'nun bir çok karşılıksız aşk yaşayan insana tanıklık ettiğini ve Anadolu kültürünü en güzel anlatan türkülerden birinin de "Tombulacık Halime" olduğuna vurgu yaptı.

Tombulacık Halime'nin mezarını ziyaret etmekten son derece mutlu olduğunu belirten Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Tombulacık Halime'nin kabrini gördüğüm için mutluyum. Tarihine mal olmuş ve karşılıksız bir aşkın kahramanı olan Tombul Halime yüreğimizde, türkülerimizde, gönlümüzde yaşıyor. Yediden yetmişe herkesin dilinde olan bu güzel türkünün güzel kahramanı olan Halime'nin mezarını ziyaret etmek bana büyük bir mutluluk verdi. Mekanı cennet olsun."Törene, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası Genel Sekreteri Cihat Yaban ve Muhtarlar Federasyonu Devrek Şube Başkanı Mustafa Taşçı da katıldı.

TÜRKÜNÜN SÖZLERİ

Kiraz Aldım Dikmeden

Kiraz Aldım Dikmeden,

Halime'm Dallarını Bükmeden.

Bir Armağan Ver Bana,

Halime'm Ben Gurbete Gitmeden.

Tombalacık Halime'm Yar Başına Gel,

Ben Gidiyorum Bolu'ya Düş Peşime Gel.

Ocak Başında Kaldım,

Halime'm İnce Fikire Daldım.

Kapılar Açılırken,

Halime'm Seni Geliyor Sandım.

Alçaklara Kar Yağıyor Üşümedin Mi

Sen Bu İsin Sonunu Hiç Düşünmedin Mi

Tütün Aldım Hendekten,

Halime'm Hekim Gelir Devrek'ten,

Hekim Buna Neylesin,

Halime'm Yangınımız Yürekten.

Aygın Mısın Halime'm, Baygın Mısın Gel,

Hiç Haberin Gelmiyor, Dargın Mısın Gel

Kiraz Aldım Dikmeden Türküsünün Hikayesi

60-65 kadar sene önce Hüseyin Çavuşoğlu köyündeyiz.. Hüseyin Çavuşoğlu'nun yarbaşında.. Devrin ünlü Müderrislerinden Hüseyin Molla'nın oğlu Deli Mehmed ormana doğru şöyle bir geziye doğru çıkmış. Neden gezmesin ele güven olur mu hiç? Bakarsın kendilerine ait ormanda ağaç keserler.Nitekim ki öyle olmuş bir karı koca ağaç kesmişler.evlerine doğru dürüklerlerken Deli Mehmed çıkagelmiş karşılarına. Birden neye uğradıklarını anlayamamanın şaşkınlığı içinde donakalmış korkularından.. Korkarlar tabii, koskoca Deli Mehmed kolay mı? Koskoca bir müderris oğlu , Müderris ki Hüseyin Çavuşoğlu ve civarı himayesinde. Deli Mehmed'in deliliklerine öylesine. Astığı astık. Kestiği kestik. Bıçağı da önünde keser arkasında… Hele omuzun da tüfeği olunca, gel de çık karşısına. İşte durum böyle iken adamcağız Deli Mehmed'in ayaklarına kapanarak af dilemiş. Deli bu delirmiş de delirmiş; doğrultmuş namluyu adama vurur mu vurur. Karısı "Ben nasıl olsa kadınım bana bir şey yapmaz" düşüncesiyle onu vurma beni vur çocuklarımıza acı diyerek merhamete getirmeye çalışmış.Ne gezer merhamet çifteyi boşaltmış kadının bağrına. Kocası daha durur mu kaçıp gitmiş. Ne yapsın şimdi Deli Mehmed? Devrin kanunları sıkı.. Kaçmak düşmüş aklına ama babasına bir yol danışmaya ihmal etmemiş tutmuş evin yolunu. Babası önce fena halde kızmış oğluna ama ne kadar kötü olsa da oğul gene.. Kaçmanın kanundan kurtulmanın yollarını sıralayıvermiş oğluna. Sevdiği ve aşık olduğu kızdan "Tombul Halime ayrılmak bir yandan da her an zaptiyelere yakalanmak düşüncesi ve sıkıntıları sarıvermiş içine. İstemiş ki Halimesi de gelsin onunla beraber. Hizmetçilerin kapıyı her açtığın da Halime'yi geldi zanneder, bir yol hoplarmış yerinden. Zavallı anacığı yolluğunu hazırlayıp vermiş eline. Deli Mehmedimiz yola revan olmuş.

Yarbaşından geçenken karşısında duran Halime'nin evine doğru bakmış derlenmiş, duygulanmış.

Bir yandan da kar heryanı ağartmaya devam ediyormuş.

Bakalım Halimesine neler demiş?

Kiraz aldım dikmeden

Halimem dallarını bükmeden

Bir armağan ver bana

Halimem ben gurbete gitmeden

Tombalacık Halimem

Yarbaşına gel

Ben gidiyorum Bolu'ya

Düş peşime gel

Öyle ya Halimesinden bir yadigar almadan gidebilir mi buralardan hiç, Beklememiş öylece biraz Halimeyi yar başında belki duyar düşer peşime diye ne gelen var ne giden.

Devam etmiş söylemeye:

Tütün aldım hendekten

Halimem hekim gelsin Devrek'ten

Hekim buna neylesin

Halimem yanıyorum yürekten

Alçaklara kar yağdı

Üşümedin mi

Sen bu işin sonun

Düşünmedin mi

Bu sıkıntılı bekleyiş esnasında hendek'ten getirdiği tütünü dumanlayan Deli Mehmedimizin iç yaralarını Devrek'in nam salmış hekimin iyi edebileceğine inanmış bir yol

İnanmış ya, hekim neylesin buna?..

Yine devam etmiş:

Ocak başında kaldım

Halimem ince fikire daldım

Kapılar açılırken

Halimem seni geliyor sandım..

Aygın mısın halimem

Baygın mısın gel

Hiç haberin gelmiyor

Dargınmısın gel

Deyip gitmiş Deli Mehmed Bolu'ya

Kaynak:Muzaffer Akyol - 1969 Devrek Dergisi'nden alınmıştır.

Editör: Pusula Gazetesi