Tuna Aratoğlu, Kent Söyleşilerinde ZOKEV'in Nisan ayı konuğuydu. 25 Nisan '019 günü Maden Mühendisleri Odasında moderatörlüğünü Ekrem Murat Zaman'ın yaptığı söyleişii ilgiyle izlendi. Söyleşide EKİ parası, Çatalağzı "A" Santralinin yapılış öyküsü, Zonguldak Maden Teknik Okulunun İstanbul'a nakli konusu anlatıldı.
E. Murat Zaman açılış konuşmasında; Tuna Aratoğlu ile aynı yerde 20 yıl önce de benzer konularla ilgili kent söyleşileri yaptıklarını ve Aratoğlu'nun aynı zamanda hocası olduğunu belirtti. Zaman konuşmasında; Cumhuriyetin ilk kadroları deniz yolu ile dışarı giden kömürün demir yolu ile iç hatlara taşına gayretiyle sanai hamlesinin alt yapısını oluşturmak istiyorlardı. Bunun için demir yolu kenarında 13 haneli Aktaş köyünün bulunduğu yere Karabük Demir Çelik Fabrikası'nın temeli atılıdı. Dünyanın en büyük firması olan Norveç- Danimarka firmasının yaptığı demir yolunun kenarına Filyos Ateş Tuğla Fabrikası yapıldı." Diyerek tarihi bilgilerin bilim ve sanat ile buluşmasıyla kent kültürünün oluşmasına katkı yaptığına değindi.
Tuna Aratoğlu'da ZOKEV ve İzleyicelerine teşekkür ederek konuşmasına başladı. Aratoğlu konuşmasında; buna benzer konuşmaları Kanal Z televizyonunda Prof. Şenol Kuşçu ile proğram yaparak başladım. Bazı kitaplarda EKİ 'nin parasının olduğu söylenerek bu kente Cumhuriyet'in fazla önem verdiğini söyleyenler var. Diğer bir ifadeyle tırtıllı ve delikli bir kuruştur ama bahsedilen bir puldur. Para basma yetkisi merkez bankasındadır. Merkez Bankası'nın haricinde kimse para basamaz. Değersizliğini ifade etmek içinde "Bir tırtıllı kuruş etmez " deyimi buradan gelir. Havzada çalışan münavebeli işçilerin tüm iaşe ihtiyaçları devlet tarafından karşılanırdı. Daimi işçiler için ilk zamanlar bu anlamda bir adaletsizlik vardı. Bu adaletsizliği düzeltmek için delikli para- pul basarak daimi işçilere verildi. Bu paralar sayesinde İşçiler ekonomalardan iaşe almaya başladılar. Bu uygulama sadece buraya mahsus bir uygulama değildi. O zamanlar 1000 işçiden fazla işçi çalıştıran tüm işletmelerde bu uygulama zorunluydu. GAP, Bursa Yünİş, Karabük gibi fabrikalarda da buna benzer pullar veriliyordu.
1960 yılının ekim ayında Zonguldak Teknik okulunun İstanbul'a taşınması ile bir öğrenci direnişi başladı. Basri Çatma, Enver Aygün, Kemal Koç, Vahit Çelikel, Sadık Durdu Sezgin, Alim Değirmenci, Niyazi Döngel gibi öğrenciler bu organizasyonu örgütlemişlerdi. Daha sonra bu direnişe halk ve öğrencilerde sahiplenmişti. Çevre bölgelerden ve Merkez atölyesindeki işçilerin katılımıyla görkemli bir protesto mitingi yapıldı. O zamanlar Milli Eğitim Bakanı Ahmet Tahtakılıç'tı. İşçilerden biri evinde yaptığı tahta kılıçı kürsüde parçalayıp mesajını Ankara'ya iletmek istemişti. Bundan bir hafta sonra Ahmet Tahta Kılıç İnönü'ün izniyle Zonguldak'a gelir ve okulun tekrar açılacağına dair söz verir..
Zonguldak'ta ilk elektrik santralı Kozlu yolunda bugünkü BAKKA binasının olduğu yerde yapıldı. Cumhuriyet sonrası İş Bankası Zonguldak'ta dört adet şirket kurdu. Bunlar; Üzülmez Bölgesinde Türk-İş, Kozlu Bölgesinde Kömür-İş, Kilimli Kömür Ocakları ve Çamlı Kömür İşletmesıydi. Yurt dışında elektrik mühendisliği eğitimi gören Profösör Refik Feymen Zonguldak'a atandığında İstanbul Avrupa Yakasında bulunan Silahtarağa elektrik santraline benzer bir santralin yapımı için harekete geçer ve bunun için Ankara'yı ikna eder. Ama o zamanlar bu tür sanai yaopmak için genel Kurmaydan izin almak gerekir. İlk zamanlar Genel Kurmay santralin bombalanabileceği gerekçesi ile izin vermez. Ama yukarıdan gelen bir emir ile sonradan santralin kurulmasını onaylar. Bir İngiliz Firması ihaleyi kazanır. Elektrik jenarotörlerini yapar ama parası ödendiği halde teslim etmez. 2. Dünya Savaşının çıkma ihtimali çok yüksektir ve onun kendilerine gerekli olduğunu söylerler. Savaş sonrası ek bir üçret talep etseler de hükümetler araya girerek sorunu çözerler. 60 megavatlık santrali 120 Megavata çıkartmak düşüncesi gelişir. İstanbul basınında fuzulü masraf yapılıyor, biz bu elektriği nerede kullanacağız diye itiraz sesleri yükselir. Santral yapılır ve tüm sanayi buradan beslenmeye başlanır. ÇATES, 43 yılda 25 Milyar Kilovat saat enerji üretmiştir. 1994 yılına geldiğinde Zonguldak'ın kurtuluşunun bu santralin kapanması le mümkün olacağı tezi işlenmeye başlanır" diyerek sözünü bitirir.

TUNA ARATOĞLU KİMDİR?

1944 yılında Kozlu da doğdum. İlk ve Orta öğrenimimi Zonguldak ta tamamladım . 1963 yılında İYTO (YTÜ) yüksek öğrenime başladım ve 1968 yılında Harita ve Kadastro Mühendisi olarak mezun oldum ve Ereğli Kömürleri İşletmesi (EKİ) Merkez Plan Bürosunda Harita Mühendisi olarak çalışmaya başladım ve 2004 yılında 39 yıllık bir çalışma hayatı sonunda Harita ve Tasman Şube Müdürü görevinden emekli oldum.

Çalışma hayatım boyunca EKİ İnsan-Gücü Eğitim Müdürlüğünde "Maden Topoğrafı" eğitiminde 1969-1987 yılları arasında Ölçme Bilgisi Öğretmenliği ,1977 - 1994 yılları arasında ZKÜ Zonguldak Meslek Yüksek okulunda Madencilik Topoğrafyası ve 1979-2004 yılları arasında ZKÜ de Maden Mühendisliği ve Jeodezi-Fotogrametri Mühendisliği bölümlerinde Yarı Zamanlı Öğretim Görevlisi olarak görev yaptım.

Zonguldak'ın yakın tarihi konularında belge , fotoğraf ve haritalarından (Maden) oluşan bir arşivim vardır. Yıllarca topladığım ölçme aletleri ve Fransızlardan kalan yer altı haritaları ve belgelerinden bir kısmını Üniversitemiz Maden Ölçmeleri müzesine verdim ve halen orada sergilenmektedir.

Tasman ve nedenleri konusunda 6 bilimsel araştırmalarda çalıştım, katkıda bulundum.. Ayrıca "Zonguldak'taki büyük yatırımlar (EKİ Büyük Amenajman Projesi , Ücretli İş Mükellefiyeti (Mükellefiyet) Yalanları, Çatalağzı Elektrik Santralı Yapımı , Ankara -Zonguldak Demiryolu yapımı, Havza rezervi tarihçesi ve Havza-i Fahmiye ) konularında yerel TV de programlar ile kentimizde düzenlenen muhtelif sempozyumlarda sunumlar yaptım. Halen " Duyduklarım - Gördüklerim- Yaşadıklarım " adlı kitabımda Zonguldak'ın yakın tarihine ait bir çalışma ile uğraşmaktayım.

Editör: Pusula Gazetesi