Hafta sonu düğünümüzü yaptık.
Yağmur...
Fırtına...
Her şeye rağmen kazasız belasız tamamladık.
Öncelikle düğünün gerçekleşmesinde baştan beri gece gündüz demeden emek veren tüm aile fertlerine teşekkür ediyoruz.
Minnettarız.
Bizi aile yapan...
Daha doğrusu...
Bizi biz yapan değerleri yaşattıkları için.
Birlikteliğimize katkı verdikleri için.
Kısacası...
Bizimle biz oldukları için teşekkürü hak ettiler.
Allah daim etsin.
[*][*][*]
Bizi bu mutlu günümüzde yalnız bırakmayan, bizzat gelen, hayat şartları nedeniyle gelemeyip telefon eden eş, dost, arkadaş herkese teşekkür ediyoruz.
Allah hepinizden razı olsun.
[*][*][*]
Duamız şudur.
Allah herkese düğün dernekle...
Evlatlarına yuva kurmak nasip eylesin.
Gençlerimize hayırlı kısmetler versin.
Mutluluklar versin.
Ebeveynlere hayırlı torunlar versin.

Önemli günler...
Cenazedir.
Hastalıktır.
Kur'an dır.
Düğündür.
Bayramdır.
Bizim için önemli günlerdir.
Böyle önemli günlerde insanın gözü etrafına bakıyor.
Ve arıyor.
Kim var?
Kim yok?
[*][*][*]
Daha erken yaşlarda şöyle düşünüyordum.
Neden yanımızda olmaz?
Nasıl olmaz?
Keşke olsaydı?
Kısacası.
Hep olmasını istiyorduk olmayan insanların.
[*][*][*]
Şimdi şekil değişti.
Önemli bir gün yaşıyorsun.
Yanında görmek istediğin insanlar yok.
Mazeret de yok.
Bir telefon da yok.
O zaman işin rengi değişik.
Öyleyse..
Bundan sonra beklentiye girmeye gerek yok.
Yanlış insanları beklemişiz.
Veya o insanlar bu topluma layık değil.
Veya bizi kendilerine layık görmüyorlar.
Kısacası...
İstenen birliktelik sağlanamıyor ise...
Kimin nerede olduğunun bir önemi yok.
Zorlamaya da gerek yok.
[*][*][*]
Beklemezsin.
Olur biter.
Biz de beklemiyoruz.
Yaş ilerledikçe ayırıyoruz.
Elek üstünde ne kalırsa...
O yeter.
Kişi senin hastalığında yok.
Cenazende yok.
Düğünün de yok.
Çayında, çorbanda yok.
Evinin kapısını nereden açıldığını bilmiyor.
O insandır.
İyi insandır.
Ama mecralar farklı.
Bırakalım herkes kendi yolunda yürüsün.
Her yerde iyi insana ihtiyaç var.
Bırakalım onlar başka yerlerin eksikliğini tamamlasın.
Bize kendi topraklarımızın kokusu yeter.