Özel şehrimin her köşesi ayrı güzel. Limanın kömür tozu güzel. Havada Eren'in külü güzel. Deredeki çeri çöpü poku güzel. Kaldırımı işgal eden esnafı güzel. Kışın hala yağ sobası yakan şehrin ortasındaki sanayisi güzel. Geri dönüşüm toplayan, bulduğu her köşeyi karton plastik dağı yapan roman kardeşlerim güzel. Her şey hayat dolu. Yaşanabilirliği, diğer şehirlere göre sınıf atlamışcasına ilerleyen bu şehirde, kendini bilmezcesine yazılmış bir duvar yazısı gördüm. Büyük puntolarla şehrin en kalabalık geçitlerinden birine yazılmış: TEMİZLİK+MASKE+MESAFE TMM MI;)
Sanırım oradan geçen Zonguldaklılar için yazılmış olamazdı. Çevreye dikkatlice baktım. Tam karşısında Zonguldak Belediye binası. Hatta cama çıksa başkanın çok rahatlıkla okuyacağı bir yere yazılmıştı bu yazı: Bende TEMİZLİK+MASKE+MESAFE tamdı! Belediyenin dibinde, yazının tam altında üstünde gondolların gezdiği, çevredeki teraslarda vatandaşların oturduğu, ışıklandırmaların görsel şova dönüştüğü, arıtmalardan geçtikten sonra şehrin tam ortasından berrak sularıyla denize akan deremizin hemen üstüne bu yazının yazılması bana biraz görsel kirlilik gibi geldi! Hele ki hemen yazının altında yüzlük siyah borunun patlamasıyla ile şehrin kanalizasyon atıklarının şelaleye dönüşmesi, şehre verdiği o mistik koku ile bir daha ne kadar güzel bir şehirde yaşadığımı hatırlatan o kokuyu bile gölgede bırakan bu yazı buraya neden MASKELİ MESAFELİ olmam gerektiğini bana hatırlattı.