Mithatpaşa Mahallesi Rüzgarlı Sokak'ta kömürlükten bozma evde oturan kanser hastası Hicran Üzel, iş bulup evine, ailesine bakmak istiyor.
Devlete sesini duyaramamaktan yakınan Hicran Üzel, "Sesimi duyurmak için kendimi mi yakayım" diyor.
Hicran Üzel, "Dört yıldır kanser tedavisi masrafını karşılamak için Zonguldak Valiliği'ne gidip geliyorum. Eşim inşaatlarda çalışıyordu, felç oldu. Girdiğim kapıdan kovuluyorum. Üzüldüğüm için önce verem oldum, sonra kanser.. Göğsüm alındı ve kolumdaki lenf bezleri alındı. Bu ameliyattan iki ay sonra valiliğe giderek 'Ben ölüyorum bana yardım edin' dedim. 'Yetim torunum epilepsi hastası kızım ve felçli kocam var' dedim. Bana "Bu devlet için ne yaptın da, her gün gidip gelip yardım istiyorsun" dediler. Ben de dürüst ve namuslu bir şekilde iş istiyorum dedim. Sonunda benzin döküp kendimi yakacağım dedim. Benimle yine ilgilenmediler. Bu devlet için en son iş benzin döküp kendimi yakmak olacak. 42 yıldır bu kaymakamlık ve Valilik beni hiçbir yere sığdıramadı. Ameliyat olacağımı ve beş kuruş paramın olmadığını söyledim. Ameliyata gidince torunumu bırakacak süt param yok. Hastaneye gitmek için yol parası istedim beni kovmaktan beter ettiler. Benzin döküp kendimi yakacağım dedim benimle dalga geçtiler. Devlet olmasa sen aç mı kalacaksın dediler. Çok aç kaldım. Milletin bahçesinden kurumuş meyve ve sebze toplayarak yemek yaptım. Artık dayanacak gücüm kalmadı. Yedi ay önce hastaneye gittim rahimdeki kitlemin çok büyük olduğunu ve bir an önce ameliyata girmemi söylediler. Profesöre 4 bin 750 tl veremediğim için hastaneden kaçtım. Şimdi tekrar hastaneye gittim ve durumun çok bakayım olduğunu çok acil ameliyat olmamı söylediler. Ama param yok. Devletim, hayırsever insanlarımız bana sahip çıksın. Benim Suriyeli, Iraklı, Afganiskanlı kadar değerim yok mu?" dedi.

Editör: Pusula Gazetesi