-ÖZEL İÇERİK-

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) İmmünoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İshak Özel Tekin, Corona Virüs aşısı ile ilgili merak edilenleri anlattı.

Doç. Dr. Tekin, Corona Virüs aşısının olumlu etkisinin ne zamandan başlayacağı ve aşının içinde neler olduğuna kadar merak edilenleri Yazı İşleri Müdürü Öznur Güneş'e aktardı. Aşı konusunda hala tereddütü bulunan vatandaşlara çağrıda bulunan Tekin "Şu ana kadar dünya üzerinde aşı yaptırmış ve geçmesi beklenen süre geçmiş olan hiç bir kişide ciddi bir COVID 19 hastalığı görülmedi. Bunlar virüsle karşılaştıkları halde ciddi bir riskle karşılaşmadılar" dedi.

"VİRÜSÜN AŞIDAN ÖNCE BULAŞMIŞ OLMA İHTİMALİ YÜKSEK"

Öznur Güneş: Aşı olduğu halde Corona Virüsten hayatını kaybeden sağlık çalışanı Adem Hacıoğlu'nun durumu ile ilgili ne söylersiniz?

Doç. Dr. Tekin: "Öncelikle çalışma arkadaşımız sevgili Adem'e Allah' tan rahmet, yakınlarına ve Zonguldak' a başsağlığı diliyorum. Acımız büyüktür. Bildiğimiz kadarıyla sevgili Adem Corona Virüs aşısını olduktan kısa bir süre sonra hastalandı. Virüsün aşıdan önce bulaşmış olma ihtimali yüksek. Bu durum aşının oluşturacağı yanıtlar için yeterince zaman geçmediğini düşündürüyor. Bu nedenle aşılanmamış gibi kabul edebiliriz Adem Hacıoğlu'nu. Güçlü bir koruyucu etkisi oluşması için iki doz aşının yapılması ve ikinci dozdan sonra bir 15 günlük süre geçmesi gerektiğini kabul ediyoruz. İlk doz aşıdan sonra küçük miktarlarda antikor oluşmaktadır. Bu dönemde yeterince güçlü bir nötralizasyon beklemiyoruz. Bu nedenle ikinci doz aşıdan 2 hafta sonra koruyucu bir etkiden söz edebiliriz."

Güneş: Corona Virus tedavisinde iki doz aşı yapımı kesin çözüm mü?

Tekin: "Güncel durumdan söz edecek olursak Türkiye'de uygulanan Sinovac firmasına ait aşıda yüzde 90'ların üzerinde bir etkililikten söz edilmektedir. Bu oran aşı grubu ile plasebo dediğimiz kontrol grubundaki insanların COVID 19'a yakalanması ile ilişkili bir orandır. Aşı olan grupta plasebo grubuna göre ne kadar az enfeksiyon saptanırsa bu oran artmaktadır. Burada önemli olan nokta; Aşı sizi bu mikroorganizma ile enfekte olmaktan tam anlamıyla korumamış olsa bile sizi hasta yapmıyor. Faz III klinik çalışmalarda aşı olduktan sonra hastalığa yakalananlarda ciddi bir hastalık belirtisi saptanmıyor. Sadece bir iki tanesinde burun akıntısı gibi çok basit semptomlar ortaya çıkıyor. Ama bu kişilerin hiçbiri ölmüyor. Şu ana kadar dünya üzerinde aşı yaptırmış ve geçmesi beklenen süre geçmiş olan hiç bir kişide ciddi bir COVID 19 hastalığı görülmedi. Bunlar virüsle karşılaştıkları halde ciddi bir riskle karşılaşmadılar.

"AŞIYI MUTLAKA ÖNERİYORUZ"

"Bu nedenle aşıyı mutlaka öneriyoruz. Sağlık çalışanları ve hekimler olarak biz aşı yaptırdık. Herkese de öneriyoruz. Ailemizde sırası gelen büyüklerimiz de aşı oldular. Pandemi aşılarında birden fazla hedefimiz var; biri kendimizi korumak, ikincisi başkalarına bulaşı engellemek. Üçüncüsü ve belki de en önemlisi toplumsal bağışıklığı sağlamak. Toplumdaki herkes aşılanırsa virüs gidecek, yaşayacak yer bulamıyor. Dolayısıyla yavaş yavaş ortadan kayboluyor. Önemli olan nokta bu; bizim birinci hedefimiz kişisel bağışıklık, ikinci hedefimiz ise toplumsal bağışıklıktır. Bu toplumsal bağışıklığı kazanmadan bu problemden kurtulma şansımız yok. Şimdilik aşının en az 6 ay koruyuculuğu olabileceğine dair öngörümüz var. Türk toplumunun tamamını aşılamış bile olsak bu süreçte eğer dünyada aşılanmayan çok insan kalırsa bir süre sonra tekrar bu virüs ve pandemi ile karşı karşıya kalırız. O nedenle bu bütün dünyayı ilgilendiren bir sorun."

"BİZİM AŞIMIZ ŞU ANKİ MEVCUT MUTASYONLARA KARŞI KORUYOR"

"Bütün dünyada insanların aynı zamanlarda aşı olması bu işin kesin çözümü. Bu noktada önemli bir konu daha var; mutasyonlardan söz ediyoruz son dönemde. Özellikle İngiltere mutasyonu, Güney Afrika, Brezilya mutasyonu gibi mutasyonlar basında yer alıyor. En çok karşılaştığımız sorulardan biri de acaba hangi aşı bu mutasyonlara karşı daha çok koruyor? Şimdilik bizim için kendi yaptırdığımız aşı önemli. Bu mutasyonlu virüslere karşı koruyucu olduğu yönünde bilgiler var. Şu anki mevcut mutasyonlara karşı bizim aşımız koruyor. Gelecekte de mutasyonların tipine göre koruyuculuğu değişip değişmeyeceğini zaman gösterecek. Bizim şansımız; inaktif bir aşı olduğumuz için virüsün birçok kısmına karşı bağışıklık yanıt oluşmasını bekliyoruz."

"ZONGULDAK'TA MUTASYONLU VAKALAR OLDUĞU BELİRTİLİYOR"

Güneş: Zonguldak'ta mutant virüs vakası var mı?

Tekin: Zonguldak'ta mutasyonlu vakalar olduğu belirtiliyor. Ancak bu bilgiyi doğrulatmak gerekir. Bunu önümüzdeki günlerde yetkililer açıklayacaktır kanaatindeyim. Ancak mutasyonlu vakalarda şu anki klinik tablodan çok farklı bir şeyle karşılaşılmadığını öğreniyoruz. İngiltere mutasyonunun bulaştırıcılığı fazla. Bu da çok az miktarda virüsle karşılaştığımızda bile bulaşma riskinin fazla olacağını gösteriyor. Çift maske ve mesafenin biraz daha uzak tutulması öneriliyor. Şu an dünyanın en büyük endişesi mutant virüslere karşı mevcut aşıların koruyuculuklarını kaybetmesi. Teorik olarak çok ciddi mutasyonlar olursa virüs bambaşka bir virüs haline dönüşeceği için dünyadaki tüm aşılara karşı yanıtsızlık olabilir. Bu nedenle bizim yapmamız gereken çok hızlı bir şekilde aşı olmaktır. Bunu sadece bireysel sağlığımız için değil toplumsal sağlığımız için bir görev olarak görerek yaptırmamız gerekir. O zaman virüsün hem mutasyon hızının azalmasına hem de virüsün ortadan kalkmasına yardımcı oluruz. Bu bizim için çok önemli bir misyon."

"AŞIDAKİ PREPERATLA İLGİLİ İNSANLARIN ENDİŞELERİ VAR"

Güneş: Aşıya karşı hala ön yargısı olan vatandaşlara ne söylemek istersiniz?

Tekin: "Aslında aşının içinde ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Aşının içinde kimyasal ile inaktive edilmiş zararsızlaştırılmış bir virüs var. Bizi hasta etme özelliği bulunmayan, ama virüsün tüm özelliklerini, antijen dediğimiz bağışıklık oluşturduğumuz yabancı molekülleri içeren bir preperat var. Bu preperatla ilgili insanların endişeleri var. 'Acaba bize zarar verir mi, biz virüs kapmış olur muyuz?' diye. Öyle virüs kapma diye bir riski yok. İkincisi toksik etkisi olabilir mi? Her gelen aşı partisi için Sağlık Bakanlığı toksikoloji çalışmalarını da gerçekleştiriyor. Ondan sonra aşı uygulanmaya geçiyor. Dolayısıyla böyle bir risk bulunmuyor."

Güneş: Olası en büyük risk nedir?

Tekin: "Olası en büyük risk anafilaksi dediğimiz şiddetli bir alerji riskidir. Bunun toplumda görülme ihtimali milyonda bir. 1 milyon kişi aşıladığınızda bir kişide ciddi alerjik reaksiyon gelişebilir bu çok küçük bir oran. Bir yer fıstığı yediğinizde başınıza gelecek alerji riskinden çok çok daha az bir risktir."

"KRONİK HASTALIKLARI OLAN BİREYLERDE KADIN-ERKEK TANIMIYOR"

Güneş: Corona virüse en çok erkekler mi yoksa kadınlar mı yakalanıyor?

Tekin: "Hastalığa yakalananlar konusunda erkek ya da kadın farkı olduğunu düşünmüyorum. Ama daha şiddetli hastalık geçirme riski erkeklerde biraz daha fazlaymış gibi görünüyor. O da erkeklerdeki eşlik eden sağlık sorunlarının daha fazla olmasıyla olabilir. Eşlik eden diğer patolojiler şeker hastalığı, yüksek tansiyon, obezite, kronik akciğer hastalıkları gibi hastalıkları olan bireylerde kadın-erkek tanımadan patolojik etkilerinin olduğunu söyleyebilirim."

"ÇÜNKÜ BEKLEMEKLE KAYBEDECEĞİMİZ ÇOK BÜYÜK ŞEYLER VAR"

"Şu an bakanlığın onayladığı ve uygulamaya geçirdiği aşıyı 'olun' derim. Çünkü beklemekle kaybedeceğimiz çok büyük şeyler var. O yüzden beklemeyin diyorum. İleriki dönemlerde aşının koruyuculuğunun ne kadar sürdüğünün daha objektif olarak ortaya konması halinde, aynı aşı ya da geliştirilen başka aşılarla aşılanma şansı olacaktır diye düşünüyorum. Üzerinde çalışılan Türk aşıları da var. 2021 yılının sonlarına doğru yerli aşının da uygulamaya geçeceğini söyleyebilirim."