Tarih 18 Eylül 2012.


Üç yıl olmuş yazarımız, çok sevgili büyüğümüz merhum Hüseyin Şeker&8217;in &8220;Cinayet&8230; Cinayet&8230; Cinayet&8230;&8221; diye haykıralı.


Bugünü anlamak için Hüseyin Şeker&8217;in o gün dediklerine bakmak gerekir biraz.



Gözünüz aydın: Filyos Vadisi için, Bakanlar Kurulu &8220;Karma Endüstri Bölgesi&8221; kararı aldı.


Konuyla ilgili açıklamada, bu bölgeye enerji santralleri, demir-çelik sanayi ve liman kurulacağı bildirildi.


İktidar ve yerel belediyeler, o günü neredeyse bayram ilan edecekler.


Milyonlarca yılda mümbitleşen (verimleşen) vadi topraklarının kıymetini kimse anlayamıyor mu?


Bu topraklar, Hollanda&8217;nın, hele İsrail&8217;in elinde olsa, hiçbir tesise müsaade etmezlerdi.


50 sene kadar oluyor. Filyos Ateş Tuğla Fabrikası&8217;nı elden geçiren Japon mühendislerden biri, pek ahbabımdı. Bana, Filyos Vadisi&8217;ndeki topraklar işlenir, nehir değerlendirilirse, en az yüz milyon insanı besleyebileceğini söylerdi.


Gelelim, söylemek istediğim şeye:


Gelecek neslimizin hakkını yiyoruz. Alınan kararlar, cinayettir.


Tarım toprağını öldürüyorsunuz.


Ben, Allah&8217;ın mucizesi olan toprağa basarken, unutmazsam &8220;destur&8221; derim.


Çünkü toprak canlıdır.


Sanayi tesisleri kurulacaksa, tarıma elverişsiz, kıraç yerler seçilmeli. Yurdumuzda kıraç bölgelerimiz o kadar çok ki&8230; Oralar değerlendirilsin.


Şimdi sizlerle, 27 Temmuz 2010&8217;da bu köşede çıkan &8220;Anadolu Haykırıyor: İmdat, İmdat&8230;&8221; başlıklı yazımı tekrar paylaşıyorum.



Mekteb-i Sultani&8217;de okurken bir Fransız öğretmenimiz, derslerimize geçici olarak geldi. Yüzbaşı rütbesiyle savaş pilotu olarak Almanlar uçağını düşürmüşler. Paraşütle atlamış ve esir olmuş. Polonya&8217;da tuğla harmanında çalıştırırlarken kaçmış, iki-üç ay sonra maceralar atlatarak Türkiye&8217;ye iltica etmiş. Atletik yapılı, olgun yaşta, iki-üç lisana vakıf, eşi ve ailesi bombardımanda ölmüş, azıcık çatlak bir adam.


Anadolu&8217;yu gezebildiği kadar çok gezmiş. Bunu &8220;casus&8221; diye yakalayıp dövmüşler de. Devletinin imkanlarıyla çok ülkeyi dolaşmış.


Bir vesile olur da ders Anadolumuza intikal ederse, zıvanadan çıkardı.&8220; Türk milleti, dünyanın en aptal milletidir&8221; diye bağırmaya başlardı. Öğrenciler de, &8220;Fransızlar da homoseksüeldir&8221; diye karşılık verirdik. Bir keresinde bize arkasını döndü, kilodunu indirdi, tekrar beline çekti. Bize döndü:


&8220;Tamam, ben kabul ettim, siz de aptal olduğunuzu kabul ediniz.&8221;


Sonra devam etti:


&8220;Bu sahip olduğunuz yurdunuz var ya; Avrupa&8217;nın, Afrika&8217;nın Orta Asya&8217;nın, Ortadoğu&8217;nun kalbidir. Meydana çıkmamış tarihi eserler, sahipsiz tarihi eserler, bereketli topraklar, gıda deposu denizleriniz, hele yeraltı zenginlikleriniz, nefis ormanlarınızın kıymetini bilip de bilimsel işlemiyorsunuz. Varlık içinde fakirlik yaşıyorsunuz. Dünyada en kıymetli olan topraktır. İşleyemezseniz, elinizden alırlar.&8221;


Aradan 60 sene kadar geçti. O pilotun heyecanına hak veriyorum. Bizim nesil, har vurup harman savurdu. Hepinizin malumu, her şeyimizi karmakarışık ettik.


Sözü meşhur Filyos Vadimize getireceğim.


Köylümüz tarımla, hayvancılıkla çalışmak istemiyor. Zaten, &8220;Nasılsa sağdan-soldan bir şekilde hazır para geliyor. Ürünüm de para etmiyor&8221; diyor. Aç kalsa, parasız kalsa, hayvana da bakar, toprağını da işler. O artık fabrikada rahat iş istiyor.


İktidara gelen de, muhalefet olan da tam gaz bu Filyos&8217;un coğrafyasını alt-üst etmeye yemin etmişler, birbirlerine gaz veriyorlar. Saltukova&8217;dan denize ulaşan mümbit topraklar; fabrikalar, santrallerle kaplanacak. Deniz kıyılarında limanlar&8230;


Oh aferin, dediğiniz oldu! Peki, ne oldu yeraltındaki tarihi eserler? Ne oldu balıklarımıza? Ne oldu billur denizimize ve altın kumlu gerdanlık kumsalımıza?


Kendini ziyan etmiş bir &8220;koca kafa&8221; Cemil Çakmaklı, yıllar önce, &8220;Bu Filyos Vadisi var ya bu Yenice ormanlarına kadar uzanan ciğerlerin nefes borusudur. Sanayinin dumanı buraları zehirler boğar&8221; dediydi.


Bir gece yarısı bir TV kanalında iki bilim adamı, Yenice ormanlarını gezerek, uzun bir söyleşi yaptılar. Yenice ormanlarının dünyada eşi olmayan bir bitki örtüsüne sahip olduğunu ve ormanlarında iki bin yaşa varan kıymetli ağaçların bulunduğunu, bu tabiat varlığının ana gıdasının Karadeniz&8217;in Filyos&8217;tan gelen havanın olduğunu üzerine basa basa anlattılar.


Bu gezginlerin herhalde Filyos katliamından haberleri yoktu, olsaydı muhakkak feryat ederlerdi. Veya bu program çok eski çekilmişti.


Şimdi bu yazımı okuyan, &8220;Peki, bunun çaresi nedir?&8221; diye bana sormasın. Ben sıradan bir vatandaşım, feryat ediyorum. &8220;Ülkemi yöneteceğim&8221; diye politikacılar iktidarken, muhalefetteki gibi, muhalefetteyken iktidarda imiş gibi paslaşıyorlar. 80 yılsonunda Yahudi&8217;ye, Apo&8217;ya hazır lokma olduk. Fransız pilotun toprağı bol olsun. Kıçında özellik yoktu, ama söylediklerinin hepsi doğruydu. Binlerce sanayi tesisi kurarsın, ama bir kürek toprak yapamazsın&8221;



Böyle diyordu Hüseyin Şeker.


O günden bu güne Zonguldak&8217;ta söz ve yetki sahibi olanların yüzde 99&8217;u sustu.


Yeni termik santraller türedi.


Yetmedi yenileri geliyor.


Toplam 13 tane.


Ve Belediye Başkanlarından Adnan Akgün ve Sebahattin Adıyaman dışında hepsi susuyor.


Akgün ve Adıyaman da bu firmaların kıskacında.


Aşağı tükürseler sakal.


Yukarı tükürseler bıyık.


Diğerleri tüysüz!


Sağcısı, solcusu, orta yolcusu, sonradan görmesi, ne buldum delisi.


Onlar uzayda yaşıyor sanki.



Çatalağzı&8217;nda yapılan basın toplantısında Yaşanabilir Zonguldak Platformu üyeleri Belediye Başkanlarını sordu.


Bizlerin günlerdir isim isim sorduğumuz o belediye başkanlarını.


Ve Çatalağzı Belediye Başkanı Adnan Akgün.


Eyleme Çatalağzı halkının çoğunun gelmediğine işaret eden Akgün dedi ki;


&8220;Çoğunun ekonomik sıkıntısı var.


Ekonomik bağımlılığı var termik santrallere, onun için gelmediler.


Toplum öyle bir pozisyona itilmiş ki ekonomik olarak mağdur.


Sesi çıktığı zaman başına vuracaklar.


Biz yöneticiler olarak, aydınlar olarak buna ´dur´ demezsek biz şerefsiziz. Birileri tabiri caizse başını tuttu, Çatalağzı´na termik santraller oldu.


Ama bundan sonra birileri başını tutamayacak.


Biz varız artık sahada.


Termik santral istemiyoruz.


Zonguldak´ta 5 milletvekili var.


Hepsini 25 Temmuz´da Çatalağzı´na havuz başına bekliyorum.


Delikanlı gibi çıkacaklar hepsi bu duruma ne diyorlar halka söyleyecekler. Kimse dansöz gibi kıvırtmayacak"



Termik santraller konusunda yaşanan karşı duruş ve itiraz hiç bu kadar kuvvetli olmamıştı.


Önceki gün yapılan basın açıklamasıydı.


Asıl eylem 25&8217;inde.


&8220;İş işten geçtikten sonra&8221; diye düşünürseniz o zaman diğerlerine engel olmak mümkün değil.


O zaman yarın şikayet etmeyeceksiniz.


Olaya hala politik bakma sevdasında olanların o sevdalarına tükürmek gerekiyor.


Adnan Akgün&8217;ün açıklamaları yeterince açık ve net.


&8220;Biz yöneticiler olarak, aydınlar olarak buna ´dur´ demezsek biz şerefsiziz&8221;