Düzce Üniversitesi Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi'nin düzenlediği "Sanatçı: Bir Bakışın İçeriği" başlıklı söyleşide, Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Cebrail Ötgün bilgi ve deneyimlerini öğrencilerle paylaştı. Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Desen Atölyesi'nde gerçekleştirilen söyleşiye; Fakülte Dekanı Prof. Dr. E. Yıldız Doyran, bölüm başkanları, öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı.
Düzce Üniversitesi'nde olmaktan dolayı duyduğu memnuniyetini dile getirerek konuşmasına başlayan Prof. Cebrail Ötgün, sanatın ve hayatın, bakış açısını dönüştürdüğünü söyleyerek bakış açısını; "Herhangi bir konuyu nasıl söylememiz gerektiğini gizli veya açık ifade etmektir" şeklinde tanımladı.
Her sanatçının bir bakış açısına sahip olduğunu ve bir sanatsal bakışın hakiki temsillerini, yapıtların oluşturduğunu söyleyen Ötgün, her eserin ve resmin bir bakış açısıyla yapıldığını ifade etti. En önemli koşulun, özgürlük olduğunu vurgulayan Prof. Cebrail Ötgün, "Özgün eserler oluşturabilmek için kendimizi özgür kılmamız gerekir. Gelenek bizi kuşatır, sürekli takip eder. Gelenek bizi baskılar. Geleceğimizi belirlemek isteyen çoğunluğa karşı bir özgürlük alanı oluşturmak zorundayız. Özgürlük, hem kaçırıldığında bir daha ele geçirilemeyecek, hem de anlık bir eylemdir. Özgürlük, her birimizin iç dünyasında biriciklik niteliğiyle var olan ve hiçbir genelleştirmenin kalıbına sokulamayacak bir şeyin onaylanmasıdır. Birincil olarak benim biricikliğimin onaylanması olan özgürlük, benden başkasının tanınmasıyla özgürlük olur. Başkalarının özgürlüğü benim özgürlüğümün koşuludur. Öteki, benim özgürlüğümün aynı zamanda hem sınırı, hem de kaynağıdır" şeklinde konuştu.
Sanatla hayatın iç içe olduğunu, sanatın her zaman hayat denen gerçekle sınanırken, aynı şekilde hayatın da sanatla sınandığını belirten Cebrail Ötgün, sanatın öyle ya da böyle gerçekliği ihlal ederek, dönüştürerek kendi gerçekliğini oluşturduğunu sözlerine ekledi.
Prof. Cebrail Ötgün, "Siz sanatçı olduğunuza inanabilirsiniz, bu işin psikolojik boyutudur. Bir de başkaları tarafından değerlendirilmesi gerekir ki bu da işin sosyolojik boyutudur. Bir yapıt hangi bağlamla değerlendirilirse değerlendirilsin kesinlik içermez. Yapıt, sanatçının dünya görüşünde, yetişme tarzında, ilgilerinde, sınırlandırdığı bakışta, ortaya çıkmakla birlikte hem sanatçıda hem de onu alımlayanda kesinlik içermez" dedi.
Sanatın; bir kaygıyı ve düşünceyi, bir malzeme aracılığıyla belli bir şekilde dile getirme olduğunu dillendiren Ötgün, öğrencilerden gelen soruları yanıtlayarak, oluşturduğu eserleri katılımcılarla paylaştı.

Editör: Pusula Gazetesi