Dünyayı etkisine alan yeni tip Corona Virüs (Covid-19) salgınına yönelik tedbirler devam ederken, çiftler de evde çok uzun süre vakit geçirmeye başladı. Prof. Dr. Nuray Atasoy, alınan tedbirler nedeniyle uzun süre evde vakit geçiren çiftler ve çocukların bu süreçteki psikolojilerini değerlendirerek, ailelere önerilerde bulundu. Koronavirüs ile ilgili haberlerin güvenilir kaynaklardan takip edilmesinin daha yararlı olacağını ifade eden Prof. Dr. Atasoy, sürekli olumsuz haberleri takip etmenin de paniği artırdığını ve daha ağır bir stres yaşatabileceğini söyledi. Prof. Dr. Atasoy, çocukların psikolojilerinin de bu süreçten olumsuz etkilenmemesi için birçok şeyin yapılabileceğini söyleyerek, "Çocuğunuzla Covid-19 salgını hakkında konuşmak için zaman ayırın. Çocuğunuzun anlayabileceği şekilde Covid-19 hakkındaki soruları yanıtlayın ve gerçekleri paylaşın. Çocuğunuza güvende olduğu konusunda güvence verin. Üzgün ve sıkıntılı hissetmeleri halinde, bunda yanlışlık olmadığını belirtin. Sizden nasıl başa çıkacaklarını öğrenebilmeleri için kendi stresinizle nasıl başa çıktığınızı onlarla paylaşın. Çocuğunuzun olayla ilgili yayınlara maruz kalmasını sınırlayın. Çocuklar duyduklarını yanlış yorumlayabilir ve anlamadıkları bir şeyden korkabilirler. Çocuğunuzun bir sağlamlık duygusuna sahip olmasına yardımcı olun" dedi.

'ELEŞTİRİ DİLİNDEN KAÇINALIM'

Prof. Dr. Atasoy, yoğun iş temposu nedeniyle ilk defa bu kadar uzun süre evde kalan evli çiftlere de tavsiyelerde bulundu. Salgın nedeniyle yaşanan stresin de etkisiyle evde yaşanan tartışmaları en aza indirmek için çiftlerin eleştirel dilden kaçınmalarını tavsiye eden Prof. Dr. Atasoy, şöyle konuştu:

"Eğer eleştiri yaptıysak karşılığında mutlaka birkaç övgü ve olumlu cümle kuralım. Örneğin, çok yoruldun senin için ne yapabilirim, bugün çok şıksın, yemek çok güzel olmuş gibi. Yargılayıcı ve saldırgan dil ve davranıştan kaçınalım. Karşımızdaki elinden geleni yapıyor ve siz beğenmiyorsanız bunu bir eksiklik hata gibi değil kendi, farklı bir bakış açısıyla bakma talebi olarak ele alalım. Senle başlayan, örneğin 'sen beni kızdırıyorsun' yerine, 'ben sen böyle davrandığında kızgın hissediyorum', 'böyle olmalı' değil, 'bana göre böyle olabilir, sen ne dersin' demek gerilimi ve öfkeyi azaltıp, birbirinize daha rahat kulak vermenize yardımcı olur. Süregelen sorunlar varsa bu süreçte ileriye ötelenebilir. Özellikle çocukların ve gençlerin yanında çatışmamak, ortak ve tutarlı davranmak çocuklardan ayrı bir ortamda sorunu ele almak gereklidir."

'KURALLARA UYMAK HEPİMİZİN SORUMLULUĞU'

Salgın sürecinde herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğinin ifade eden Prof. Dr. Atasoy, "Salgın sürecinde hepimizin birbirimize ihtiyacı olduğunu ve ortak sorumluluklarımız olduğunu anlayıp, saygı çerçevesinde üstümüze düşen görevleri yapmaya çalışmamız çok önemli. Hastalığa bağlı ayrımcılık ve damgalamamaya çok dikkat etmek var olan stres ve gerginliği yenmemiz açısından çok değerli olacaktır. Bilimin önerdiği yoldan ayrılmamak, salgını önlemek ve bulaşmayı azaltmak için gerekli davranışlara harfiyen uymak hepimizin sorumluluğudur. Uymayanları uyarmak ve bilgilendirmek hepimizin görevidir" diye konuştu.