Yaşanan çığ felaketlerinden duyduğu üzüntüyü dile getiren Prof. Dr. Abdurrahim Aydın, çığı; genellikle eğimli yamaçlar üzerinde biriken kar kütlelerinin; son 72 saatte yağan kar miktarı, kar üstüne yağmur yağması, zamanla zayıf tabaka oluşumu, bir tetikçinin tetiklemesi, deprem, ani hava ısınması gibi nedenlerle harekete geçmesi şeklinde tanımladı.
Bir yerde doğal nedenlerle çığ olmuşsa bu yere yakın eğimli yamaçlarda da benzer iklim ve kar örtüsü süreçleri olduğu için çığ meydana gelme ihtimalinin yüksek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Aydın, bu nedenlere bağlı olarak özellikle karayolu gibi yerlerde çığ müdahale ve arama-kurtarma faaliyetlerinin bu gerçekler dikkate alınarak yapılması gerektiğini söyledi. Aydın, "Karayollarında meydana gelen çığlara müdahale ederken gerek lojistik olarak kullanılacak üssün, gerekse de arama-kurtarma personelinin dinleneceği yer ile sağlık ekiplerinin bekleyeceği yerlerin de güvenli olması gerekmektedir. Aynı şekilde çığ nedeniyle yolun trafiğe kapanması durumunda iki yönlü yolun açılmasını bekleyen diğer taşıtların da 'yolun güvenli olduğu kesimlerinde' beklemeleri onları gelebilecek diğer çığlardan etkilenmemelerini sağlayacaktır. Güvenli yerlerde beklenebilmesi için 'Karayolu Çığ Atlası' çıkarılmalı ve bu atlasta potansiyel olarak çığ gelebilecek yerler işaretlenmeli, bu yerlerden çığ gelmesi durumunda ise kar kütlelerinin karayolunun hangi kesiminden geçip nerede birikeceği haritalanmalıdır. Bu haritalarda her bir çığ örneğin; 'Çığ No1: Başlangıç noktası beklemek yasaktır' ve 'Çığ No1: Bitim noktası çığ esnasında bekleyebilirsiniz' şeklinde numaralandırılarak, ilgili karayolu için araçların, arama-kurtarma ekiplerinin, sağlık personeli gibi görevlilerin güvenli olarak bekleyebilecekleri veya beklememeleri gereken yerler işaretlenmiş olur. Herhangi bir sebeple karayolunun güvenli olmayan kesiminden görevli personelin geçmesinin zorunlu olması halinde de güvenli geçiş protokolleri uygulanarak aynı anda en az sayıda kişinin risk altında kalması sağlanmış olur" dedi.