Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'na (KESK) bağlı Eğitim-Sen Zonguldak Şubesi Sekreteri İsmet Akyol, Çaycuma Mesleki Teknik ve Anadolu Lisesi'nde kalorifer kazanı patlamasının sorumlusunun Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) olduğunu öne sürdü.

Şube Sekreteri Akyol, yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi:

"7 Kasım 2019 Salı günü sabah saat 07.50'de Zonguldak Çaycuma Mesleki Teknik ve Anadolu Lisesi'nde kalorifer kazanının patlaması sonucu okul hizmetlisi Selahattin Köse ne yazık ki hayatını kaybetmiş, aralarında 4 öğrencinin de bulunduğu 6 kişi ise yaralanmıştır.

Olayın yaşanmasının hemen ardından Eğitim Sen Zonguldak Şube ve Çaycuma Temsilciliğimiz patlamanın olduğu okula ulaşarak eğitim emekçilerinin, öğrencilerin ve ailelerin yanında olmuş, olaya dair bilgi almışlardır.

Patlama öncesinde kazan dairesinde buhar yoğunluğu fark edilince okul müdürü, müdür yardımcısı, kalorifer yakmakla görevli kazan dairesine gitmiş, patlama olacağını fark edince de uzaklaşmaya çalışmışlardır. Ancak işitme engelli hizmetli Selahattin Köse okul kantini ile kalorifer dairesi arasında bir yerde çöken kalorifer dairesinin enkazı altında kalarak ne yazık ki hayatını kaybetmiştir.

Edindiğimiz bilgilere göre kalorifer kazanı üç yıl önce değişmiş ancak binalar arasında bağlantıyı sağlayan ve çok eski olan tesisat sistemi değişmemiştir. Geçtiğimiz hafta sonu da binalar arasında bağlantı sağlayan kalorifer tesisatının bir yerinde su kaçağı tespit edilmesi üzerine gerekli tamirat yapılmış, ancak bina ve tesisat sisteminin çok eski olması bu üzücü olayın zeminini hazırlamıştır.

Üstelik patlamanın yaşandığı okul, İlçe merkezinde bir okul olmasına ve birçok okulda doğalgaza geçilmesine rağmen bu okulda geçilmemiş olması olayın ardında yatan temel gerçeği gözler önüne sermektedir. Patlamanın ardından okulda doğalgaz çalışmasının başlamış olması da temel eksikliğin nerede olduğunu işaret etmektedir.

Özellikle köy ve kasabalarda bulunan okullarımız başta olmak üzere kalorifer sistemiyle ısıtması sağlanan okullarımızda gerekli denetlemenin acilen yapılması gerektiğini de belirtmek istiyoruz.

MEB, izlediği politikalarla özel okullara öğrenci başına 6 bin TL'ye varan teşvik sunarken, devlet okullarına kaynak yok diyerek ödenek aktarmamakta, okulların fiziki denetimini gerçekleştirmemektedir. Birçok okulda hala eski sistemle ısıtma sorunu çözülmeye çalışılmakta, okulların fiziki ve alt yapı sorunları görmezden gelinmektedir.

Üstelik MEB bununla da yetinmemekte, okul yöneticilerine ve öğretmenlere iş güvenliği kursu vererek sorumluluğu üzerinden atmaya çalışmaktadır. Türkiye'deki eğitim kurumlarının büyük bir bölümünün iş güvenliği kurallarına uymadığı ve eğitim kurumlarında yasal olarak atılması gereken adımlar yeterince atılmadığı için iş kazası riskleri varlığını sürdürmektedir. Durum böyleyken İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri işyerlerine gönderdiği 'İş Sağlığı ve İş Güvenliği Taahhütnamesi'ni tüm çalışanlara imzalatmaya çalışmaktadır. Bu işlemin yapılabilmesi için iş güvenliği eğitimi alınması ve bütün personelin uyacağı kuralların açıkça belirtilmesi gerekirken, bugüne kadar olduğu gibi, yine göstermelik olarak adımlar atılmaya çalışılmakta, 'iş sağlığı ve güvenliği' gibi önemli bir konu geçiştirilmek istenmektedir.

İdare iş yerlerinin risk analizlerini yaptırmak, mevcut riskler ve doğabilecek riskler hakkında işyerinde çalışan herkesi bilgilendirmek zorundadır. İşyerlerinde iş kazalarına karşı gerekli önlemler alınıp, riskler giderildikten sonra, gerekli ve kişisel koruyucu donanım ücretsiz olarak çalışanlara verilmeli ve aynı zamanda bu kişisel koruyucu donanımların kullanılması öğretilmelidir. Ancak MEB'in temel derdi, 6331 sayılı 'İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu' 1 Temmuz 2016 tarihinden itibaren bütün kamu kurum ve kuruluşlarında uygulamaya başlandığı için yasal prosedürleri yerine getirmek, sorumluluğu da eğitim emekçilerinin omuzlarına yüklemek olmuştur.

Eğitim Sen olarak MEB'i göreve çağırıyor, özel okullara değil devlet okullarına yeterli kaynak aktarılmasını talep ediyoruz. Okulların fiziki ve alt yapı sorunlarının çözümü konusunda ciddiyetle hareket edilmesinin oldukça acil olduğunun altını bir kez daha çiziyoruz. Bu üzücü olayın son olmasını umuyor, yaşamını yitiren Selahattin Köse'nin ailesine ve yakınlarına başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyoruz."

Editör: Pusula Gazetesi