CHP'den ihracı gündemde olan Zonguldak Belediye Meclis Üyesi Turhan Demirtaş, İmar Komisyonu Başkanı CHP'li İzzet Türkçelik'in açıklamalarına yazılı bir açıklamayla yanıt verdi.

Demirtaş, Türkçelik'in başkanvekili olduğu gün parti yemeğinin Zonguldak Belediyesine fatura edildiğini söyledi.

İşte o bomba açıklamalar;

"Basınımızın değerli temsilcileri,

İmar Komisyonu Başkanlığı ve CHP Grup Başkanvekilliği yapan kişi, benden 'özür' bekliyormuş.

'Her şey elindeyken Zonguldak'a bir şey vermedi' demiş.

Meclis üyesi oldum, ama yapım, yaptırım gücü elinde olan Belediye Başkanı hiç olmadım.

Araştırmayan, üretmeyen, belediyeden nemalanma peşinde koşanların, Zonguldak'ın hayati sorunlarını çözmesi, geleceğini aydınlatması asla ve asla mümkün değildir.

Soruyorum cevap veremiyorlar; Tatil günleri hariç, her gün belediyenin kasasına giren 390 bin TL (eski parayla her gün 390 milyar TL) kimlere ve nerelere gitti? Belediyenin hangi birimlerinde kaç taşeron işçisi çalıştırılıyor, isimleri ve fiilen yaptıkları görevleri nedir?

Otoparklarda devrim yapmışlardı. Devriminizi göremedik? Devrim yapmak için; ilken, idealin olacak, bilgili ve yürekli olacaksın, ikiyüzlülük yapmayacak, korkmayacak, kıvırmayacaksın.

Otoparklarda hiçbir zaman devrim yapmayacaklarını nedenleriyle açıklayıp, eleştirince, devrimini anlatacağına, konuyu saptırmak, unutturmak için; 'otoparklarla ilgili hiç şikayet olmadı' demiş.

Otopark sorunundan böylesine bilgisiz birinin İmar Komisyonu Başkanı olduğu bu belediye; trafik, otopark, kentsel dönüşüm ve mülkiyet gibi hayati önemdeki hiçbir sorunu asla çözemez.

Bahane üretmeyi, palavra atmayı, çiçek böcekle vakit geçirmeyi belediyecilik zannedenler ve çıkarları için onları destekleyenler, Zonguldak'a çok büyük kötülük ediyorlar.

'Evinin de otoparkı yok' demiş. Ev,1978 yılında yapıldı. Otopark Yönetmeliği ise 1993 yılında yayınlandı. Mecburiyet olmadığı halde, 5 açık, 3 de kapalı otoparkı var. Ev yıllardır orada duruyor. İsteyen gidip görebilir. Kimin doğruyu söylediği ortaya çıkar.

Bilir geçinerek yanıltıcı konuşanlara 'şarlatan' deniyor.

Ben, şarlatanlık yapmam. Doğruya 'doğru', eğriye 'eğri' derim. İçinde fakir-fukaranın, tüyü bitmemiş yetimin de hakkı olan belediyenin parasını yemem.

Muharrem Akdemir'in yurt dışında olduğu, yerine bu kişinin baktığı günlerin birinde, 'CHP Genel Merkezi'nden gelen müfettiş milletvekilleri, Belediye Meclis üyeleriyle görüşecekler' dendi. Meclis üyeleri dışında, il ve çevre ilçe örgütleri, partililer de gelmişler, sanırım 60-70 kişi olduk. Yenildi, içildi. Sanıyordum ki; yüklü faturayı parti üstlenecek, katılanlardan tahsil ederek ödeyecek.

'Fatura kime kesildi' diye sorduğumda 'belediyeye' dendi. 'Benim hesabıma ne düşüyorsa hesaplayın, faturadan düşün' dedim, düşürdüm.

Belediye işleriyle hiç ilgisi olmayan kişilere hava atacak, yemek ısmarlayacaksan, parayı; belediyenin kasasından değil, kendi cebinden ödeyeceksin. Adamlık onu gerektirir.

Ben, adamlığı böyle gördüm, böyle bilirim.

'Lafa baktım 'laf' mı diye, söyleyene baktım 'adam mı diye' midem bulandı. Değmez"

Editör: Pusula Gazetesi