Açıklamaya; Belediye Başkan Vekili Cengiz Gökce, CHP İlçe Başkanı Tuncay Akyol, Eğitim Sen Çaycuma Temsilcisi Gökhan Taner Günsan, Eğitim İş Çaycuma Temsilcisi Olcay Özyurt, CHP Zonguldak eski Milletvekillerinden Ali İhsan Köktürk, Selüloz İş Çaycuma önceki Başkanı Süleyman Karakabak ve çok sayıda vatandaş katıldı.

İmza standının açılışından sonra basın açıklamasını gerçekleştiren Atatürkçü Düşünce Derneği Çaycuma Şubesi Başkanı Zeki Saim Oral şunları söyledi; " Günümüzde "Yeni Dünya Düzeni", "Küreselleşme", "Globalleşme", kavramlarının, toplumları dönüştürme amaçlı algı operasyonlarıyla birlikte kullanıldığını çok net bilmekteyiz. Nitekim, ülkemizde de, "Küreselleşme", "Liberal Ekonomik Düzen", adı altında kurulan "kölelik düzeni" ve yine "ileri demokrasi" adıyla gerçekte demokratik hukuk devletiyle zerre kadar ilgisi olmayan bir sistemin, yine algı operasyonlarıyla kurulduğuna, beslendiğine ve korunduğunu da şahitlik etmekteyiz.

"Yeni Dünya Düzeni", "Küreselleşme", "Globalleşme", "Liberalizm" vb. ifadelerle toplumumuza dayatılan kavramlarla; devletimizin temel nitelikleri çökertilmiştir. Devletçilik ve Sosyal Devlet ilkeleri, işbirlikçi kesimce, "gericilik" ve "çağdışılık" şeklinde adlandırılarak geniş kitlelere bu algı kabul ettirilmeye çalışılmıştır. Oysa Devletçilik ilkesi, Atatürk İlkeleri'nin ve Düşünce Sistemi'nin en temel taşlarından biridir. Sosyal Devlet ilkesinin de temel ve vazgeçilmez unsurudur. Devletçilik ve Sosyal Devlet ilkelerinden, değişik bahanelerle ve algı operasyonlarıyla vazgeçilmesi, günümüzde uygulanan kölelik düzenine geçişe neden olmuştur. Bu bakımdan, Atatürkçüler, işçi haklarının da, çevre haklarının da, insan haklarının da temelinde Sosyal Devlet İlkesi'nin vazgeçilmezliğine inanmaktadır.

Maalesef "Son Komünist-Sosyalist Devleti de yıkıyoruz. Demokrat, özgür, liberal bir sistem kuruyoruz. Yeni dünya düzenine geçiyoruz." diyen siyasiler eliyle; demokrasiden uzaklaşılmış; işçi, emekçi, çalışan yani emeğiyle ve alın teriyle geçinen kesimler için tabiri caizse resmen bir kölelik sistemi oluşturulmuştur. Emeği ve emekçiyi korumakla görevli sendikacılık anlayışı değişime uğramış, siyasi iktidarlardan nemalanan sendikacılık yükselen değer olmuştur.

Atatürkçü, Cumhuriyetçi aydınlar; Devletçilik ve Sosyal Devlet ilkelerinden bahsettiklerinde, açıkça linç kampanyalarıyla karşı karşıya kalmıştır.

Bu yönde siyasi projelerin sosyal destek bulmasında sık sık kullanılan algı operasyonlarında uyarı ve bilgilendirme görevi yapan herkes; bir dönem, "Balyoz" ve "Ergenekon" yalanlarıyla saldırıya uğramış, zindanlara atılmış, suçlu ilan edilmişlerdir.

"Balyoz" ve "Ergenekon" sürecinde sözde aydın geçinen işbirlikçi kesimler "vesayetten kurtulma", "daha fazla özgürlük", "daha fazla demokrasi" algılarını yayarak bu operasyonlara destek olmuşlardır.

Atatürkçü Düşünce Derneği, her zaman söylediğimiz gibi; kökleri Milli Mücadeleye, Milli Direnişe, Milli Kongrelere dayanan, şehitler vermiş bir büyük demokratik kitle örgütüdür ve sorumluluğunun bilincinde, yapılan tüm algı operasyonlarının da farkındadır.

Siyasi iktidarın 16 yıllık yönetim tarzına ve uygulamalarına bakıldığında; ATATÜRK adına bile tahammül edemediklerini; örneğin, TBMM başkanlığını yapan üst düzey kadroların konuşmalarında hiç bir şekilde ATATÜRK'ün adını anmadıklarını, O'nun devrim ve ilkelerine karşı tavır aldıklarını, hep birlikte yaşayarak gördük.

Siyasi iktidarın; gücünü koruyabilmek için her yola başvurabildiğini, bunun içinde algı operasyonlarını da kullandığını yine çok iyi bilmekteyiz. Bu bir siyasi projenin geldiği son noktadır. Çevre katliamı ve betonlaşma tepkilerini duymazdan, görmezden gelen yönetim; bu konuda zayıf kalan diğer bazı tepkileri de yandaş medya eliyle yürüttüğü algı operasyonlarıyla boğmuştur. 3 (üç) yılı aşan inşaat sürecinde, birçok işçi sorunu olmuştur. Bu süreçte, medya kanallarının ezici çoğunluğu, orada yaşanan işçi ve çevre sorunlarına hiç bir şekilde yer vermemiş, varlık nedeni olan toplumu bilgilendirme görevini yerine getirmemiştir.

Siyasi iktidarın emekçiye, alın teriyle geçinene, işçiye bakışını bilmekteyiz. Havaalanını bir an önce bitirmek için emeği ve işçiyi ayakaltına alanların karşısında olduğumuzu ilan ediyoruz. Bizim anlayışımızda emek en yüce değerdir. Merkezde insan vardır. İnsanı ve emeği dışlayan her görüşe mesafeli duruşumuzu korumaktayız. Havaalanında çalışan işçilerin haklı direnişini ve Cargill işçilerinin başlatmış olduğu eylemi de desteklemekte ve takip etmekteyiz.

Üstelik havalimanında çalışan işçilerimizin medya yoluyla duyurdukları isteklerinin tümü de, işçi haklarına yönelik talepler olmayıp, "sıcak yemek, servis verilsin, ücretler zamanında ödensin, tahtakuruları önlensin" türünde asgari insani taleplerdir.

İşçilerimizin bu insani taleplerini karşılamak bırakın Sosyal Devleti, asgari bir hukuk devletinde iktidarların temel görevidir. Bir iktidar ya da zihniyet, bu asgari talepleri dahi karşılayamıyorsa, bu, onların "kölelik düzeni" kurduğunu açıkça göstermektedir.Atatürkçü Düşünce Derneği, işçilerimizin insani taleplerini elbette desteklemektedir aksi bir durum düşünülemez.

Bununla birlikte; yazılı ve görsel basında bu insani taleplerin başka yönlere çekildiğini, bu taleplere yönelik mücadele dışındaki tüm toplumsal mücadelenin eksik ve yanlış olduğu şeklinde bir algının yaratılmak istendiğini ve ATATÜRK adının "bir kez daha" kaldırılmasına olağan ve sıradan bir olaymış gibi bakıldığını hayretle görmekteyiz.

Atatürkçü Düşünce Derneği, toplumsal olaylara bir bütün olarak bakacak, tek seçenekli ya da tek soruna endeksli yaklaşmayacaktır. Algı operasyonlarının ve toplumu bilinçli bir şekilde yanlış yönlendirmelerin farkındayız. Bu anlayışla, mücadelemize yılmadan, bıkmadan, yorulmadan devam edeceğiz.

Siyasi iktidarı uyarıyoruz. ATATÜRK Havaalanın adı aynen kalmalıdır. Vicdan, ahlak, vefa, hukuk bunu gerektirir. Aksi durumda Anayasal ve demokratik haklarımızı kullanacağımızın herkes tarafından bilinmesini istiyoruz.

29 Ekim 2018'de cumhuriyetimizin ilanının 95. Yıldönümünde, Türkiye Cumhuriyeti kendisine yakışanı yapmalıdır".

Açıklamanın ardından çok sayıda kişi imza atarak kampanyaya destek verdi.

Editör: Pusula Gazetesi