Türkiye Kamu Sen Zonguldak İl Temsilcisi Kadir Bacıoğlu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutladı. Türkiye'de kadınların okuma yazma bilmeyen kesim arasındaki oranının yüzde 89'un üzerinde olduğunu belirten Bacıoğlu, kadının önemine dikkat çekti. Bacıoğlu açıklamasında şu ifadelere yer verdi; "Dünyada kadınlar günü kutlanırken, tüm kadınların toplumda hak ettiği, layık olduğu yere gelmesi temennisini taşımaktayız. Bu tür özel günler, toplumların kanayan yarası olan sorunların gündeme gelmesi, tartışılması açısından önemlidir. Büyük ozanımız Neşet Ertaş'ın 'Kadınlar insandır, biz insanoğlu' diyerek muhteşem bir biçimde ifade ettiği üzere, tüm insanlığın ve insan yaşamının kaynağı olan kadınlarımızın toplumda hak ettikleri seviyeye gelmesi için yapılacak her türlü çalışmanın kutsallığına yürekten inanıyor, bütün kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü en içten duygularımla kutluyorum.

Kadın, toplumun en asli ve vazgeçilmez unsuru, insanlığın birbirinden ayrılmaz, yeri doldurulamaz parçasıdır.

Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi ülkemizde de kadınların katliam boyutuna ulaşan şiddet olaylarıyla, eğitimsizlik, işsizlik, çocuk yaşta evlilik gibi köklü sorunlarla karşı karşıya kaldığını görmek bizleri derin bir üzüntüye sevk etmektedir. Aslında ülkelerin genel gelişmişlik seviyeleri ile kadınların toplum içindeki yeri doğrudan orantılı bir seyir izlemektedir. Kadınların toplumsal yaşamdan en fazla soyutlandıkları toplumlar her alanda en geri kalmış ülkeleri oluşturmaktadır. Kadınların ekonomik, siyasi ve sosyal hayata en fazla katılım sağladığı ülkeler ise gelişmişlik seviyesinde de büyük bir ivme yakalamış olanlardır. Dolayısıyla ülkelerin gelişmesinin anahtarı, kadınlardan geçmektedir.

Ülkemizde okuma yazma bilmeyenlerin yüzde 82,9'unu kadınlar oluşturmaktadır. 40 milyonu aşkın kadın nüfusumuzun dörtte biri ilkokul mezunudur. Genç kadınlarımızda işsizlik oranı yüzde 25 dolayındadır. Yönetici pozisyonlarında bulunan kadınlarımızın sayısı bir elin parmaklarını dahi geçemeyecek kadar azdır. Türkiye nüfusunun yüzde 49,8'ini kadınlar oluşturmaktayken işgücüne katılan 32,3 milyon kişiden yalnızca 10,5 milyonu kadındır. Devlet Personel Başkanlığı'nın verilerine göre, kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen personelin yüzde 37,98'ini kadınlar oluşturmaktadır. Bu rakamlar da gösteriyor ki, kadınlarımız çalışma hayatında yeteri kadar yer alamamakta, kariyer gelişimi noktasında geride kalmakta ve daha düşük ücretlerle, güvencesiz bir biçimde çalışmak zorunda kalmaktadır. Şunu da ifade etmeliyim ki, Allah'ın kadınlara bahşettiği annelik sıfatı nedeniyle geri plana itilmesi, yeterli liyakate sahip olduğu halde hak ettiği görevlere getirilmemesi ve işten çıkarılacaklar listesinde en üst sıraya oturtulması asla ve asla kabul edilemez bir durumdur. Günümüzde çalışan kadınların sorunlarını azaltmaya yönelik doğum yapan kadınlara yarım gün çalışma hakkı gibi birtakım tedbirler alınsa da iş güvencesi, çalışma süreleri, kreş imkanları, yasal korumalar ve toplumsal bilinç anlamında ideal seviyenin oldukça gerisinde kaldığımız da inkar edilemez bir gerçektir. Kaldı ki, kanunun yasalaşmasının üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen ilgili yönetmelik çıkarılmadığı için kamuda çalışan kadınlarımız yarım gün çalışma hakkından da mahrum bırakılmaktadırlar.

Eğer bu topraklar üzerinde mutlu, müreffeh ve huzurlu bir gelecek inşa etmek istiyorsak kadınlarımızın eğitimine, çalışmasına, yükselmesine ve güvencelerine önem vermek zorundayız. Kadına vurulan her darbe, toplumumuzun varlığına yöneltilmiş bir tehdittir. Bu bakımdan kadınların haklarını korumak en az kadınlar kadar erkeklerin de görevi olmalıdır. Atatürk, "İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin?" diyerek dünyadaki birçok gelişmiş ülkeye öncülük etmiş ve kadınlara başta seçme ve seçilme hakkı olmak üzere her türlü medeni hakkı tanımıştır. Ama bugün gelinen noktada kadınlarımızın toplumsal hayattaki yerini arzu edilen noktaya çıkaramadığımızı görüyoruz.

Her zaman dile getirdiğimiz gibi kadın ne denli güçlü ise toplum da o denli güçlü olacaktır. Öyleyse toplumumuzu güçlü kılmak için, önce kadınımızı güçlü kılmak zorundayız. Toplumsal adaleti sağlamak için, önce toplumun diğer yarısı olan kadınların toplum içindeki etkinliğini ve toplumsal refahımızı artırarak toplumumuzu daha zengin kılmak için, önce kadınlarımızı her anlamıyla zengin kılmak zorundayız.

Bu duygu ve düşünceler içinde bir kez daha, başta evlat acısıyla yüreği yanan, bu vatan uğruna canlarını veren kahraman şehitlerimizin anneleri olmak üzere tüm kadınlarımızın Dünya Kadınlar Gününü kutluyor, tüm çalışan kadınlarımızı haklarımız ve ortak çıkarlarımız için Türkiye Kamu-Sen çatısı altında her türlü kademede mücadele etmeye davet ediyorum."

Editör: Pusula Gazetesi