Akyol ve Günsan, KESK Genel Merkez Hukuk Bürosu tarafından hazırlanan ve Çaycuma PTT'sinden iadeli taahhütlü olarak gönderdikleri dilekçelerinde OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu'nun savunma hakkı ve adil yargılanma hakkı başta olmak üzere Anayasa ile teminat altına alınan temel haklara aykırı olarak oluşması ve çalışmalarını yürütmesi nedeniyle şikayetçi olduklarını belirterek Kamu Denetçiliği Kurumu Başkanlığı'ndan, "Türkiye Cumhuriyeti ulusal hukuk sistemi içerisinde mevzuatça belirlenmiş bir yargı mercii olmayan ancak OHAL ile ilgili ihraç başvurularını değerlendirmek ve karar altına almakla yetkilendirilmiş olan OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonu'nun; dosyaları değerlendirme konusundaki çalışma usul ve esaslarının açıklamalarda izah ettiğim gerekçelerle değerlendirilerek, ilgili hukuki işlemlerin hukuk sistemimizde yer alan yetkili Mahkemeler aracılığıyla yapılması gerektiği tespiti, KHK ile ihraç şahsımın KESK'e bağlı Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) yönetici ve üyesi olmam sebebiyle pasaportuma konulan tahdit kararının kaldırılması, sendikal örgütlenme ve seyahat özgürlüğümün engellenmemesi konusunda ivedilikle ilgili idari birimlere ve Bakanlıklara tavsiyede bulunulması"nı talep ettiler.

KESK üyeleri, geçtiğimiz hafta Türkiye genelinde Cumhurbaşkanlığına faks çekerek, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu lağvedilip hukuksal süreci başlatılmasını talep etmişlerdi.

AİHM'E MEKTUP YAZACAKLAR

İhraç edilen tüm KESK üyeleri, 30 Kasım 2018 Cuma günü ise OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu'nun yargı merci gibi davrandığını, savunma hakkını ortadan kaldırdığını, bir oyalama aracına dönüşerek etkin iç hukuk yolu olmaktan çıktığını, ihraç edilenlerde sosyal ve ekonomik olarak telafisi imkansız büyük mağduriyetler yarattığını belirten mektupları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) gönderecekler.

Editör: Pusula Gazetesi