Batı Karadeniz toprakları hatta bugün Zonguldak sınırları içinde kalan topraklarda ilk insanların varlığından bahsedilir.

Batı bu insanlara barbar adını vermiş.Fakat biz bunlara toplayıcılar diyelim.

Zira M.Ö 9000 yılında toplayıcıdan, tarım dönemine geçildiği tahmin edilir.Bu bizim bildiğimiz Cilalı Taş Devrine denk gelir.

Buzul çağının bitmesi ile Karadeniz kıyısında yaşanan gelişmeler insanların buralarda yaşamasına imkan sağlamıştır.

Bu dönemde bir topluluktan veya bir devletten söz edilemez.

ilk devlet bu topraklara ancak M.Ö 1600 yıllarında ulaşacaktır.

Tunç Çağı'na gelindiğinde Hititliler, Kafkasya ve Anadolu'nun doğusundan Çorum çevresine yerleşiyor ve zamanla imparatorluk haline geliyor.

Hititliler Anadolu'ya geldiklerinde, burada yaşayan hatitler, Luviler ve Palalar adı ile tanınan gruplar vardı.

Batı Karadeniz'e en yakın yerde yaşayan halk ise Palalardı.

Palalar daha sonra Hitit İmparatorluğu'nun egemenliği altına girdiler.

Tarih kitaplarında Hitit, Mısır ve Asur Devletlerinin belgelerinde geçen yazıtlara göre; Batı Karadeniz'de yaşayan Palalar ile Hititliler arasına Kaskalar yerleşir. Kaskalar, ağacı çok iyi kullanan bir kavimdir.

Yunan Antik Efsaneleri ise tamamen efsaneden olduğuna inandığım için. resmi olarak yazılan kaynaklarda Batı Karadeniz'e ilk akınların Doğu'dan olduğunu söyleyebilirim.

Hititlerin etkin yerleşimleri daha çok Mezopotamya ve Orta Anadolu topraklarında olmasına ramen yayılması Istanbul'un doğu kıyılarına kadar uzanıyor.

Hitit İmparatorluğu'nun zayıflamaya başlaması ile Anadolu'ya bu sefer Batı'dan istila başlıyor. M.Ö 800 yılından başlayarak, Helenler bir kaç devlet kurarak Anadolu'ya yayılıyor. Ayrıca bölgeye Trak kökenlilerde akın etmeye başlıyor. Bunların bazıları Doğu'dan gelenlerin egemenliğindedir.

Balkanların doğusunda bulunan bu yarım ada (Anadolu) Helen ve Trakların oluşturduğu ortak kültür ile Kafkas ve Doğu'dan gelenlerinde egemenliıği ile daha sonra Rum halklarını oluşturacaktır.

Yani Rum ile Yunan arasında ki fark buradan gelmektedir.Rumlar bu yüzden kendilerini Yunan saymazlar.

Anadolu'da Frigyalılar adını alan grup bu halklardan oluşuyor.

M.Ö. 10 yüzyıldan başlayarak, Anadolu'nun içlerine kadar hakimiyet alanı oluşturan Frigler, Karadeniz'de Samsun'a kadar ilerlemişlerdir. Böylelikle Zonguldak, bu sefer de Batı medeniyeti yönetimine girmiştir.

Daha sonra Lidya, Ege kıyılarında Frigya'dan kopmuş ve Bati Karadeniz'e doğru yayılmıştır.

Lidyalılar, Frigya'nın yıkılmasından sonra Kral Giges zamanında bağımsız bir devlet kurdular (M.Ö. 687).

Bu dönemde Batı Anadolu'da bazı halklar kendi egemenliğini kurmuştur. Bunların içinde Batı'dan gelenler de vardır, Doğu'dan gelenlerde. Bu halkların, bu dönemde birbirine karışması, tıpkı iki yönden gelen bir su kitlesinin çarpışması ve sonunda birbirine karışması gibidir.

Daha sonra Batı Karadeniz ve Zonguldak toprakları ,Pers İmparatorluğun eline geçiyor.Amasra'ya ismini veren Pers Kraliçesi Amastris ,bu dönem ortaya çıkıyor.Ereğli'de de Yunan medeniyetine ait Herakles Kralığı mevcuttur.

Filyos'da (Tium) ise yine Trakya'dan gelen Militos halkının yerleşimidir.

Fakat Amatris, Zonguldak Persler'e aitken değil, Makedonlar ele geçirdikten sonra, "Makedon komutanları" ile evlenme sürecine girdiğinde bu bölgeye gelir.

III. Dariyos'un kardeşi Okyatres'in (Oxyathres) kızı olan Amastris (Amastrine) bu güçten etkilenen ve o güçten istifade etmek için Makedon komutanları ile evlenen soylu Pers kadınlarındandır.

Makedonların başına Büyük İskender'in geçmesi ile birden Anadolu toprakları Makedon istilasına maruz kalmış ve Makedonlar Tüm Anadolu'yu ele geçirmiştir.

Makedonların zayıflaması ile de bazı bölgesel krallıklar ortaya çıkmıştır.

En bilinenleri; Paphlagonia ,Bithynia, Kapodokya, Galata isimleridir. Daha sonra bunlar Roma eyaletleri olacaktır.

M.Ö son yüzyılında bu sefer Zonguldak toprakları , Roma İmparatorluğu yönetimi altına giriyor.

M.Ö bu topraklarda var olma savaşları çok kanlı bir şekilde gerçekleşiyor.Şehirler yağmalanıyor. İlk yaşayanları Batı tarihçileri, "barbar" olarak tanımlamış..Lakin barbarlık bu topraklarda hiç bir zaman eksik olmamış.Gelenler yerleşik olanları katletmiş.

Devletin gücünün bir millet için ne demek olduğunu umarım bu toprağın derin tarihinden çıkaracağımız anlam ile daha iyi anlamışızdır.