Zonguldak'ta Emek ve Dayanışma Günü 1 Mayıs İşçi Bayramı Corona Virüs salgını tedbirleri kapsamında sosyal mesafe kuralı çerçevesinde Madenci Anıtı önünde sade bir törenle kutlandı.

Madenci Anıtı önünde düzenlenen tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından çelenk sunumu ile gerçekleşti. GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil, günün anlam ve önemine ilişkin bir açıklama yaparak; "Bu yıl, içinden geçtiğimiz olağanüstü süreç nedeniyle meydanlarda değiliz.
Ülkemizle birlikte dünyanın tamamını etkisi altına alan Koronavirüs (Covid-19) salgını yaşamımızı köklü bir biçimde değiştiriyor. Bizlerle birlikte tüm dünyada, hak arayanların çıktığı meydanlar bugün sessiz kaldı. Ama halkımızın temel mal ve hizmetlerini karşılamak için hala işyerlerinde işçiler ve emekçiler olarak başta can kayıplarımız olmak üzere maddi ve manevi bedeller ödemeyerek çalışmaya devam ediyoruz. Bu zorlu süreç içinde yine başta sağlık çalışanları arasında olmak üzere her sektörden birçok canımızı kaybettik. Bizler de kendi üyelerimiz arasından Kemal Soytürk kardeşimizi bu salgın sürecinde kaybettik. Kemal Soytürk kardeşimizle birlikte tüm iş kollarında kaybettiğimiz tüm emekçilere, görev şehitlerimize Allah'tan rahmet ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
Mal, hizmet ve Enerji üretimini bu zor koşullar altında sürdüren arkadaşlarımız, gece gündüz demeden canını dişine takarak, büyük bir özveriyle çalışıp adeta yaşamlarını ortaya koyan kardeşlerimiz, Çalışmaya, üretmeye, hizmet vermeye devam ediyoruz.
Bugün "1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü" Emeğin ve emekçinin değerini bugün toplumun tüm kesimleri bir kez daha gördü. Ülke, dil, din, etnik köken, kültürel fark olmaksızın, hepimiz, yani tüm insanlık derin bir belirsizlik döneminden geçiyoruz. Daha önce yaşanmamış anlara tanıklık ediyoruz. Olağanüstü bir dönemin etkilerini ve sonuçlarını görüyoruz. Dünya çapında bu derece sarsıcı bir etkiye neden olmuş bir olay yaşanmadı. Dünya Savaşlarının bile bu kadar yaygın etkisi olmadı.
Dünya, geçtiğimiz yüzyıl içinde onlarca badire atlatmış olsa bile, bu kadar geniş kapsamda, milyarlarca insanın etkilendiği başka bir olayı şimdiye kadar görmedi.
Okullarda eğitim yapılamaz oldu. Her türlü spor ve kültürel etkinlikler ertelendi. Dini inançların gereği yerine getirilemedi. Uçaklar uçmadı, seyahatler kısıtlandı. Karantina ile birlikte sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü, her yıl yaptığı Konferansı bu yıl yapamadı, 2021 yılına ertelemek zorunda kaldı. Covid-19 salgını ile dünya değişiyor. Şimdi sosyal devleti yeniden inşa etmenin zamanıdır. Şimdi işçinin, memurun, çiftçinin, esnafın, emeklinin, işsizin, yani toplumun geniş kesimlerinin taleplerinin karşılanması zamanıdır. Bizler, işçi hak ve özgürlüklerinin hiçe sayıldığı bu dünyanın yaşanabilir adil bir dünya olmadığını söyledik, "işler bu şekilde yürümez" dedik. Bir virüs geldi ve her şeyi görünür kıldı. Dünyanın ne derece adaletsiz bir şekilde yönetildiğini, işçi hak ve özgürlüklerinin, öncelik sıralamasında ne kadar gerilerde olduğunu herkesin yüzüne vurdu. Yoksulların, yeterli sağlık, beslenme ve barınma koşullarına sahip olmayanların karşı karşıya kaldıkları sefaletin boyutlarını gözler önüne serdi. Sürekli "ellerinizi yıkayın, kişisel temizliğinize dikkat edin" çağrılarının dünya çapında yapıldığı bir ortamda, olağan zamanlarda suya erişemeyen milyonlarca insanın olduğunun farkına varıldı.Çoğulcu, özgürlükçü ve katılımcı demokrasi, tüm kurum ve kurallarıyla hayata geçirilmelidir. Sendikal örgütlenme demokrasinin yapı taşıdır. Ekonomik ve sosyal politikaların öncelikli amacı, refahın adaletli dağılımı olmalıdır. Ücretli çalışanların yaşama ve iş şartları iyileştirilmelidir. Vergide adalet sağlanmalıdır. İşsizlik ve kayıt dışı istihdam ortadan kaldırılmalıdır. Stratejik sektörler ve sosyal güvenlik, eğitim, sağlık gibi hizmetler kamu tarafından yerine getirilmelidir. İşsizlik Sigortası Fonu kuruluş amacına uygun kullanılmalıdır. Kıdem tazminatı gibi işçilerin en önemli kazanımları korunmalı, esnek çalışmaya dönük değişiklikler gündeme getirilmemelidir.
Tüm insanlık olarak bu küresel salgının üstesinden geleceğimize olan inancımız tamdır. Aslında bu insanlığın verdiği bir savaştır. Bu savaşın ön cephesinde yer alan sağlık emekçileri ve dünyanın hala işler durumda kalmasını sağlayan diğer tüm işkollarındaki emekçileri yer alıyor. Ön cephedeki savaşın kazanılması, geri cephedeki önlemlere de güçlü bir şekilde bağlıdır. Bu salgının mağlup edilmesinin ardından, tüm insanlığın bir arada ve barış içinde yaşayabileceği, eşitsizliklerin üstesinden gelmek için bir mücadele vereceği sürecin içine gireceğini ümit ediyoruz.
Sendikalar, emek örgütleri, aralarındaki ayrılıklardan kurtulup bir araya gelmek zorundadır. Önümüzdeki yıl hep birlikte 1 Mayıs'ı alanlarda kutlamalı, işçinin taleplerini bir ağızdan seslendirmeliyiz. Emeğin hak ve çıkarlarını birlikte koruyup geliştirmeliyiz.
Güzel ve güneşli günlerin görüleceği, salgının ve eşitsizliklerin üstesinden gelinmiş bir gelecek umuduyla herkesin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü kutluyoruz" dedi.