Cumhurbaşkanı Erdoğan hitabet yeteneği güçlü olan, milyonları peşinden sürükleyen bir lider. Mesajlarını çok etkili bir şekilde vermeyi başarıyor. Ama bazen konuşarak bazen de konuşmayarak mesaj veriyor.

Erdoğan, 24 Mart Çarşamba günü yapılacak AK Parti kongresi öncesinde mesajlarını cuma namazından sonra verdi. Biden ile Putin arasındaki tartışmaya, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Von Der Leyen ile yapacağı görüşmeye, Kilis'e atılan rokete ve nihayet AK Parti kongresinde vereceği mesajlara değindi. Ama iki konuya girmedi. Oysa Türkiye'nin gündeminde Andımız ve HDP'ye açılan kapatma davası vardı. Erdoğan her iki tartışmaya da girmeyerek mesafeli durduğu mesajını verdi.

ANDIMIZ, İSTİKLAL MARŞI

Erdoğan Andımız konusunda tavrını Devlet Övünç Madalyası Tevcih törenindeki konuşmasında ortaya koydu. "Milli andımız İstiklal Marşı'dır" dedi. Erdoğan, Danıştay andımızla ilgili düzenlemeyi iptal ettiğinde de aynı tavrı ortaya koymuş, "Bizim andımız, İstiklal Marşımızdır ve İstiklal Marşımızla beraber yolumuza devam ediyoruz" demişti.

ERDOĞAN VE BAHÇELİ'NİN USTALIĞI

Andımız ve HDP kararıyla birlikte gözler cumhur ittifakına çevrildi. Ancak Erdoğan ve Bahçeli'nin liderliği sayesinde cumhur ittifakı süreçten zarar görmeden çıkmayı başardı

2023 MANİFESTOSU

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, AK Parti kongresinde yapacağı konuşma için "2023'ün manifestosu olacaktır" yönündeki sözleri gözleri kurultaya çevirdi. İnsan Hakları Eylem Planı ve Ekonomi Reformu'nu açıklayan Erdoğan'ın, kurultay konuşmasında reformlar konusunda Türkiye'nin önüne yeni hedefler koyması bekleniyor.

KURULTAYIN TEMASI

Her kurultayın bir teması oluyor. AK Parti kurultayı için yeni bir başlangıcı çağrıştıracak bir slogan üzerinde duruluyordu. Ama "güven ve istikrar" teması üzerinde karar kılındı. Erdoğan'ın 1 saat 45 dakika sürecek konuşmasında 2023 için bir manifesto ve yol haritası açıklaması bekleniyor. Kongre salonundaki müzik de önemli olacak. Kongre için orijinal bir müzik arayışı söz konusu. Seçim kampanyalarının usta ismi Erol Olçok'u rahmetle anarken, yeni müzik yetişse de yetişmese de "Dombıra" ve "Haydi Bi Daha" da kullanılacak.

DEĞİŞİM

AK Parti her kongrede kadrolarını her seçimde listelerini yenileyerek başarılı oldu. Erdoğan, "Değişmeyen tek şey değişimin kendisi" ilkesinden hareket ederek her kongrede kadrolarını, her seçimde listelerini yeniledi.

Kongrelerde AK Parti teşkilatlarının yüzde 65'i değişti. Büyük kurultayda ise değişimin yüzde 50 oranında olması bekleniyor. Erdoğan'ın, yeni yönetimi sahada karşılığı olan eski bakan ve belediye başkanları ile takviye edeceği söyleniyor. MKYK'ya alınacak bakanların ve milletvekillerinin ise genel başkan yardımcılıklarını üstleneceği ifade ediliyor.

RÜZGAR HANGİ YÖNDEN ESİYOR?

Cumhurbaşkanı Erdoğan usta siyasetçi. Hangi stratejiyi izleyecekse ona göre bir kadro oluşturuyor. Yani futbol maçına çıkacaksa voleybol takımı kurmuyor. Çözüm süreciyse çözüm sürecine uygun bir kadro, terörle mücadele süreciyse ona göre bir ekip... Parti yönetiminde ise izleyeceği siyasi stratejiye uygun bir yönetim kadrosu oluşturuyor. Son dönemlerde Milli Görüş'e yakın isimlerin göreve getirilmesi, muhafazakar ve milliyetçi tercihlerin ön plana çıkması dikkate alınırsa yeni rüzgarın AK Parti kurultayına yansıması sürpriz olmamalı.

PARTİ KAPATMAYLA İLGİLİ DEĞİŞİKLİĞE DESTEK VERMEMİŞLERDİ

HDP hakkında açılan kapatma davasıyla parti kapatma konusu yeniden gündemimize girdi. Ülkemizin reformlarla, özgürlüklerle anılması gerekirken parti kapatmalar üzerinden tartışılmaktan dolayı mutlu değilim.

Ancak bu süreçte HDP çizgisindeki partilerin de vebali büyük.

2010 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile parti kapatmayı Meclis'in iznine bağlayan düzenlemeye destek vermediler. O günün tanıkları ile konuştum. Meclis zabıtlarını çıkardım. Kısaca hatırlatmak istedim.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ÖNERİSİ

Partilerin kapatılmasını düzenleyen Anayasa'nın 69. maddesi şöyle düzenleniyordu.

"Siyasi partiler hakkında kapatma davası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın talebi üzerine, TBMM'de grubu bulunan her siyasi partinin 5'er üye ile temsil edildiği ve Meclis Başkanı'nın başkanlığında oluşturulacak komisyonun üye tam sayısının üçte 2 çoğunluğu ve gizli oyla vereceği izin üzerine açılacak dava sonucunda Anayasa Mahkemesi'nce kesin olarak karara bağlanacak."

BDP'DEN DESTEK İSTENDİ

Anayasa değişikliği ilk oylamada 337 oyla kabul edilmişti ama kulislerde ikinci turda AK Parti'den 20 milletvekilinin ret oyu vereceği konuşuluyordu.

AK Parti'nin 337 milletvekili vardı. Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin oy kullanamadığı için bu sayı 336'ya düşüyordu. Yani bıçak sırtı bir durum söz konusuydu. Tehlikeyi ciddiye alan AK Parti üç ayaklı bir strateji geliştirdi.

1- Ret oyu kullanması muhtemel isimler, yakın markaja alındı.

2- Bağımsız iki milletvekilinin desteğinin sağlanması için harekete geçildi.

3- Bağımsız milletvekili Mücahit Pehlivan ve Seyit Eyyüpoğlu ile temas kuruldu.

O dönem HDP yoktu. Barış ve Demokrasi Partisi, Meclis'te 20 milletvekili ile temsil ediliyordu. Selahattin Demirtaş çok iyi hatırlayacaktır. BDP ile diyalog kurulup destekleri istendi. İkinci tur oylamaya DBP'den 5 milletvekili girdi. Muş milletvekili Sırrı Sakık ve arkadaşları madde üzerinde değişiklik önergesi verdi. Kabul edilmedi. AK Parti'den Cahit Bağcı, Azize Sibel Gönül ve İsmail Bilen'in teklifleri de reddedildi. Maddenin oylamasına geçildi. İki bağımsız milletvekili evet oyu kullanmasına rağmen madde 227 oy aldı. 330'un altında kaldığı için düştü. AK Parti'den 8 milletvekili fire vermişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan oy vermeyen milletvekilleri için "Bize ihanet ettiler" diyecekti.

BDP'NİN 20 MİLLETVEKİLİ VARDI

Ufuk Uras'ın desteğiyle 20 milletvekiline ulaşıp Meclis'te grup kuran Barış ve Demokrasi Partisi, ikinci tur oylamaya 5 milletvekilini soktu. Ancak 20 milletvekili olmasına rağmen, ikinci tur oylamaya 5 milletvekili girmesine rağmen BDP'liler oy vermeyince parti kapatmayı Meclis'in iznine bağlayan madde düştü. O nedenle HDP çizgisinin de vebali büyük dedim.

Her kapatma ile oylarının yükseleceğini hesap eden HDP çizgisi, sadece Anayasa değişikliğine destek vermedi. PKK ile ilişkileri konusunda da bir özeleştiri yapmadılar. Bir çözüm geliştirmediler. Kapatılmak için gereken neyse yaptılar.
Ama olan sadece onlara olmuyor. Ülkemiz zarar görüyor. Türkiye'nin parti kapatmayla anılması sevinilecek bir durum değil.