CHP'nin "ana muhalefet" görevini yapamadığı söylendiğinde eleştiriler oluyordu.
AK Partili yöneticileri bile, "CHP gibi muhalefet olduktan sonra..." diye cümleler kuruyordu.

Meral Akşener, MHP'de genel başkan olamayınca, İYİ Parti'yi kurdu ve "ana muhalefet partisi" pozisyonuna yükseldi.
Geriye "baba muhalefet partisi" kalmıştı.
Onu da mafya lideri Sedat Peker üstlendi, çok şükür.
Sedat Peker, kamuoyunca bilinen ama dillendirilemeyen, dillendirilmeye cesaret edilemeyen konuları kendi üslubuyla anlatıyor.
Herkes gibi ben de dikkatle izliyorum.
Ben, her zaman olduğu gibi devletten yanayım.
Devleti yönetenler; bugün varlar, yarın yoklar.
"Bir-iki kişi yanlış yaptı" diye devleti zorda bırakma taraftarı değilim.
Ömrüm çakal tayfasıyla mücadele ile geçmişken, şimdi onların yaptıklarından keyif duyamam.
Ben, Zonguldak'ta ömrümü; bu tür karanlık kişilerle mücadele ederek geçirdim.
Bu kişiler, her zaman devlet içinde birileri ile ilişki içinde olurlar.
Mutlaka siyasi destekleri vardır.
Siyasi destek, parayla sağlanır.
Siyasetçi adam olursa, bürokrasi de dik durur.
Bu tür oluşumlar, kendine alan bulamaz.
Son dönemde yaşanan Sedat Peker hadisesine bu gözle bakıyorum.
Ayıyla yatağa girenin canı yanar!
Anlık zevkler, kişisel menfaatler üzerine devleti ayağa düşürmeyelim.
Sedat Peker'e gelince...
Kişisel kavgasını, toplumsal bir kavga haline dönüştürdü.
İyi rol yapıyor.
İyi reyting alıyor.
Bence fazlasıyla başarılı oldu.
Toplumun her kesiminden izleyici buldu.
Bakalım bu dizi ne zaman bitecek?
Erken final mi?
Sezon finali mi?
Şu anda en zor durumda kalan kişi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan...
Sedat Peker'e uyup İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu görevden alsa, mafyaya yenilmiş olacak.
Almasa, videoların arkası gelecek.
Bak, iş Binali Yıldırım'a kadar geldi.
En iyisi bir yoluyla Sedat Peker'i almak.
Türkiye Cumhuriyeti, buna muktedirdir.
Bugün Sedat Peker'i susturamayan, yarın başka isimleri susturamaz.

Kıssadan Hisse: Hadi be!
Üniversite öğrencisi mantık yürütme sınavında.
Profesör soruyor:
- Uçakta 500 tuğla var. Biri düştü, kaç tane kaldı?
Öğrenci:
- 499...
- Doğru... Peki, bir fili kaç adımda buzdolabına sokarsın?
- Üç adımda... Buzdolabını aç, fili sok, buzdolabını kapat.
Profesör:
- Doğru... Peki, zürafayı kaç adımda sokarsın buzdolabına?
- Dört adımda... Buzdolabını aç, fili çıkart, zürafayı sok, buzdolabını kapat.
- Doğru... Aslanın doğum gününe tüm hayvanlar gitmiş, biri hariç. Hangisi?
Öğrenci:
- Zürafa... O hala buzdolabında.
- Doğru... Bir nine, timsahlı bir bataklıktan geçmek istiyor. Bataklıkta kaç timsah var?
- Sıfır... Onların hepsi aslanın doğum gününde.
Profesör:
- Doğru... Nine bataklığı geçmeye başlamış, fakat ölmüş. Neden?
Öğrenci:
- Kafatasının çatlaması sonucu...
Profesör:
- Nasıl yani ya?
Öğrenci:
- İlk sorudaki tuğla!
Profesör:
- Hadi be ....

Günün Fıkrası: Şapka...
Yaşlı kadın, geminin güvertesinde denizi seyrediyormuş... Hava çok rüzgarlıymış... Yaşlı kadın, "uçmasın" diye iki eliyle şapkasını tutuyormuş... Derken bir genç adam teyzemize yaklaşmış, "Hanımefendi, kabalık etmek istemem ama 'rüzgardan eteğinizin havalandığını bilmeniz gerekiyor' diye düşündüm..." demiş.
Teyze hiç oralı olmamış, "Evet ama ne yapabilirim, bu şapkayı iki elimle ancak tutabiliyorum, yoksa bırakayım uçsun mu?" yanıtını vermiş.
"Ama hanımefendi, ben demek istedim ki eteğiniz havalandıkça bazı yerleriniz görünüyor!" demiş adam.
Teyzemiz, adama şöyle bir bakmış ve gülümsemiş: "Evladım... Eteğimin altından görünen 85 senelik ama ben bu şapkayı dün aldım!"