Buruktu...
Maske.
Mesafe.
Temizlik.
Bir de zaman.
En kısa süre.
Bayram namazını eda ettik.
Kısa bir kabir ziyareti.
Bayram ile ilgili tüm faaliyet bu kadar.
Hep eskileri özlüyorduk.
Çocukluğumuzun bayramları diye hayıflanıp duruyorduk.
Bırakın eskiyi.
Yakın zaman bile eski oldu.
Özler olduk.
Kucaklaşmalar başka bahara kaldı.
[*][*][*]
İmkanı olanlar.
Görevi olanlar.
İzni olanlar.
Kendi kişiliklerine göre görevlerini ifa ettiler.
Kimi yardım dağıttı.
Kimi şeker.
Kimi kolonya.
Bazı ziyaretlerde bulundular.
[*][*][*]
Örnek.
Ereğli Artıklar Köyü.
Muhtar Nevzat Berber.
Kapı kapı dolaşıp bayram hediyesi dağıtmış.
Hal hatır etmiş.
Eksik gedik, ihtiyaç sormuş.
Gönül almış.
Bayram şekeri, lokum ve maske hediye etmiş.
Helal olsun.
Güzel davranış.
Takdir etmek lazım.
Onun için bu köşeye aldık.

[*][*][*]
Devletin verdiği maskeyi köylüsünden kıskanan.
Her imzadan ufak tefek bozukluk menfaatler uman.
İneklerin yoluna kilit parke verip vatandaşa selam dahi vermeyen.
Pandemiyi bahane edip kendini gönüllü olarak hizmete kapatan...
Ve dahası...
Seçilmişlerimiz var.
Onlar görüp anlamaz.
Anlamak da istemez.
Ancak vatandaş bilsin ki...
Güzel örnekler de var.

Filistin üzerine...

Müminler bir vücudun azaları gibidirler.
Eğer Filistin'de...
Veya bir başka diyarda.
Bir Müslüman zulüm görüyor ve içimiz acımıyorsa.
Aynaya bakalım.
Kendimizi, imanımızı sorgulayalım.
Tepki ve protestoya gelince...
Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.
"İçinizden biri bir kötülük görürse onu eliyle, buna gücü yetmezse diliyle değiştirsin; buna da gücü yetmezse kalbiyle (ona karşı kin ve nefret beslesin). Bu ise imanın asgari gereğidir."
Devletin, kurumların veya başka kişilerin yaptığı veya yapmadığı bize sorulmayacak.
Biz kendimizden sorumluyuz.
O halde ne yapabiliriz?
Tepkimiz boykot...
Almayız İsrail ürünlerini.
Onlarla ilgisi olan her şeyden ilgimizi keseriz.
Sonrası...
Daha fazlasını yapmak...
Gücümüz neye yeterse onu yapmak ile yükümlüyüz...