Devrek Belediye Başkanı Çetin Bozkurt, Volswagen Touareg marka 4x4 cip almak için Belediye Meclisi'nden yetki istiyor. Bu aracın bugünkü başlangıç fiyatı 2 milyon 195 bin lira. Ancak "itfaiye öncü aracı" adı altında bu aracı alırsa, çok daha az para ödeyecek. Belediye Meclisi'ndeki AK Partili üyeler bu isteğe karşı çıkınca, "Bisiklete binerim. İtfaiye aracıyla giderim" filan diyerek, çocukça tavırlar sergiliyor. Meclis canlı yayınlandığı için böyle numaralar yapıyor. Kameraları kapattıktan sonra allem-kullem izin alıyor.

Kendi başaramadığı işi, avuç içi kadar belde olan Çaydeğirmeni yapınca, sosyal medya hesabından, "Ne ben, ne 1887'de kurulan belediyem bu kadar vizyonsuz değil. Bunu ancak vizyonsuzlar hayal eder, geri zekalılar gerçekleştirir, aptallar alkışlar, yaranmaya çalışanlar da haber yapar. İnşallah Çaydeğirmeni Belediye Başkanlığı'nın aldığı bu araçta bu itfaiye ibaresi vardır. Çünkü itfaiyesi tek bir yangına dahi müdahale edemeyecek bir beldemizin bir yerinden başlamış olmanın mutluluğunu yaşayacağım. Takip de edeceğim" diyor!
Oysa kendi partilisi Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık ile Alaplı Belediye Başkanı Nuri Tekin, aynı yöntemle araç aldı. İnsan, kendi partisinin belediye başkanına "geri zekalı" der mi?
31 yıllık gazeteciyim...
Böyle boş bir belediye başkanı görmedim.
Göreve geldiği günden bu yana Devrek'te hayata geçirdiği tek bir proje yok.
Yaptığı en büyük iş, çatı katı bir evden tripleks bir villaya geçmek...
Annesine son model lüks bir araç almak...
Anlayacağınız Devrek Belediye Başkanı Çetin Bozkurt, "kentine" değil, "kendine" çalışıyor.
Sosyal medyayı her kullandığında pisliğe batıyor.
Sağa-sola laf yetiştirmeyi bırakıp Devrek'e kalıcı eserler bıraksa, iyi olacak.

Yok öyle yağma!

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Basın Bürosu'nda çalışan Ahmet Akgün Ağabey emekli olunca, Zonguldak basınından birçok kişi, bu göreve talip olmuş.
Göreve talip olanlar arasında, haber yazmasını bilmeyenlerin yanı sıra bizimle yarıştığını iddia eden isimler de var. Çok ilginç! Bizimle basın bürosundan mı yarışacaklar?
Bu görevler, temsili görevlerdir. Basın camiası ile iyi ilişkiler içinde olanların yapabileceği görevlerdir. Yeni tartışmalara yol açmayacak kişilerin yapabileceği görevlerdir.
Bir göreve talip olurken, aynaya bakılması gerekir!
"Ben kimim, ben neyim, bu işi yapabilir miyim? Beni buraya alırlar mı? Ben bu göreve layık mıyım?" diye...
Millet, işin yolunu bulmuş!
Oturduğu yerden para kazanacak!
Kırk fırın ekmek yemiş yapmamış olanlar da var!
Daha bir fırın yiyemeyenler de var!
Biz gelişmeleri izliyoruz.

Günün Fıkrası: Beyaz peynir...

Adam, rakı fabrikasında çalışıyormuş. Rakı dolu havuza düşmüş, boğularak ölmüş.
Arkadaşları başsağlığı için evine gitmişler.
Hanımı perişan, ağlıyor, "Çok feci şekilde öldü" demiş.
Arkadaşlarından birisi:
"Yenge, ben rahmetlinin yanındaydım. Çok da kötü ölmedi. 2 defa çıktı, beyaz peynir istedi."

Bayramınız kutlu olsun...

Çalmayan-çırpmayan, çalanlara çanak tutmayan, milleti-devleti dolandırmayan, hazine arazisi işgal edip kaçak bina yapmayan, böylelerine sahip çıkmayan, kendini değil, kentini düşünen, vergi-sigorta borcunu ödememek işin şirket gümletmeyen, borcunun üstüne yatmayan, annesinde olduğu söyleyip başka yerde yatmayan, her önüne gelene sarkmayan, ifade değişikliği için taksitini bile ödemediği evini teklif etmeyen herkesin mübarek Ramazan Bayramı kutlu olsun.