Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi'nde "BionTech" aşımı oldum.
Ofise geldim...
Muhasebede çalışan Helga'dan günün ödeme planını istedim.
Acar muhabirimiz Hans, yine sokaklarda...
Yazı İşleri Müdürümüz Merkel haber peşinde.
"Köşemi yazıp diğer işlere bakayım" dedim.
Nedir arkadaş bu Kanal İstanbul tartışması...
Ne gerek var ikinci bir kanala...
İsraf haram değil mi?
İstanbul'da zaten bir kanal var!
İkinci kanala ne gerek var?
Boğazda yalı sahibi olamayanlar, kanalda yalı sahibi olacaklar galiba!
CHP'nin, Hazine'nin 128 milyar dolarının kaybolduğuna ilişkin iddialarıyla ilgili astığı afişler neden toplanıyor?
Bırakın kardeşim...
Bu ülkede "Cumhuriyet Mitingleri" yapıldı.
Milyonlar meydanlara aktı.
Sonuç yine değişmedi.
Koca iktidar, bir pankarttan korkar mı?
Bırakın assınlar!
SİHA'ların yerli ve milli olup-olmadığını tartışıyoruz.
ABD'nin Iphone'u Çin'de ürettiğini biliyoruz, değil mi?
Volkswagen, tüm araçlarını Almanya'da üretmiyor ama Alman malı olduğunu biliyoruz.
Bizim yerli araç için de aynı şeyler söyleniyor.
"Ne kadarı yerli?" deniyor...
Fiat Egea ne kadar yerliyse!
Ahmet Çınar ve Erdoğan Bektaş Valilerimiz, Vali Yardımcısı Nevzat Taşdan'ın çok çalışkan olduğunu söylüyorlardı.
Nevzat Taşdan olmasa, mülteciler ve yoksullarla ilgili işlerin yürümeyeceğini sanıyorlardı.
Nevzat Taşdan görevden alındı.
Ama işler gayet güzel yürüyor.
Yani devlet işlerini bir kişiye bağlamak ne kadar safdillikmiş, onu da anladık!
Nevzat Taşdan'a inanmayan valiler, Zonguldak'ta uzun süre görev yaptı.
İnananlar ise, iki yılı görmedi.
BionTech aşısı etkisini göstermeye başladı.
Bugünden itibaren yazdıklarımdan ben sorumlu değilim!
Ich liebe dich Zonguldak!

Turizme buradan başlayalım...

Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz, "Turizm Haftası" nedeniyle İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Akçay'ı kabul etti.
Vali Tutulmaz kabulde, "Turizm sadece devlet eliyle kalkınmaz" dedi.
Hele İl Müdürü olduğu şehirde 5 yıldızlı otel olup-olmadığını bilmeyen bir İl Kültür ve Turizm Müdürü varsa, hiç kalkınmaz.
Zonguldak, turizmde bir adım atacaksa, bu adıma İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Akçay'ı görevden alarak başlayabilir.
Yoksa yapılacak çabaların büyük bölümü boşa gider.
Valilik ziyaretinde başka bir detay daha var.
Ama oraya girmek istemiyorum.
O durumu, aşının etkisiyle anlatamayabilirim!

İşadamı, parayı kadın bankacıya yatırdı

Zonguldak'ta bir işadamı, bankada çalışan kadını aramış, "Hanımefendi, boşta 500 bin lira param var. Değerlendirmek istiyorum. Nereye yatırayım? Tavsiyeniz nedir? Faizde mi kalayım, dövize mi yatırayım, Bitcoin mi alayım?" demiş.
Bankacı kadın, "Bana yatır, en çok ben veririm" demiş.
İşadamı şaşkın!
"Nasıl yani?" demiş.
Kadın, soğukkanlı bir şekilde, "İsterseniz bunu akşam konuşalım" demiş.
Akşam konuşmuşlar, bankacı kadın, işadamını ikna etmiş.
İşadamı, 500 bin lirayı bankacı kadına yatırmış!
Daha önce bir işadamını 400 binlik yapan bankacı kadın, yakın çevresine, "Level atladım! Bunu da 500 binlik yaparım" diyormuş!
Adam halinden memnun!
Yatırdığı 500 bin liranın karşılığını şu anda fazlasıyla aldığını düşünüyor.
"Ben böyle bir şey görmedim" diyor!
Biz bu işin sonunu merak ediyoruz!
Bu yazının "BionTech" aşısıyla ilgisi yok!

Günün Fırkası: Nasreddin Hoca ile Temel...

Nasrettin Hoca, Akşehirlilerden yaka silkip, Karadeniz'e, Uzungöl'e yerleşmiş. Günün birinde bir bakraç maya alıp Uzungöl'ün bir ucuna oturup, başlamış göle maya çalmaya... Yakınlarda bir yerden hocayı izleyen Temel, "Ula Hoca efendu, ha o yoğurdu niye göle dökeyisun?" diye sormuş.

Nasrettin Hoca da, "Göle maya çalacağım hemşehrim" demiş.

Temel, bir hocaya, bir Uzungöl'e, bir de göl kenarındaki nüfusa bakmış... Sonra Hocaya dönerek, "Ula Hoca, bu kadar yoğurdi kime yedireceğsun?" demiş.

Nasrettin Hoca da, "Allah'ım, çok şükür, nihayet aradığım insanları buldum" demiş.