Zonguldak İl Özel İdaresi eski Genel Sekreteri Recep Demirtaş aradı.
Kısa bir sohbetten sonra asıl konuya girdi.
Konu, Muhtarlar Derneği Başkanı Şerafettin Nas'ın, Recep Demirtaş hakkında yaptığı sert açıklamalardı.
Demirtaş'a "Açıklama yapacaksan kullanırız" dedim.
"Onun seviyesine inmem. Yanıt vermeyeceğim. Ben sesini duymak için aradım" dedi.
Çaycuma Belediye Başkanlığına aday olup olmayacağını sordum.
"Kesinlikle aday olmayacağım. Böyle çok mutluyum" dedi.
Tartışmaların içinde yer almaktan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.
Şerafettin Nas'a çok kızdığı belliydi.
Çaycuma'daki Muhtarlar Derneği kongresiyle ilgili tartışmalara girmedi.
Sadece "Mesele yemek değildi" dedi.
Ama sinirlerine hakimdi.
Emeklilik kendisine yaramış, dili sanki biraz törpülenmişti!
Güzel, sağlıklı, huzurlu bir emeklilik diliyorum Recep Demirtaş!
Pandemi diye verdiğin sözü unutma!
Amasra davetini bekliyoruz hala!
(Min şerril vesvasil hannas: O sinsi vesvesecinin şerrinden.)

Devletin hafızası...
Hayat insana en büyük dersi verir.
İnsanoğlu yaşadığı her olaydan kendisine ders çıkarmalı.
Mesela, dönemin İl Emniyet Müdürü Atilla Çınar, beni Ereğli'deki Çelik 2 operasyonuna taktığında, nezarette kaldığım üç gün boyunca düşündüm.
Üçüncü gün 'neden orada olduğumun' farkına vardım.
Zonguldak Valisi İsmet Metin ile o kadar çok kavga etmiştim ki!
Barıştığımızda "Devletin hafızası vardır. Yapılanı unutmaz" demişti.
Biz İsmet Metin'i eleştirirken devleti de eleştirmiştik.
O hesap geldi, bizi Çelik 2'de buldu.
Ama oradan alnımızın akıyla çıktık.
Oysa operasyonu FETÖcü savcılar yapmıştı.
Ya ihraç edildiler, ya tutuklandılar.
Atilla Çınar da erkenden emekli oldu.
Ama biz hiçbir bahanenin arkasına sığınmadık.
Niyeyse o günlere gittim birden.
Yazılanlar, çizilenler aklıma geldi.
31 yılımız gerçekten dolu dolu geçmiş.
Önemli olan, yaşadıklarından ders almaktır.
Sadece bizim için değil, herkes için...

Bu nasıl gazeteci örgütü?
Halkın Sesi Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mustafa Özdemir'in 'intihara sürükleme' iddiasıyla tutuklanmasının üzerinden dört gün geçtikten sonra Karaelmas Gazeteciler Derneği açıklama yapmış.
Lütfetmişler.
Bu nasıl gazeteci örgütü?
Yargılamayı etkilememek için filan diye de bahane uydurmuşlar!
Kardeşim; siz, gazetecinin tutuklanmasından duyduğunuz üzüntüyü vurgulayan bir açıklamayı anında yapıştırabilirdiniz!
Gazeteci suçlu olsa üzülmeyecek misin?
Elbette üzüleceksin!
Bunun için dört gün beklemenin alemi ne?
Gazetecilik bir refleks işidir!
Karaelmas Gazeteciler Derneği, gazetecilik refleksini kaybedenlerin eline geçtiği için bu hale gelmiştir.
Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti ile ilgili görüşümü aynen koruyorum.
Gazeteciler için yapılacak yazlık konut projesini bekliyorum!

Günün Fıkrası: Ayna gören masum köylü!
Tarihte ilk kez, şehre ayna gitmiş. Adamın biri aynayı görüp eline almış. Daha önce kendini hiç aynada görmediği için, ölen kardeşine benzetmiş karşıdakini.
"Ey gidi gardaşım, seni bir daha görmek nasipte varmış!" demiş.
Aynayı hemen eve götürüp sarılmış, uyumuş kardeşiyle. Karısı bakmış, adam bir şeye sarılmış uyuyor. Merakla aynaya bakmış ki, bir kadın karşısında.
"Allah belanı vere adam, bu garı da kim? Bi poka da benzese bari" diyerek feryat figan evden çıkmış, aynayla beraber muhtara gitmiş.
"Muhtar, benim adam beni bu garı ile aldatıyor" demiş muhtara.
Muhtar aynaya bakmış. Sonra düşünceli düşünceli söylenmiş:
"Yav, bu garıdan çok gavata benziyor..."

Günün Sözü:
"Zeka bir arabanın beygirgücü gibidir. Sadece potansiyeldir. Motoru güçlü bir araba kötü kullanılabilir. Düşünme becerisi araba kullanma becerisine benzer. Öğrenmemiz gerekir."
Edward de Bono