Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kararıyla; kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen "Avrupa Konseyi Sözleşmesi" bilinen adıyla "İstanbul Sözleşmesi" feshedildi.
"İstanbul Sözleşmesi feshedildi" haberlerinden sonra sosyal medya yıkıldı.
İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmemesi gerektiğini savunan bir grup olduğu gibi "feshedildi" diye sevinen bir grup da var.
Savunanları anladım da sevinenleri anlayamadım!
Şimdi İstanbul Sözleşmesi'ndeki kadını savunan maddelere bakalım;
[*] Kadınları her türlü şiddete karşı korumak ve kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak.
[*] Kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınları güçlendirmek de dahil olmak üzere, kadınlarla erkekler arasında önemli ölçüde eşitliği yaygınlaştırmak...
[*] Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin tüm mağdurlarının korunması ve bunlara yardım edilmesi için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlamak...
[*] Kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti ortadan kaldırma amacıyla uluslararası işbirliğini yaygınlaştırmak...
[*] Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin ortadan kaldırılması için bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesi maksadıyla kuruluşların ve kolluk kuvvetleri birimlerinin birbiriyle etkili bir biçimde işbirliği yapmalarına destek ve yardım sağlamak..
İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine sevinen kadınlar neye sevindi?
Acaba bu sözleşmenin içeriğini biliyorlar mıydı? Bilgi sahibi miydiler?
Hele bir kadın nasıl paylaşım yapmış:
"Çok şükür Rabbime"...
Sanki devlet sıkıyönetimden kurtuldu.
Sanki devlet darbeden kurtuldu.
Sanki devlet savaştan kurtuldu.
Hiç kimseyi siyasi görüşünden dolayı yargılayamayız, hangi partiye oy verdiği bizi ilgilendirmez.
İnsanlar partisinin politikalarını savunacak tabi...
Ancak hayatta bazı şeyler vardır ki; siyasetin önüne geçer.
Sağın-solun önüne geçer.
Bunlardan en önemlileri de; kadına şiddet ve çocuk istismarıdır.
Siyasi görüşüne göre şiddet gören kadın gördünüz mü? (İstisnalar hariç)
Eğitim durumuna göre şiddet gören ya da öldürülen kadın?
Bu şiddeti hepimiz görüyoruz... Eğitimcisinden tezgahtarına, müdüründen işçisine kadar gösterilebilecek çok örnekler var.
Elinizi vicdanınıza koyun!
Efendim neymiş; İstanbul Sözleşmesi eşcinsel ilişkileri, eşcinsel evlilikleri ve aile yapısını dağıtacak maddeler içeriyormuş.
İstanbul Sözleşmesi sadece bunlardan ibaret değil. Bu art niyettir, işine geleni görmektir.
Kadına şiddet ve kadın ölümleri bu kadar artmışken, bir kadının çıkıp da, "Çok Şükür Rabbime" diye açıklama yapmasını uygun görmüyorum.
Kadınların dayanışma içinde olması gerekirken, bu paylaşımı bir kadına yakıştıramıyorum.
Yarın bizim başımıza ne gelecek, belli mi? Değil...
En azından kadınların bu konuda duyarlı olmasını bekliyorum.
Şimdiye kadar Anayasa'da kadına şiddet ve ölümü engelleyecek sağlam bir madde yok.
Kanunlar maalesef kadını korumuyor, kadın öldürülene kadar koruma vermiyor.
"Uzaklaştırma" safsatası işe yaramıyor. Kafasına koyan, kadını evinde öldürüyor, sokakta öldürüyor...
Bir takım elbise ile hakimin karşısına çıkınca "iyi halden" cezası düşüyor.
Allah aşkına, boşanmak isteyip de şiddet görmeden, öldürülmeden boşanan kadın var mı?