Ceviz kurdunun hikayesini duymuş muydunuz?
Anlatayım.
Ceviz kurdu zayıf ve cılız bir halde iken gözüne kestirdiği bir cevizin kabuğunda bir delik açar...
İçine girer ve cevizin içini sanki yarın yokmuşcasına bir hırsla yemeye başlar. Yedikçe yer, yedikçe yer...
Fakat sonra bu kurtçuk şişmanlamaya başlar. Karnı büyür. Hareket edemez olur. Girerken açtığı delik ise artık onun için çok küçük kalmıştır...
Karnını doyurmuş ve ihtiyacı olan yiyeceği alıp gitmek ister fakat gidemez...
İçi giden cevizin kabuğu da kurumuş ve sertleşmiştir. Kurtçuk dışarı çıkabilmek için deliği genişletmek ister ama başaramaz...
Kurtçuk oturur ve düşünmeye başlar. Çıkmanın tek yolu olan zayıflamayı beklemek, vardığı tek sonuçtur.
Aç kaldıkça zayıflar, zayıfladıkça ilk haline, eski cılız haline döner...
Girdiği delikten çıkar gider. Fakat bir bakar ki etrafına artık mevsim bitmiştir. Ortada aç ve cılız bir kurtçuk ve içi yenilip bitirilmiş boş, kuru bir ceviz kalmıştır.
İşte bazı insanlarda bu hikayedeki kurtçuk gibidirler. Dünyayı yerken hiç bir şey umurlarında değildir.
Kimi insanlarda para, mal, mülk, israf hırsı da ceviz kurduna benzer. Bütün bu hırsları yenip, artık yeter dediğinde baharlar ve yazlar bitmiş olur.
Kendini ömrünün sonbaharına girmiş vaziyette bulur... Geriye sadece yaşlılık ve hastalıklarla mücadele etmek zorunda kalacağı koskoca bir kış kalmıştır.
Madem konu cevizden açıldı öyleyse cevizin kendisi, kabuğu hatta yapraklarında ne tür faydalar olduğunu biliyor musunuz?
Cevizin içeriğinde bulunan sodyum, potasyum, gümüş iyonu, yağ, tuz, albümin, Karbonhidratlar, B1, B2, B3, B6 ve E vitaminlerinden dolayı insan sağlığı bakımından oldukça etkili bir besinmiş.
İşte Zonguldak'taki bazı insanlar
ceviz kabuğuna giren kurtçuk gibi.
Hangi niyetle içeri girdiklerini biliyoruz.
Bizim cevizi yediler!
Ama çalmak için ne hale geldiler.
Zonguldak'ı ceviz kabuğu, içindeki cevizi kömür olarak düşünebilirsiniz.
Kurtları tek tek anlatmaya gerek yok.
Bu kurtçuklar şimdi ilçelere açıldılar.
Çünkü kabuğun içindeki cevizi babaları yedi!
Onlara bir şey kalmadı.
Allah kimseyi ceviz kurduna benzetmesin.

Ankara'nın taşına bak
Dün çok acil ve önemli bir konu için Ankara'ya gittim.
Görüşmeleri yapıp döndüm.
Yine gördüm ki, biz Zonguldak'tan başka yerde yaşayamayız.
Bu şehir bizim ruhumuza, kanımıza işlemiş.
Dorukhan'a gelince insanın yüreği akıyor Zonguldak'a doğru.
Yol, araç, internet sitesi, haberler, köşe derken gün bitti.
Görüşmek üzere.

Günün Fıkrası: Doktor
Hemşire hastaların muayene edildiği kanepede uyuyor, doktor masasının başında bir tıp kitabını okuyordu.
Doktorun karısı sessizce içeri girdi, kocasına arkadan yaklaştı, sıkı sıkı sarılıp öptü. Doktor, kadının elinden kurtulmaya çalışarak:
Görüyorsun ki çalışıyorum sevgilim, dedi. Daha yarım saat önce çılgınca seviştik. Şimdi biraz da çalışmama izin ver!