Hayırlı Cumalar!
Ödemesini düzenli yapanlar için hayırlıdır Cumalar.
Yapamayanlar için de hayırlı olabilir.
Ama ödeme yapmak için çabalayanlar için gerçekten hayırlı Cumalar!
Cuma günleri benim için hengame büyüktür.
Cuma günü ödeme günüdür.
Cuma günü parayı bulma günüdür.
Cuma günü para dağıtma günüdür.
Herkeste Pazartesi sendromu olur!
Bende Cuma Sendromu olur!
İlçelere gitmem lazım.
Üstelik internet sitesi ile ilgilenmem lazım.
Pusula'nın reytingini düşürmemem lazım.
Özel haber bulmam lazım.
Bulduğum haberi yazmam lazım.
Yazdığım haberi paylaşmam lazım!
Yazamadığım haberi yazdırmam lazım!
Son dönemde Pusula'da gördüğünüz özel haberlerin birçoğunda birebir emeğim var!
Bakmayın öyle haberlere adımı yazmadığıma!
Arkadaşlarımdan rol çalmak istemiyorum!
Kentimizden söz edecek halimiz kalmadığı zamanlarda kendimizden söz ediyoruz.
Anladınız değil mi?
Yerel market zincirinin, ulusal market zincirine kiraladığı yer konusunu unutmadık.
Onu yazacağız.

Kıssadan Hisse: Ömründe hiç çalmamış insan biri
Çin'de bir adam o kadar aç ve bitkin düşmüştü ki, dayanamayıp bir armut çaldı.
Adamı yakalayıp cezalandırılmak üzere İmparator'un karşısına çıkardılar. Hırsız imparatoru görünce ona şöyle dedi;
"Değerli efendim, çok açtım,
dayanamadım çaldım ve yedim. Beni affetmeniz için yalvarıyorum. Eğer affedersiniz size paha biçilemez bir armağanım olacak."
İmparator dudak büker;
"Senin gibi birinde paha biçilemez ne olabilir ki?"
Hırsız, avucunun içindeki armut çekirdeğini uzatır ve;
"Bu çekirdeği ekerseniz bir gün içinde altın meyveler veren bir ağacın yeşerdiğini göreceksiniz."
İmparator kahkaha atarak;
"Ek o zaman, altın meyveleri görünce affederim seni" dedi.
Yoksul adam;
"Haşmetlim bu tohumu ben ekemem çünkü ben bir hırsızım. Bu tohumu ancak, ömründe hiç çalmamış, başkalarına hiç haksızlık yapmamış, yalan söylememiş biri ekebilir. Tohum o zaman gücünü gösterir, aksi takdirde onu ekeni zehirler, tarif edilemez acılarla öldürür. Sultanım, bu tohumu ancak siz ekebilirsiniz."
İmparator irkildi, suratını astı, bir süre düşündü, sonra hırçın bir sesle;
"Ben imparatorum bahçıvan değil, o tohumu başbakana ver eksin de altın meyveleri görelim" dedi.
Yoksul adam, tohumu başbakana uzatınca başbakan telaşe içerisinde imparatora dönüp itiraz etti.
"Ben ekim biçim işlerinde çok beceriksizim efendim, sihirli tohumu ziyan ederim. Bence bu tohumu hazinedar başı eksin."
Hazinedar başı da hemen bir bahane buldu ve bu görevi başkasına devretti.
Bir bir orada bulunan herkes sudan sebeplerle tohum ekme görevinden kaçındılar.
Sonra İmparator, doğan sessizliğin içerisinde bir süre düşündü. Başı önünde başbakana, hazinedara ve bütün görevlilere dik dik baktı ve;
"Hadi bakalım bu hırsız bahçıvana tohumun nasıl altın meyve verdiğini hep birlikte gösterip sevindirelim" dedi.
Cebinden bir altın çıkarıp yoksul adamın tutması için attı.
Herkesin ceplerinden sessiz sedasız birer altın çıkarıp adama vermesini izledi.
Sonra da gülerek; "Bas git buradan be adam, bugünlük bu ders hepimize yeter.." dedi.

Hisse: Ortalığın toz duman olduğu şu günlerde tohumu ekecek temiz kimse var mı dersiniz?

Günün Fıkrası: Hatırlamıyorum
Yaşlı adam doktora derdini anlatıyordu.
- Bir bankanın genel müdürüyüm doktor bey. Bazen çalışırken sekreterimi odada kovalamaya başlıyorum.
- Iyi ya beyefendi. Bu yaşta bu hastalık. Ne mutlu size...
Demeyin canım. Yakaladıktan sonra, ne yapacağımı hatırlayamıyorum...