Virüs ile mücadele.
Dur durak yok.
Çarpıklıklar var.
Özel aracında maske soruyorlar.
İşyerinde tek başınasın.
Ya da iki üç çalışan.
Maske soruyorlar.
Çay ocağında bir karış taburede...
İki karış masada iki kişi oturuyorsun.
Fiziksel yapısı gereği.
Avuç içi kadar yer.
Yirmi kişi kucak kucağa oturuyor.
Yüzde elli kapasite ile çalışırsa.
Yanak yanağa oturuyor.
Karşılıklı çay höpürdetiyorsun.
Sorun yok.
Toplu taşımada, oturacak yer yok.
Maske olsa ne yazar.
Oturacak yer bulursan, havanın ağırlığından beş dakika sonra uykun gelir.
Lokantalar, kafeler.
Yüzde elli kapasite olsa da...
Sürekli hareket var.
Marketler farklı değil.
Bir ürünü elli kişi elliyor.
Olayın doğruluğu, yanlışlığı ayrı konu.
Çay ocağına izin veriyorsan.
İnsanlar özel aracında maskesiz olabilmeli.
Lokantaya izin veriyorsan.
Müşteri yokken manifaturacı maskesini çenesinin altına indirebilmeli.
Mücadele olmalı.
İşi daha sıkı tutmalıyız.
Abuk zubuk işlerle değil.
Maske, mesafe, temizlik...
Şartsız, şurtsuz olmalı.
Özendirerek.
Seve seve.

Özür dileme...

Kdz. Ereğli'deki olay.

Kaymakam üç ay önce eczaneye giriyor.
Oradaki üç kişiye fırça atıyor.
Ceza yazdırıyor.
Sokakta öğrenciye azar.
Esnafa maske fırlatma...
Polis, zabıta, kameralar...
O günlerde haber oldu.
Kimseden 'çıt' çıkmadı.
Nasıl olduysa olay patladı.
İnsanlar iki gruba ayrıldı.
Bir... Kaymakam Ak Parti'den milletvekili aday adayı olmuş.
Bunun için yaptığı yanlış.
İki... Olaydan çok sonraları karanlık güçler kaymakamın ayağını kaydırmak istiyor.
Kaymakamı yedirmeyiz.
Çok çalışkan.
[*][*][*]
Savunanlara bakıyoruz.
Hepsi ya emrinde...
Ya da inandırıcılığı yok.
Esasında 'olay yanlış' ama kaymakam çalışkan...
Kaymakamı savunuyorlar.
Diğer grubun hedefi belli.
Ak Parti düşmanlığı...
Tüm mesele burada.
Ereğli ölçeğinden çıkalım.
Zonguldak'tan bakalım.
Hatta Türkiye geneline bakalım.
Biz niye kişileri bir kenara bırakamıyoruz?
Neden olaylara objektif bakıp fikirleri tartışmıyoruz?
Kişisel çıkarlarımız öyle...
Kim olursan ol..
Çıkarsın denetime.
Uyarını yaparsın.
Dinlemeyene cezanı kesersin.
Ama bağırıp çağıramazsın.
Bağırıp çağırsan ne olur?
Hiç de bir şey olmaz.
Halka sahip çıkması gerekenler seni destekler.
Düzen böyle olunca...
Makamlar hizmet aracı olmaktan çıkıyor...
Sonra da şikayet ediyoruz...