Anadolu Ajansı Zonguldak Büro Sorumlusu Ferdi Akıllı hayatını kaybetti.
Önce işyerinde beyin kanaması geçirdi.
Hastanede tedavi gördü.
İyilik belirtisi gösterdi.
Ve öldü.
Anlatırken, yazarken ne kadar basit değil mi?
Ferdi Akıllı, yıllardır bu mesleğin içinde çalışıyordu.
Evlenmiş, bir çocuğu olmuştu.
Hayat navigasyonu, Ferdi'yi zorlu yollara sürükledi.
Sonra bir gün ofisinde beyin kanaması geçirdi.
Zorlu bir hastane süreci.
Tam iyileşecek diye beklerken.
Sabaha karşı kötü haber geldi.
Arkada gözü yaşlı bir eş.
Ve babasız büyüyecek bir kız çocuğu.
Hayat geride kalanlar için daha zor.
Ferdi'nin navigasyonu ise çalışmaya devam ediyor.
Ama artık sadece iki şık var.
Biri iyi, biri kötü.
Allah kısa yoldan, iyi yere götürsün.
Taksiratını affetsin.
Bizden yana varsa tüm haklarımız helal olsun.
Onca itiş kakışın arasında nasıl da eksiliyoruz değil mi?
Ne demişti Cemal Süreya?
"Ölüyorum tanrım
Bu da oldu işte.
Her ölüm erken ölümdür
Biliyorum tanrım.
Ama, ayrıca, aldığın şu hayat
Fena değildir...
Üstü kalsın..."
Orhan Veli Kanık'ın Ölüm şiiri daha da güzel:

"...
Ölünce kirlerimizden temizlenir,
Ölünce biz de iyi adam oluruz;
Şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış,
Hepsini unuturuz."
Yolun açık olsun Ferdi.
Kemal Sönmez'e, Ali Bahadır'a, Yusuf Günaydın'a...
Herkese selam söyle...

Zonguldak'ın çehresi değişecek.
Aslında bugün size Zonguldak'la ilgili güzel haberler verecektim.
Önümüzdeki dönemde yapılacaklarla ilgili notlar iletecektim.
Güzel şeyler olacak Zonguldak'ta.
Biraz yıkımlı, biraz dökümlü, biraz dikimli şeyler olacak.
İki-üç yıla Zonguldak Merkez İlçe'nin çehresi değişecek.
Yarına Allah Kerim.

Günün Fıkrası: Şeytan!
Fazlası ile zampara olan bir adam tövbekar olmak istemiş.
Ne yapayım ne edeyim derken '40 gün 40 gece bir mağaraya kapanıp dua etmesi' söylenmiş.
Adam mağaraya kapanmış.
1 gün 2 gün 3, 4, 5 derken 39 gün olmuş.
39'uncu gün dışarıda bir yağmur bir yağmur, ortalığı sel götürüyor.
Bir bakmış ki mağaranın kapısında yağmur iliklerine kadar işlemiş bir kadın.
Güzel mi güzel.
Kadın hemen içeriye girmiş.
Adam, kadının üstünü kurutmak için ateş yakmış.
Fakat kadına hiç yaklaşmamış.
Kadın üzerindekileri kurutmak için çıkartınca, kendisinin korktuğunu söylemiş ve adamın kendisine sarılmasını istemiş.
Adam sarılırken tövbesini bozmak istemiyormuş, fakat hatun cilvelenince 'tövbe' diye bir şey kalmamış ve iş bitmiş!
Sevişmenin ardından kadın kahkahalar ile gülmeye başlayınca merakla sormuş:
- Neden gülüyorsun yahu?
Kadın:
- Ben şeytanım... Senin tövbeni bozmak için geldim ve başardım!
Bu sefer adam kahkahalarla gülmeye başlamış kadın-şeytan sormuş:
- Niye gülüyorsun?
Adam:
- Bu dünyada sevmediğim bir şeytan kalmıştı. Onu da sevdim ya; boş ver gerisini!