20 yıl kadar önceydi.
Bir gazeteci büyüğüm: "Yol ve yöntemin yanlış" dedi.
Oysa öyle idealist bir gazeteciyim ki, hata kabul edecek durumum yok.
"Hayırdır abi, yanlış olan ne?" dedi.
Soruyu kendisi sordu, yanıtı kendi verdi:
- Sizin çıkardığınız yayınları Zonguldak'ta kim okuyor? İş adamı.
- Sizin çıkarttığınız yayınlara Zonguldak'ta kim reklam veriyor? İş adamları.
- Siz sürekli kimi eleştiriyorsunuz? İş adamlarını.
- Yahu hiçbir sektör, müşterisine küfreder mi?
Konuşmanın ardından allak bullak olmuştum.
O tarihlerde internet siteleri yoktu.
Yazılı basın, adeta kapalı devre çalışıyordu.
İnternet siteleriyle birlikte, geniş halk kitlelerine açıldık.
Gazete satın almayan, yerel gazeteye para vermeyen Zonguldaklılara internet aracılığıyla ulaştık.
Oradan reklam geliri elde ederek başka bir gelir kalemi yarattık.
Buraya nereden geldim.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, esnafların iş yeri kapatma işinin 'hikaye' olduğunu anlatıyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sadece iş yerini kapatan esnaf sayısını veriyor.
İki liderin dili de sorunlu.
Esnafın hali Cumhurbaşkanının anlattığı kadar iyi değil.
Esnafın hali Kemal Kılıçdaroğlu'nun anlattığı kadar kötü değil.
Türkiye'de iş yerini kapatan esnaf sayılarıyla iktidara yürüyor Kemal Kılıçdaroğlu.
Ama yeni açılan iş yeri sayısı, kapanan iş yerinden daha fazla!
Mesela 2020 yılında Zonguldak TSO'ya kayıtlı 61 şirket, iş hayatına son vermiş.
Aynı süre içinde 154 yeni şirket açılmış.
Bardağın neresine bakmak istediğine bağlı.
Ama işin en keyifli tarafı muhalefet.
Sorumluluk olmadığı için atıp, tutuyorsun!
Nasıl olsa yalanların bedelini Kemal Kılıçdaroğlu değil, CHP Milletvekilleri ödüyor.
İktidar özlemi yaşayan CHP'liler ödüyor.
Doğruları söylese, doğru söylese oyunu artıracak.
Ama o 'Kahvede her elde yeni deste açın' diyor.
Müşterisini, seçmenini, halkını ne duruma düşürüyor.
Her elde yeni bir destenin kahvehaneye ve oyun oynayan müşteriye getireceği yükü düşünmeyen biri, ülke ekonomisini nasıl yönetecek?
Yani kahvehaneyi yönetemeyen biri ülkeyi nasıl yönetecek?
Mesela biz CHP'nin Zonguldak'ta çalıştıkları müteahhitleri biliyoruz.
Doğrudan teminle iş alıyorlardı!
AK Parti geldi, yine o müteahhitler iş alıyor.
Demek ki, şu anda hükümetle iş yapan 5 müteahhit, CHP iktidarında da iş yapacak.
CHP iktidara gelirse, bu şirketlerin mal varlıklarına el koyacakmış.
Yap-İşlet-Devret şeklinde yapılan işleri hemen devletleştirecekmiş.
Bu kafada bir iktidar olunca yabancı yatırımcı bu ülkeye gelir mi?
İşte bu yüzden büyük firmalar, büyük yatırımlarda sözleşmeye İngiltere Mahkemeleri şartını koyuyorlar.
Hani yanlışlıkla CHP iktidara gelir de, mal varlıklarımıza el koyar diye!
Türk hukukuna güvenmediklerinden değil!
Türk siyasetine güvenmediklerinden!

Mezar parçalamak ne demek?
Almanya'da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarla tanınan Devrekli Cengiz Kalıncı'nın annesi Gülsüm Kalıncı'nın Zonguldak'ın Devrek İlçesi Halilbeyoğlu Köyü Sakalar Mahallesi'nde bulunan mezarı parçalandı.
Devrek'ten birileriyle tartışmış, onlar da Cengiz Kalıncı'nın annesi Gülsüm Kalıncı'nın köydeki mezarını parçalamışlar. Cengiz Kalıncı, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Savcılık gerekeni yapacaktır. Ama bu iş böyle kalmaz.
Mezar parçalamak ne demek?
Bu adımın bir sonrası rahmetliyi mezarından çıkartmak olabilir mi?
Devrek Kaymakamı Ümit Altay'ın bu olaya duyarsız kalmayacağını biliyorum.
Gurbetçiler anne babalarının cenazelerini memleketlerine getiremeyecek mi?

Tıp Merkezi'nden Hastaneye Işın'landı
Devrek'te faaliyet gösteren Işın Tıp'ta görev yapan Diş Hekimi Nergiz Çelik, AK Parti Devrek İlçe Kadın Kolları Başkanı oldu. Nergiz Çelik'in eşi Işın Tıp Merkezi'nin ortağı Çocuk Doktoru Avni Çelik kısa bir süre sonra Devrek Devlet Hastanesi'nde göreve başladı. Hadi bakalım Avni Çelik'i Devrek Devlet Hastanesi'ne Başhekim yapabilecek misiniz?