Ebrar daha 6 yaşındaydı.
Trabzon'dan Zonguldak'a yeni yerleşmişlerdi.
Babası Ahmet, asıl işi olan aşçılık mesleğinden iş bulamadı.
Son çareyi Zonguldak'taki dayılarının yanına gelmekte buldu.
Dayısı ve eniştesinin çalıştığı maden ocağında işe girdi.
Beraber çalışıyorlardı Karadon'da...
Grizu patladı, 30 işçi kaldı yeraltında.
24 yaşındaki Ahmet, akrabalarıyla birlikteydi o gün.
Hepsi patlamayla birlikte yerle bir olan ocakta kaldı.
Gülşen, ocak ağzında çaresiz umutlu bir haber bekledi.
Günler geçmiş ama daha çıkmamıştı Ahmet.
Gülşen, "Hayatımın aşkı, ben şimdi kime sarılayım, kokunu özledim" diye ağlarken,
Ebrar, anlamış bir şey olduğunu.
Koştu sarıldı ona.
"Anne" dedi.
"Anne ağlama sen, sil gözyaşlarını,
Babamın iş elbiseleri var ya,
Beraber ona sarılırız,
Onları koklarız" dedi.
Ekmek kavgası Karadeniz'deki hamsiyi, yeraltında solucan yapar.
Girersin gündeliğin on para,
Çalışırsın kan ter içinde.
Ölmek değil de mesele...
Geride kalanlar ne olacak?
Ateş düştüğü yeri yakar.
Biz yazıyoruz diye bu acıları.
Sürekli karamsar olduğumuzu düşünenler var.
Karamsar değiliz, umutsuz hiç değiliz.
Biz yeryüzünü omuzlayıp, taşından ekmeğimizi çıkartıyoruz.
Çıkartıyoruz da kimin için?
Gülşen işin, Ebrar için.
Herkes Ebrar'ı için çalışıyor.
Taşınan yük, çekilen çile ve kömürün acı dolu ateşi,
Bilinsin istiyoruz tüm dünyada.
Zonguldak denilince bir kömür bir de ömür gelsin akıllara.
Şu topraklara tepeden bakanlar görsün istiyoruz acıları.
Ve işte tam da bu yüzden yazmak istiyorum.
Yeraltı şehrindeki acıların, yer üstünü nasıl yaktığını,
Yaşanmışlıklarla anlatmaya çalışıyoruz.
Amacımız ne üzmek sizleri, ne de hüzünlendirmek.
Hasan Hüseyin Korkmazgil'in dizeleri anlatır amacımızı;
"ben işçi çocuğuyum evladım
demiryolu atölyesi işçilerinden
emekli Şükrü'nün oğluyum
ekmekle doydu karnım
ekmekle avutuldum
ekmekle korkutuldum
sen sofraya havyar da koysan kuzu kızartması da
önce ekmeğe varır elim
çilemin adı benim
ekmek kavgası
hiçbir şey istemedim şu dünyadan kendim için
ne köşk ne araba ne para
tükürmüşsem içine
senin tapındığın o sıfatların
satıyorsam emeğimi yok pahasına
ben işçi çocuğuyum evladım
benim davam başka dava."