Nasılsınız iyi misiniz?
İyi olmanızı Cenab-ı haktan niyaz ederim.
Beni soracak olursanız son gördüğünüzden daha iyiyim.
Zonguldak'ta 5 yıl Valilik yaptıktan sonra siyasete atılmanız doğru bir hareket değildi.
Bu hareket Milletvekili Adayı olduğunuz MHP'den sonra, aday olamadığınız İYİ Parti'de rahatsızlık yarattı.
Zonguldak'ta her kesimin sevip saygı duyduğu bir insan iken, siyaset uğruna toplumun büyük bir bölümünü karşınıza almanız doğru bir hareket değildi.
Sizi sever sayarız.
Bize ağabeylik yaptınız.
Her daim dostluğunuzu gördüm.
Ama bırakın, Zonguldak'ı Zonguldaklılara.
Siyaseti seviyorsunuz, ama siyaset sizi sevmiyor, istemiyor.
MHP'de tam oldu derken, Zeki Çakan çıktı geldi.
İYİ Parti'de tam oldu derken, Aydın Tümen geldi.
Bir şok daha yaşamak size iyi gelmeyecek. Buna inanın.
Şimdilerde Valilik yaptığınız dönemlere atıf yaparak açıklamalar yapıyorsunuz.
Buralara girmeyin.
Siyaset için, tribünden gelecek iki, üç alkış için birlikte çalıştığınız insanlara laf söylemeyin.
Yüzünüze söylemiyorlar ama valiler, il müdürleri, yaptığınız açıklamaları yanlış buluyor.
Hatta Zonguldak'ta olmanızı bile yanlış buluyorlar.
Düşünsenize eski Valimiz Erdoğan Bektaş Zonguldak'ta siyaset yapsa! Üstelik doğum yeri de Zonguldak iken. Trabzon kökenli iken. Şık olur muydu?
Diyeceksiniz ki Hüseyin Özbakır oldu! Siz kesinlikle Hüseyin Özbakır'dan çok daha iyi ve faydalı olurdunuz.
Bu karşılıksız aşktan vazgeçin Sayın Valim.
Kendinizi, partinizi daha fazla yıpratmayın!
Biz sizi yine eskisi gibi sevmeye, ağabey gibi görmeye devam edelim.
Zonguldak'ı, Zonguldaklılar yönetsin.
İzin verirseniz!

Meslekte 31'inci yıl
İnanış Gazetesi'nde 2 Ocak 1990 tarihinde başladım.
Yani bu yıl meslekte 31'inci yıla girdim.
Güzel bir haber duyduğumda ilk günkü gibi heyecanlanıyorum.
Aralıksız yazıyorum.
Aralıksız haber yapıyorum.
Daktilodan bilgisayara geçmiştik.
Şimdi cep telefonu ile yazıyorum.
Zonguldak'ta ne varsa yazdım.
Her alanda.
Sanat, siyaset, spor, sağlık, magazin, iş dünyası... Hiç haber ayrımı yapmadım.
Muhabirlikten, televizyon sahipliğine.
Meslekteki her mevkiye kendi imkanlarımla geldim.
Kurşun yedim, saldırıya uğradım ama yılmadım.
Akli ve fiziki durumum elverdiğince yazacağım.

Bu profesörler de bir alem
Karısının iç çamaşırlarını giyen profesör haberimiz büyük ilgi görmüştü.
Sonra karısını aldatan profesörü yazdık. Sonra karısının profesörü aldattığı ortaya çıktı.
Arı kovanına çomak soktuk. Meğer bir profesör, karısını dövmüş. Hatta karısı darp raporu almış!
Tıp Fakültesi'ne bir el attık!
Ne varsa döküldü!
Neydi asıl mesele?
Muayenehane açan profesörlerin hastaları soymalarıydı.
İnsan karısının gönderdiği hastadan para alır mı?
'Amerika'da yazlık aldı' dediğimiz profesör, 'O ben değilim' diyormuş!
Sensin sevgisiz profesör!
O profesör sensin!
Bizim karasularımızda yüzdüğüne göre o sensin!
Çok para bunları azdırmış.
Bakalım daha neler gelecek başımıza!

Günün Fıkrası: Sen benden büyüksün
Baba, oğlunu karşısına çekmiş, onunla konuşuyordu:
-Artık büyüdün oğlum, dedi. Annenle aynı odada yatman doğru olmaz?
Çocuk saf saf sordu:
-Sen, benden daha büyüksün, sen yatıyorsun ya baba!...