Seneler seneler evveldi...
Bir elektrik direğinin dibinde ceset bulundu.
Olay yeri inceleme ekipleri ilk etapta kaçak elektrik almak isterken akıma kapılıp öldüğü şüphesi üzerinde durdu.
Bir polis, cesedin teninde kömür karası tespit etti.
Olay büyüdü, cesedin oraya sonradan getirildiği tespit edildi.
Morgda elbiseleri çıkartıldı, kömür lekeleri ocağı işaret ediyordu.
Öyle de olmuştu, kaçak ocakta elektrik çarpması sonucu ölmüştü Tuncay...
Ocak sahipleri ve işçiler bırakmışlardı oraya.
'Kaçak elektrik kullanmak isterken öldü' süsü vermek için.
Öyle ki banyo bile yaptırdılar.
Tuncay, her gün yeraltına indiği arkadaşları tarafından bırakılmıştı oraya.
Kendini temize çıkartmak isteyenler, onu yıkayarak günahlarından arınacağını sandılar.
Kaçak ocaklarda yitip giden binlerce candan birisiydi Tuncay'ın canı.
Vicdan bir anda nasıl yok oldu?
Her gün omuz omuza çalıştığın iş arkadaşların,
Madende kazalanmasın, ölmesin diye kolladığın dostların,
Nasıl yapmıştı bunu sana.
Ölmek neyse de...
Hırsız damgası vurmak istemeleri nedendi?
Yarın onlar da öldüğünde aynı kaderi yaşayacaklarını hiç düşünmediler mi?

İnsan kaderini kendi mi yazar bilinmez...
Kader insanı nereye götürür o da bilinmez.
Konuşabilseydi eğer Tuncay,
Ne derdi acaba iş arkadaşlarına;
'Hep omuz omuza çalışmadık mı?
Benim canım size, sizin canınız bana emanet değil miydi?
Size ne yaptım da beni attınız bir kenara?
Çocuklarım, eşim, annem, babam...
Beni bir hırsız olarak bileceklerdi.
Nasıl göz yumdunuz bu kalleş oyuna?
Hepimizin tek amacı ekmek götürmek değil miydi evimize?
Benim öldüğüm gün kömür yerine ölümü çıkarttınız ya o ocaktan...
Aldınız mı yevmiyenizi?
Peki ya o patronumuz...
Ne dediyse yaptık, dişimizi tırnağımıza takıp çalıştık.
Kömür dedi hep, istedikçe çalıştık.
Eyvallah kaçakçıydık devletin gözünde.
Ekmek için yaptık dedik, kabullendik bu kaderi.
Tek derdimiz ekmek parasıydı,
Evde sıcak çorba kaynasın...
Çocuklarım okusun, bizim gibi fare olmasın...
Beni beraber çalıştığımız arkadaşlarım attı yol kenarına.
Üşüdüm, sabaha kadar dondum da...
İçimi yakan terk edilmekti dostlarımca ölüm yalnızlığına...
Ben elime kağıt kalem alıp yazamam.
Benim kaderim kömürle yazılmış...
Kömürle yanıp kül olmuş...
Benim hayatım kömürün içinde bir ömür olmuş...'